Takip Et
  • 15 Mart 2017, Çarşamba

Cennetin farkında olmak!.

Yahudiler sürüldü kabul ettik,

Ermeniyi vurduklarında ‘Hepimiz ermeniyiz diye sokaklara döküldük’

Bosna ağladı biz yandık,

Azerbaycan rahatsız oldu biz komaya girdik,

Filistin, Suriye, Irak, Libya, Mısır nerede bir zulüm yapılıyorsa o zulmü yaşadık, hissettik, zulmedenlerden yana değil mazlumlardan tarafa olduk.

Pakistan, Afganistan, Bulgaristan, Yunanistan velhasıl dünyanın her yerinde birileri zulmetti biz zulme uğrayanları kucakladık ve nerede bir Türk varsa, eğer onun tırnağı incinir ise bizim tırnaklarımız dökülüyor.

Devlet ve millet olarak şükür ki böyle bir yapımız var ve elbette bu yapımızdan dolayı zaman zaman kandırılıyor ve kullanılıyoruz.

Biz zulme ve zalime karşı olduğumuz sürece ne vatan ne de bu millet yıkılır. Allah her şeyi bilendir.

 

Türkiye deyince neden kuduruyorlar?

Son günlerde AB ve neredeyse tüm devletler ülkemiz ve insanlarımız üzerinde bir düşmanlık, kin ve nefret söylemi ve bakışıyla sürekli rahatsız ediyorlar. Bunun sebebi yukarıda saydığımız meselelerdendir. Devletlerin çoğu pisliğe bulaşmış, düştükleri durum itibariyle paralı ama vicdansız devlet ve millet haline geldikleri için daha çok ırkçılık üzerine giderek toplumlarını toparlamaya çalışmaktadırlar ama çok zor.

Son günlerde AB devletlerinin devlet ve milletimize düşmanlığı artık açıkça dillendirilmektedir. Bu devletler ki geçmişten beri ülkemize ve insanlarımıza hedef alan terör örgütlerinin abileri, babalarıdır.

Konya Ovası kadar toprağı olan Hollanda’nın yaptıklarına bakınca inanıyorum hepimizin yüreği sızladı ama bu meseleyi çözmek, yüreği sızlatan sorunları ortadan kaldırmakla mümkündür. Şimdi acilen devletimiz Hollanda’ya gereken cevabı en kısa sürede vermelidir. Bunu bekliyoruz da…

Biz cennetin farkında mıyız?

Dünyanın en iyi pamuğu, inciri, zeytini, kestanesi Aydın'da yetişir.

Peki Aydın’da kumaş yapılır mı? Diğer ürünler işlenip pazarlanır mı?

Ülkemiz dünyada en büyük madenlere sahip bunlar işlenir, işletilir mi?

Üretim toplumu muyuz? Tüketim toplumu mu olduk?

Yerli veya yerel hangi ürün ve markalarımız var?

Devletimizden maaş alanların devlet ve milletimize katkıları ne kadardır?

Özel sektör yukarıda saydığım bilinçle yaşamakta ve ona göre yönlendirilmekte midir?

Eğitim ve öğretim insanımızı üretmeye, yetiştirmeye göre mi çalışmaktadır?

Hangi kişi eğitim aldığı konuda çalışmakta ve ses getirmektedir?

Velhasıl özetler isek biz üretmez isek birisi bizim adımıza üretir ve ülkemizin tüm değerlerine sahip olur ve bu kazanımlarıyla ekonomik gücü eline alır ve devlet ve milletimize kafa tutar. Eğer biz yarınlarda bir ilimiz kadar toprağı ve nüfusu olan devletçiklere oyuncak olmak istemiyor isek derhal kendi öz kaynaklarımıza harekete geçirmek durumundayız.

Dün filan devlet bugün Hollanda’ya kuru kuruya tepki vermek sorunu kökten çözmüyor. Sorunun çözümü için halk bilinçli olacak çalışacak, üretecek ve ondan sonra bak bakalım bize hangi devletçikler karşı çıkacak.

Halkımız yerli ve yerel üretim yapan firmalara kendi malı gibi görmediği sürece yarınlar için bir başlangıç yapmış olmayacağız. İnşallah değişir ama alışkanlıkları değiştirmek zordur. Ancak cennetin farkında değil isek cehennemi yaşamaya mecbur olduğumuz unutulmamalıdır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.