Takip Et
  • 5 Haziran 2013, Çarşamba

Eylemciler bizim yerimizde olsa devrim yapardı

Son yıllarda yazdık, söyledik, bir türlü sesimizi duyuramadık. Yerel siyasetçiler kulaklarını tıkadı ve Ankara ile aramızda köprü olacaklarına “Kör Ebe” oyunu oynadılar.

Şehrimize gelen üst düzey siyasetçilere derdimizi anlattığımızda da “Efendim yerelde her şey güllük gülistanlık” dediler. Oysa meselenin öyle olmadığını her fırsatta söylemeye devam ettik ve dedim ki, “Eğer şartlar düzeltilmez ise halk ayaklanmasına gidiyoruz” ama yinede sakalımız yok ki sözümüz dinlene.

Geldiğimiz noktada basit bir meselenin geldiği boyuta baktığımızda, bu kadar olumsuz ve yanlışlıklara rağmen şükrediyorum. Neden mi?

- Halkın içine karışan bir düşman ülkeye kan gölüne çevirebilirdi,

- Her zaman oyuncağa çevirdiğimiz bir polis cinnet geçirebilirdi,

- AK Parti ve MHP'de sokağa inebilirdi, o zaman sonuç ne olurdu?

- Yabancı güçler ortalığın karışması için birkaç olay çıkarabilirdi,

- İnsanlarımız sağduyuyu kaybetseydi ne olurdu?

Birde sürecin işleyişindeki hatalara bakalım

- Ağaçların kesilmesini engellemek için orada nöbet tutanlara karşı yapılan ilk müdahale yani çadırların yakılması hataydı. Öyle olacağına o insanlar ikna edilseydi ikna olmuyorlar ise ondan sonra kaldırılsa idi sanırım işler bu noktaya gelmezdi. 

- Ömrünün büyük bölümünü siyasette geçirmiş kimine göre Dünya lideri, kimine göre ise tersi olduğu iddia edilen Sayın Başbakanın tavır ve söylemlerini anlamak mümkün değil neden bu kadar sert ve ısrarla tahrik edici söylemlere devam etti/ediyor. Ben son 2 yıldır ısrarla bazı konularda Başbakanımızın yanıltıldığını/yanlış bilgilendirildiğini iddia ediyorum bu konuda acilen Başbakanımız meseleyi bir gözden geçirmelidir.

- Ana Muhalefet Lideri Sayın Kılıçdaroğlu da sınıfta çakmıştır; eğer tutum ve davranışlarını daha net bir dille ve tavırla halkımıza anlatabilseydi inanıyorum daha fazla oy kazanırdı ama  yuvarlak cümlelerde ortama idare etme yolunu seçti oda en az başbakan kadar zarar gördü bu süreçten.

- En karlı çıkan Sayın Bahçeli oldu. Bu süreçte birçok ağır eleştiren insanlar bile tebrik etme gereği duydu ve gerçekten sorumlu bir devlet adamı yanını yine gösterdi sayın Bahçeli.

Eylemciler ve Halkımız nasıl göründü?

- Eylemciler haklı oldukları bir meselede meselenin kontrolden çıkmasına engelleyemediler. Belkide bu onlara da aşan bir mesele oldu gerçekten yeşil ve ağaç için orada olanlar sanırım şimdi bir kenarda “ ya biz ne diye geldik bu iş nereye gitti ”diye soruyorlardır.  

- Sonradan eylemciler dediler ki “ mesele ağaç meselesi değil 10 yılın birikimi” işte mesele burada şekil değiştirdi ve artık iş eylemden isyana doğru gittiği açık ve net bir şekilde ortaya çıktı.

- Eylem ile İsyan aynı şeyler değildir. Eylemler belirli gün ve şekiller ortaya konularak yapılır isyan ise "Ben böyle istiyorum olacak"tır. İşte bu isyan meselesi hoş bir şey değil yani bizim halkımız üzerinde olumlu bir iz bırakmaz yani isyanla seçimde oy kazanılamaz. Eğer mesele hükümeti yıkmak ise bu yol yanlış aksine daha da güçlenebilir hükümet.

Bizim hiç sorunumuz yok mu?

- Kayıt dışılık, haksız rekabet, Kamu kurum uygulamaları, dolaylı vergiler, sorunumuzu anlatabileceğimiz ve çözüm üretecek bir mekanizmanın yokluğu ve en vahimi gelecek kaygımız her gün artıyor.

- Sokaklarda eylem yapanların sorunlarından çok daha fazla sorunu vardır esnaf ve sanatkârların. Eylemciler içinde en çok sorunlu insanın sorunu bizim sorunlarımızın yanında çok hafif kalır.

- Biz 5 yıldır sefil yaşayan bir topluluğuz bu ülkede, bunu biz ekonomik göstergelerle izah etmenin bir mantığı yok. Para kazanamıyoruz, giderimiz üçe katladı, Devlet kurumları o kadar ağır uygulamalar yapıyorlar ki neredeyse insanlığımızdan utanacağız.

- Kamu kurumlarına olan borçları ödemiyor değil/ÖDEYEMİYORUZ. Araçlarımız yakalanıyor, bankalar kredi vermiyor, alsak para kazanmayınca ödenemiyor? Çocuklarımız okuyor ve aylık giderler artıyor eksilmiyor? Biz açız diyoruz birileri biz tatlı tarifi yapmaya devam ediyor.

- Borsa, döviz, faizdeki değişimler bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Bizim derdimiz dünyadan büyük.

- Eylemlerdeki öğrencilerin durumu bile bizden çok iyi en azında onlara kredi alarak okuyabiliyorlar, bilmem durumumuzu anlatabildim mi?

İşte bu kadar sıkıntı ve sorunumuza rağmen sokaklara dökülmüyor isek, bu bizim AHİLİK kültürünün kırıntılarındandır. Biz hak aramak için yapılan eylem ve tepkilere haklı buluyoruz ancak; Şiddet, nefret,kin sokakların yakılıp yıkılmasına karşıyız. O yakılan yıkılan malların nasıl sahip olunduğunu çok iyi biliyoruz. Ve her giden milli değerin biziz cebimizden çıktığını biliyoruz. Artık mesele daha çok can yakmadan sonlandırılmalı ve herkes gereğini yapmalıdır. Burada bundan sonra hata yapan, seçimde hesabını verecektir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.