Takip Et
  • 23 Aralık 2015, Çarşamba

Dünyanın yükü omuzlarımızda!

Esnaf ve sanatkarların son 10 yılda sorunları her gün büyüdü. Başta sesler çıkıyordu ama geldiğimiz noktada’ konuşsak ne olacak, bağırsak ne olacak, hiç bir şey değişmeyecek’? algısı meseleyi daha karmaşık hale getirdi.

İşte bu karmaşada sorulan bazı sorular ve durumun özeti;

- Devlete olan borçlara, canımı mı alacak!

- Kayıtlı çalışmak hata bu ülkede?

- Dükkanın varsa yandın, kaçak çalışıyorsan yaşadın?

- Biz zaten bu ülkenin üvey evladıyız?

- Odalar ne işe yarıyor?

- Ben emekli olsam ne olacak?

- Emekli olsam borçlarım 10 yılda bitmez?

- Dükkanım olmasa, bey gibi yaşayacağım o zaman bana devlet bakacak?

- Çalışarak batacağına, çalışma git devlete sana yardım etsin vs vs uzayıp giden sorular.

Elbette Nasrettin Hoca’nın hikâyesinde anlatıldığı üzere ‘hırsızın hiç mi suçu yok’? Kayıtlı işyerlerinin sicili bozuk kredi alamaz, devlet daireleri ‘doğrudan temin’ yerine tamamen ihaleye dönmüş, Şirkete yaptırdığı işlerin rezilliğini düzeltmek için yine bize gelir, her seçim önü herkes ‘ benim esnafım, benim sanatkarım’ der, ama seçim bitince umutlarımız yine bir sonraki seçime kalır.

İşte tam bu sırada Başbakanımız Sayın Davutoğlu ve ekibi toplantılarda, partinin programında esnaf ve sanatkârlarımız için güzel başlıklar attılar. İnanıyorum ki bu vaatlerini yerine getirecekler, ancak sorun şu vaat edilen vaatlerin özellikle Sanatkârlara ulaşacağını sanmıyorum. Çünkü sanatkârlarımızın büyük çoğunluğunun sicili bozuk ya da yeterince kredi çekmişler ya da devlete borçlular.

İşte bu noktada odalar, birlikler, federasyon ve konfederasyon ciddi çalışmalar ve öneriler sunmalıdır. İşte bu noktada odaların görevi vardır. Kimse kendi sorunu için bir toplantıya gitmeyi bile vakit ayırmaz iken, odalar ne iş yapıyor sorusunu sorma hakkına sahip değildir.

Temsil ettiğimiz esnaf ve sanatkârlarımızın büyük bölümüyle sorular ve sorunlarda hemfikiriz. Ama çözümde aynı noktada değiliz. Oda ve oda yönetimine dinlemeyen, hatta seçimlerde gidip sorgulamayan üyemizin sorunu çözülemez. Herkes öncelikle odasıyla iyi olacak. Oda görevini yapmıyorsa baskı uygulayacak aksi halde sizler dükkanlarınızda, bizler odalarımızda ağlar dururuz ve bunu bizden başka kimse duymaz.

Yıllardır basın ve yayın yoluyla oda olarak sesimizi duyurmak için çaba harcıyoruz. Hanginiz gazetede Aydın, esnaf ve sanatkarlar haberlerine takip ediyorsunuz? Takip eden bazı arkadaşlar, onların sorunlarını çözmek için basın yayında çıkan haberlere bak şu başkan ‘medyatik’ boy gösteriyor eleştirisi yapmıyor musunuz?

Sizler bu yazıyı okurken Aydın Esnaf Odaları Birliği yönetimi olarak Aydın milletvekillerimizi ziyarette olacağız. Bu kış günü Ankara’ya turistik geziye gitmiyoruz. Hem hayırlı olsun diyeceğiz hem de bu sorunların çözülmesi için görüş alışverişinde bulunacağız. Vakit dedi, kodu ve hadi sende nereye varırsa varsın deme vakti değildir. Herkes alanında ve mekânında yanlışa ve yanlışlığa izin vermeyecek ve bizlere yön vereceksiniz. Destek gerekliyse destek, köstek olmanız gerekiyor ise köstek olacaksınız bu sorunlardan kurtulalım ama bunu bilerek ve isteyerek yapmak zorundayız. Bu vatan bizim. Kimse kaytarmayacak ve kaytaranlara dur diyecek. Bir de eğer kredi alma imkânının varsa hemen kredi almayın. Ödeyebilecekseniz öyle alın yoksa sicili temiz kalan sanatkâr sayımız daha da azalacak bilginize.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.