Takip Et
  • 17 Haziran 2015, Çarşamba

Duyun artık...

Seçim bitti, şimdi geçim derdine düştük.

Siyasetçiler kavgasız "geçinme" derdinde, halkın ise geçim anlayışı olması gereken yaşamsal geçim anlayışı dolayısıyla siyasetle halk arasındaki kopuklukta burada başlıyor.

Vatandaşlarımız gördükleri kaygılar, yaşadıkları sorunlar ve yarına dair vaat ve beklentilerin karşılanması için oyunu kullandı. Şimdi ortaya çıkan sonuca göre bir hükümet kurmalarını bekliyor ama görüyoruz ki her partinin öncelikleri Halk ve Vatan olması gerekirken şimdilik siyasi manevra ve çıkışlarla halkın gözüne girmeye çalışıyorlar ama biraz sönük bir süreçteyiz.

Meydanlarda rakiplerine seslenirken " Ey Bahçeli, Ey Davutoğlu, yf Kılıçdaroğlu, Ey Demirtaş Ey Erdoğan" diye söze başlayan siyasetçilerimize şimdi halkımız şöyle sesleniyor.

Ey Erdoğan, tarafsızlığını koru, hükümet kurmaya engel değil destek ol.

Ey Davutoğlu, en çok oyu sana verdik ama gereğini yapmazsan biraz daha düşürürüz.

Ey Bahçeli, senin oyunu biraz artırdık ve senden daha çok gayret bekliyoruz. İçindeki değerlere kıyımdan vazgeç yoksa seçimde görüşürüz.

Ey Kılıçdaroğlu, seni bir umut olarak gördük ve bu umudun sönmesini istemiyoruz. Eğer negatif bir tutum içine girersen seni de seçimde görürüz.

Ey Demirtaş, Senin temsil ettiğin partinin geçmişini hiç tasvip etmedim ve bu seçimde kullandığın dil ve söylemlerle Türkiye Cumhuriyetine bağlılığınızı daha yüksek sesle söyleyin. Şahıslar üzerinden siyaset yapmayın. Terör, kan, kin ve nefret söylemlerini sözlüğünüzden silin, yoksa ilk seçimde yine eski günlerine dönersin.

Ey Meclise giremeyen parti liderleri, sizleri takip ediyoruz. Belki bundan sonraki ilk seçimde içinizden bir partiyi 1. parti yapabilirim, lütfen hazırlığınızı ve çalışmalarınızı ona göre yapın. demektedirler.

Genel beklentilerde ise halkımız şöyle diyor: Ey Siyasetçilerimiz,

Biz; yargı, adalet, ülkemizin bütünlüğü ve bağımsızlığındaki sorunların bir an önce bitirilmesini ve güven içinde yaşamayı istiyoruz.

Biz; ülkemize gelen 2 milyona aşkın Suriyeli kardeşlerimizin bir an önce evlerine dönmelerini istiyoruz. Eğer dönmeleri geç olacak ise bunların yaşayabileceği 82. şehrimizin kurulmasını o şehir dışına çıkmalarına izin verilmemesini istiyoruz.

Biz, 2002 yılından beri beklediğimiz sorunlarımızın çözülmesini bekliyoruz.

Biz, tüketim toplumundan üretim toplumuna geçmek istiyoruz.

Biz, borçlanarak yaşamak istemiyoruz. Şükür Elhamdülillah diyecek ortamlar istiyoruz.

Biz, çocuklarımızın iş ve eş kaygıları yaşamalarını istemiyoruz.

Biz, esnaf ve sanatkarlarımızın yeniden toplumun gülen yüzleri olmasını ve kırılan onurlarının tamirin istiyoruz.

Biz, Bölgesel ve ırk ayrımcılığı istemiyoruz. Herkesin hak ettiği mükafat ve cezayı aldığı bir ortam istiyoruz.

Biz, yalancının, dolandırıcının, üçkağıtçının, ahlaksızın, teröristin, rantçının, ikiyüzlülerin, fırıldakların, vurguncunun söz sahibi olduğu bir ülke istemiyoruz.

Biz, seçtiğimiz siyasetçilerin ülke ve halkımız için ortak çalışmalarını ve yukarıda saydığımız sorunların ortadan kaldırılması için derhal çalışmaya başlayacak bir hükümet istiyoruz.

Eğer bu mesajı da anlamadık diyorsanız hemen sandığı getirin önümüze biz sizin çözemediğiniz her sorunu sandıkta "bir oyla" nasıl çözebildiğimizi göreceksiniz.

Yıllardır yazdığımız, söylediğimiz, müracaat ettiğimiz sorunlarımızın çözülmesi için bir an önce şahsi ve parti menfaatlerini bir kenara bırakarak, kaygılarımızı giderecek bir hükümet bekliyoruz.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.