Takip Et
  • 10 Aralık 2014, Çarşamba

Kurumsal değer ve Kurumsal kimlik

Devletimizi temsil eden kurum ve kuruluşların duruş ve görüntüsü “dosta güven” “Düşmana korku” vermelidir ki devletimize karşı dostları kucaklasın, düşmanlarda o samimi dost ortamdan korksun. Gelin görün ki her geçen gün devlet ve devletimizi temsil eden kurum ve kuruluşlar bu konuda kötü örnekler sergilemeye devam ediyor.

Hak edenle, cezayı hak eden aynı olabilir mi?

Çalışanla, çalışmayan bir tutulabilir mi?

Vatan bölünmez diye ölenle, vatanı böleceğim diyen eşdeğer olabilir mi?

Yalan, dolan, yağcılık, şahsi menfaatçilik yapan ile Allah rızası için ve ülke için yürekten çalışan, konuşan ve gerektiğinde sizi eleştiren aynı olabilir mi?

Elbette herkes olmaz öyle şey diyecek. Ama gelin görün ki devleti temsil eden kurum ve kuruluşların büyük bölümünde ki uygulama söylem ile eylemin aynı paralelde olmadığını gösterir.

Bu ülkede ikiyüzlü, yağcı ve yalakalar siyaset ve devlet yönetiminde ilk danışılan olduğu sürece “ kuzuyu kurda yem etmek” mümkündür. Yine aynı şekilde kendi makamını koruma ve geleceğini sağlama alma algısı içinde yaşamaya alışmış “ güç sahibi” sözde devlet adamları bu ülkeye zarar vermeye devam ediyor ce edecek.

Yukarıdaki sözlerim sakın “hükümete” söylendi algısı olmasın. Biz bu ülkenin evladıyız. Biz MHP’yi de CHP’yi de, AP’yi de biliriz. Sözümüz sadece bugüne değildir. Bu ülkede dünde yanlış vardı, bugünde var. Dün yağcı yalakalar ön saftaydı şimdi de var. Meseleyi geniş açıdan baktığımızda “ güç ve iktidar” olduğunda görüyorsun kimin ne olduğunu.

Ben en iyiyim diye bir iddiam olmadı ve olmaz? Ben de insanım ve hata yaparım. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır sözünü önemserim. Geçenlerde yazdığım “ Adam olmak” başlıklı yazımın altına “Mehmet Emin Yurdakul” şöyle bir yorum yazmış “dediklerin güzel şeyler birde seni görelim her şey başkanlık değil benden bu kadar biraz da gençler siz gelin diyebilecek misin adamlık nasıl görelim” demiş.

Mehmet beye mesaj attım ama dönüş olmadı. Ben Mehmet beyin bu eleştirisine kısaca cevap vereyim. Mehmet Bey; evet ben 2001 yılında bu yana başkanlık yapıyorum. Ve sadece bir seçimde rakibim olmadı onun dışında her seçimi kapı kapı dolaşarak kazandık arkadaşlarımla. Birde herkes odalarda görev yapan arkadaşlarla ilgili çok yanlış bilgileri var. Oda başkanlarının ne sosyal güvencesi nede büyük çoğunluğunun (Esnaf Odalarının) parası vardır. Başkan olduktan sonra işini kaybeden çok arkadaşımı var. Ben kendimden örnek vereyim Ben Aydın Marangozlar Odasından 824 lira, 24 kuruş, Esnaf Odaları Birliği yöneticiliğinden aldığım 250 lira oturum ücretidir. Yani her iki kurumdan aldığım ki odamızdan bazen 1 yıl sonra aldığım para 1100 lira civarındadır.

Bizim işler gönül işidir Mehmet Bey kardeşim. Ahi geleneği her ne kadar bilinmiyor ve yaşanmıyor gibi görünse de aslında kırıntılarıyla devlet ve millete hizmet etmenin kutsallığının farkındayım ve fani olduğumu hesap vereceğini bilenlerdenim.

Benim yaptığım görev ve yazdığım yazılardan dolayı gördüğüm zara ve ziyanı hesap etmediğimi son yazım da yazmıştım. Bu ülke bulunduğu yer, konum ve durumu itibarıyla düşmanları tarafından hiç rahat bırakılmayacaktır. Bugünkü adıyla terör bitse yeni adla yine kurulur. Esas olan Türkiye Cumhuriyeti Devletine temsil eden kişi kurum ve kuruluşlar ve Milletimizin sorumluluğunu en iyi şekilde bilmesi ve yerine getirmesidir. Yoksa sen şucu, ben bucu ile bir yerlere varmamız mümkün değildir. Devlet ve Millet marka değerini artırdığı sürece daha güçlü daha mutlu olacağız.

Davet. 11 Aralık 2014 günü Ankara Atatürk Kültür Merkezinde Aydın ili tanıtım günleri etkinliği var. Pazar gününe kadar açık olacak bu tanıtım fuarına herkesi bekliyoruz. Ben Perşembe günü açılışta orada olacağım.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.