Takip Et

SON DAKİKA

Prof. Dr. Nefati KIYLIOĞLU

Uykuda nefes durması - Horlama (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu)

28 Aralık 2012, Cuma

     


-Kaza yaptım doktor bey, kolum kırıldı. Daha kötüsü de olabilirdi, buna şükür! Uyuyakalmışım. Aslında bu ikinci kez oluyor. İlkinde kaza büyük değildi. Geçen gazetede okudum horlama bu duruma neden oluyormuş diye! O yüzden geldim. Ben horluyorum ve hanım gece nefesimin bir dakika boyunca durduğunu söylüyor. Öleceğim diye korkuyormuş! Ne yapacaksınız yapın, razıyım ben! Daha torunlarımla oynamak istiyorum. İyileştirin beni....
Horlama niye olur? Her horlama kötü müdür?
Nefes alırken ya da verirken, hava yollarında ortaya çıkan daralma ile "sesli nefes" horlama diye tanımlanır. Her horlama kötü değildir. Şişman olanlarda ve sigara içenlerde horlama gözlenebilir. Ancak uyku apnesi olanlarda horlama gözlenmesi sık olduğu için acaba uyku apnesi var mı diye bakmak gerekebilir. Çalışmalar ileri yaşın, erkek cinsiyetin ve şişmanlığın risk faktörü olduğunu, horlamadan uyku apnesi sendromuna geçişte önemli olduklarını ortaya koymuştur.
Uyku apnesi nedir? Kimlerde görülür? Nasıl tanınır?
Uyku apnesi uykuda nefesin durması ve bu durumun gündüz uyanıklığına olumsuz etki etmesi halidir. 30 - 60 yaş arası erkeklerin 1/4'ünde ve kadınlarında 1/10'unda uyku apne sendromu varlığı gösterilmiştir. Şişman olanlarda, yüzde çene kemiği küçük ya da geride olanlarda daha sık gözlenir.
En kesin tanı uykuda nefes durmasının gösterilmesi ile olur. Nefesi duran kişiler sorgulandığında sabahları dinlenmiş kalkamama, gündüz buldukları her fırsatta kısa kısa kestirme, özellikle yemek sonrasında uyuklama tarifler. Geceleri sık uyandıklarını ve idrar yapmak için tuvalete kalktıklarını ifade ederler. Bu kişilerde yüksek tansiyon hastalığı da gözlenir. Hastalık ilerledikçe uyuklama miktarı ve uyunan yerlerin sayısı giderek artar. Arabada seyahat ederken, sizinle konuşurken, TV seyrederken ve hatta araba kullanırken bile uyuma gözlenir.
Tanı koyma sırasında kullanılan en değerli yöntem gece boyu uykunun incelenmesi yöntemi "polisomnografidir". Bu yöntemde vücuda bağlanan kablolar ile uykunun evreleri, solunum ritmi, kan oksijen seviyesi, tansiyon değerleri, kalp atım değişmeleri, bacakların hareketleri kaydedilir. Uyku ile ilişkili pek çok bilgiye ulaşılır ve uyku apnesinin var olup olmadığı, var ise ağırlık derecesi, apnenin hava yollarından mı yoksa beyinden mi geldiği gösterilir. Bir binanın dışına ve iskeletine bakar gibi uykunun hem fotoğrafı ve hem de röntgenleri çekilir.
Uyku apnesi neden tedavi edilmelidir? Nasıl tedavi edilir?
Uyku apnesi demek gece boyunca az miktarda oksijen ile "hiç gerek yok iken" yaşamak demektir. Oksijensiz kalan beyin bu durumu algılar ve kişiyi uyandırır. Uyanma ile nefes alma yeniden başlar. Tekrar dalma ile nefes yine durur ve tekrar uyanma olur. Dönme dolap gibi bu olay döner, bir türlü derin uykuya girilemez. Uykuda beyin dahil tüm organlar gece boyu dinlenir, tamir olur ve bir sonraki güne hazırlanır. Derin uykuya giremeyen beyin dinlenmez ve kendini sıkıntılı - tehdit içeren bir ortamın içindeymiş gibi algılar. Bu bir öğrencinin gürültülü ortamda ertesi günkü sınava hazırlanmasına benzer. Ertesi gün başarısızlık kaçınılmazdır. Kendini yenileyemeyen vücut gergin, sinirli, endişelidir. Vücutta tansiyon yükselmesi ortaya çıkar. Tansiyon kalp hastalıklarına, kalp hastalıkları ve tansiyon da beyin damar tıkanmalarına yol açar. Uyku apnesi olanlar kilo alır ve veremezler. Bu kilolar da hem var olan apnenin kötüleşmesine hem de yukarıda söylediğimiz hastalıkların ortaya çıkmasına imkan verir. Dikkatin dağılması, dalmalar ile iş kazaları ve trafik kazaları ortaya çıkar ki bunlar da ölüm ve yaralanmalar ile sonuçlanır. Bu nedenle görüldüğü an tedavi edilmelidir. Uykuya "dinlenmek için yatmak gerekir, ölmek için değil."
Uyku apnesi dışarıdan basınçlı hava veren cihazlar ile tedavi edilir. Basınç ile hava yollarının açık kalması ve akciğerler aracılığı ile kanın yeterli miktarda oksijenlenmesi sağlanır. Basınç değerinin hem nefes alırken ve hem de nefes verirken yüksek ve benzer ya da yüksek ve değişken olmasına göre CPAP ya da BPAP cihazı adını alır. Apne tanısı alan hastanın ikinci kez polisomnografi yaptırması, basınç değerlerinin saptanması, bu basınç değerleri ile uygun ve yeterli miktarda düzelme olduğunun gösterilmesi uygun tedavi yönteminin basamaklarıdır.

Prof. Dr. Nefati Kıylıoğlu
Adnan Menderes Üniversitesi
Nöroloji AD, AYDIN
www.aydinnoroloji.com 


Yazarın Tüm Yazıları

Yaşlılık ve sağlıklı yaşam

22 Mart 2014, Cumartesi

Serebellar hemoraji - Beyincik kanaması

15 Mart 2014, Cumartesi

Damar iltihaplanması - Vaskülit

8 Mart 2014, Cumartesi

Behçet Hastalığı

1 Mart 2014, Cumartesi

Beyin ölümü

22 Şubat 2014, Cumartesi

İnsan sağlığı ve bilgi üretimi

15 Şubat 2014, Cumartesi

Apraksi - Hareketin yapılamaması

8 Şubat 2014, Cumartesi

Spinoserebellar ataksi

25 Ocak 2014, Cumartesi

Epilepsi ve cerrahisi

18 Ocak 2014, Cumartesi

Servikal spondilotik myelopati

11 Ocak 2014, Cumartesi

Temporal arteritis

5 Ocak 2014, Pazar

Kapı - Duvar

28 Aralık 2013, Cumartesi

Göz felci (Gözde hareket kaybı)

21 Aralık 2013, Cumartesi

Paraneoplastik sendrom

14 Aralık 2013, Cumartesi

Düşük el (Radiyal sinir felci)

7 Aralık 2013, Cumartesi

Status Epileptikus (Nöbet fırtınası)

30 Kasım 2013, Cumartesi

Beynin sağ ve sol yarısı

23 Kasım 2013, Cumartesi

Beyin tümörü ve nöbet geçirme

16 Kasım 2013, Cumartesi

Progressif Supranükleer paralizi (PSP)

9 Kasım 2013, Cumartesi

Hekimlikte hastalığı tanıma ve zaman

2 Kasım 2013, Cumartesi

Normal basınçlı hidrosefali (Beynin su toplaması)

26 Ekim 2013, Cumartesi

Brakial pleksus yapısı ve etkilenmesi

19 Ekim 2013, Cumartesi

Ben Multipl Skleroz (MS) hastası mıyım?

12 Ekim 2013, Cumartesi

İlaçlar ve vücudumuz

5 Ekim 2013, Cumartesi

Arteriovenözmalformasyon (Damar yumağı)

28 Eylül 2013, Cumartesi

Beyin ve beyin zarlarının iltihaplanması

18 Eylül 2013, Çarşamba

Davranışlar ve sağlığımız

14 Eylül 2013, Cumartesi

Göz hareketleri ve bozuklukları

7 Eylül 2013, Cumartesi

Yürümede bozulma

31 Ağustos 2013, Cumartesi

Dirsekte sinir sıkışması - Kubital Tünel Sendromu

24 Ağustos 2013, Cumartesi

Göz kapağı düşmesi - Blefaroptozis

17 Ağustos 2013, Cumartesi

Siyatik sinir etkilenmesi

3 Ağustos 2013, Cumartesi

Pozisyon değişmesi ile ortaya çıkan baş dönmesi - BPPV

23 Temmuz 2013, Salı

Sıcaklık, ısı ve bedenimiz

20 Temmuz 2013, Cumartesi

Damar sertliği - Ateroskleroz

13 Temmuz 2013, Cumartesi

Uyku ve baş ağrısı

6 Temmuz 2013, Cumartesi

Sinir çalışma bozukluğu - Periferik Nöropati

29 Haziran 2013, Cumartesi

Beyin çalışmasının yetmezliği - Deliryum

22 Haziran 2013, Cumartesi

Yutma bozukluğu - Disfaji

15 Haziran 2013, Cumartesi

Hipokalsemi - Kalsiyum düşüklüğü

7 Haziran 2013, Cuma

Geçici Bellek Kaybı

31 Mayıs 2013, Cuma

Ortostatik hipotansiyon

24 Mayıs 2013, Cuma

Kulak çınlaması - Tinnitus

17 Mayıs 2013, Cuma

Kore - Sydenham koresi

11 Mayıs 2013, Cumartesi

Vitamin B12 ve sinir sistemi

3 Mayıs 2013, Cuma

Doğa, vücudumuz ve enerji dönüşümleri

27 Nisan 2013, Cumartesi

Uykudaki davranış bozuklukları - Parasomniler

20 Nisan 2013, Cumartesi

Amyotrofik Lateral Skleroz - ALS

13 Nisan 2013, Cumartesi

Beynimiz ve yaşlanma

6 Nisan 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi 2

30 Mart 2013, Cumartesi

Myelopati - Omurilik etkilenmesi - 1

23 Mart 2013, Cumartesi

Akut distoni - İlaç ile ortaya çıkan kasılma durumu

16 Mart 2013, Cumartesi

Hemifasiyal spazm

9 Mart 2013, Cumartesi

Nefati Kıylıoğlu

2 Mart 2013, Cumartesi

Ağrı - Beş duyunun cezalandırıcısı

23 Şubat 2013, Cumartesi

Demans - Bunama hastalığı

9 Şubat 2013, Cumartesi

Yalancı tümör sendromu (Pseudotumor cerebri)

2 Şubat 2013, Cumartesi

Karotis damarı daralması - Şah damarı darlığı

26 Ocak 2013, Cumartesi

Uykusuzluk - İnsomni

19 Ocak 2013, Cumartesi

Parkinson hastalığı ve cerrahi tedavisi

12 Ocak 2013, Cumartesi

Bel ağrısı

5 Ocak 2013, Cumartesi

Uykuda nefes durması - Horlama (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu)

28 Aralık 2012, Cuma