Takip Et
  • 29 Ağustos 2014, Cuma

Kasadaki çek

Bugün sizlere, Aydın’ın başarılı işadamlarından Yalçın Pekgüzel’in yaklaşık bir yıl kadar önce sosyal medyada paylaştığı ve o gün beni çok etkileyen, ticari ve özel yaşamıma yön vermeme önemli katkı sağlayan “Kasadaki çek” isimli öyküyü aktarmak istiyorum.

“İş adamının işleri iyice bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen, şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı. Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. "Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli... Benimle paylaşmak ister misin?" diye sordu yaşlı adam.

İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da: "Sana yardım edebilirim" dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki verirken ona şöyle dedi: "Bu para senin. Bir yıl sonra seninle buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al!" Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller'e aitti. Yani o gün için dünyanın en zengin adamına...

"Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim" diye düşündü. John Rockefeller'e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveni ve yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük-küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler, yeni işleri doğurdu.

Birkaç ay sonra işlerini yoluna koyabilmişti. Takip eden aylarda ise borçlarından tamamen kurtulup hatta para kazanmaya başladı. Bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çekle parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona geldiğini gördü. Ona çeki verip başarı hikayesini paylaşacakken, bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı.

Hemşire, "Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir. Çünkü bu bay sürekli olarak huzur evinden kaçıp bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockefeller olduğunu söylüyor."

Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı. İşadamı şaşkın bir şekilde öylece donakaldı. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı. Birden, hayatının akışını değiştiren şeyin para olmadığını farketti. Hayatını değiştiren, yeniden kendinde özgüven ve inançtı.

Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kalbimizde ve kafamızda olandır. Başka yerde aramaya gerek yok...” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.