Takip Et
  • 7 Mart 2013, Perşembe

Halkın içinde olmak

Halkı anlamak için, halkın içinde olmak gerek. 
Fakat seçimden seçime değil.
Her gün…
Halka tepeden bakanlar, eninde sonunda tepetaklak olur.
Olmuşlardır da.
Geçmişte bunun örnekleri çoktur...
Şimdi seçim mevsimi.
Sokağa çıkanların, halkla kucaklaşanların sayısı artıyor.
Daha da artacak…
Dört yıldır sokaktakilere selam bile vermeyenler, şimdi kendilerince en samimi, bana göre en yapmacık ve sahte gülücüklerle halka temenna ediyor.
Bu kış da yağışlar şiddetli oldu.
Yağmur suları derelere, çaylara, Büyük Menderes’e sığmıyor.
Yine taşkınlar yaşanıyor.
Birilerinin, bir şekilde bu çaydan geçmesi gerekiyor.
Paçalarını şimdiden sıvamaları da ondandır.
Çünkü azgın bir dere geliyor.
Ya onlar yine bazı şeyleri bize yutturacak.
Ya da bu dere onları yutacak.
Tutunacak dalları biziz.
Dayılanmakta haklıyız, haklısınız.
Çaydan geçtikten sonra bize ne derler, o da onların insafına kalmış.
Dert etmeyin, nasılsa 4-5 yıl sonra yine gelecekler.
O zaman yine dayılanırız…
“Her yerde bir dayın olacak” lafına hayatım boyunca pek de itibar etmedim.
Hak etmeden bir dayının iteklemesi ve kol kanat germesi ile bir yerlere gelme, haksız kazanç temin etme çabasında olmadım.
Ama bazen seni anlayabilecek, sana güç katabilecek, moral verebilecek “dayı” şart.
Şayet, dereden geçtikten sonra da ona dayılanmadan ve yine samimice “dayı” demeye devam edebileceksen.
Bugünlerden başlayıp, seçim gününe kadar bize “dayı” diyenlerin gözünün içine lütfen dikkatli bakın.
Bizim sahtekar, yüzümüzü kara çıkartacak yeğenlere ihtiyacımız yok.
Hani meşhur bir hikaye vardır;
Adam vezir olduktan sonra askerlerini gönderip, bir zamanlar kendisine “adam olamazsın” diyen köydeki yaşlı babasını ayağına getirtmiş ya.
“Sen bana ‘adam olamazsın’ diyordun, vezir oldum” demiş ya.
Babası da, “adam olsan beni ayağına çağırtmazdın” diyerek, veziri rezil etmiş ya.
Şimdilerde şöyle etrafınıza bir bakın, tıpkı bu vezire benzer ne kadar çok siyasetçi göreceksiniz.
Bizim verdiğimiz güçle, bize karşı vezirlik, krallık taslayanları, köylerimizin temsilcilerini ayağına çağırtanları dert etmeyin.
Belki bir gün, onlar da “adam” olur.
Memlekete de bir faydaları…
Varsın vezir de olsunlar, ama saraylarda oturarak, bizleri seçimden seçime hatırlayarak değil, her gün halkın içinde dolaşarak.
Kişiliklerine olmasa da, makam ve mevkilerine hürmet ederiz.
Ama çaydan geçene kadar…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.