Takip Et
  • 17 Ocak 2015, Cumartesi

Portakalı soydum…

Bizim çocukluğumuzda, oyunlarda ebe belirleme tekerlemesiydi bu;

“Portakalı soydum,

Başucuma koydum,

Ben bir yalan uydurdum,

Duma duma dum,

Kırmızı mum.”

Oyunlarımızda bile;

Seçici olmayı,

Paylaşıcı olmayı,

Demokrat olmayı,

Adil olmayı öğrendik.

Mızıkçılara fırsat vermedik.

Ama onlara küsmedik de…

Portakal, çok değerli bir meyve.

C vitamini deposu.

Aydın, portakalın yanı sıra mandalina ve limonda da önemli bir narenciye üretim merkezi.

Aydın’da üretilen portakal para etmeyince, Aydın Büyükşehir Belediyesi devreye girmiş.

Atça ve Kuyucak’taki sebze ve meyve hallerinden, kilosu 30 kuruştan 52 ton portakal satın almış.

Ve bu portakallar 5’er kiloluk fileler halinde 10 bin aileye dağıtılacakmış.

Maksat, üreticinin zararını önlemekmiş.

Yani Merkez Bankası’nın gerek gördüğünde para piyasalarına müdahalesi gibi bir şey bu.

Fakat 52 ton portakal üreticilerden değil de haldeki tüccarlardan satın alınınca, haliyle aracılar da nasiplenmiş.

Aydın’ın turunç kokan sokakları önümüzdeki günlerde portakal kabuklarından yürünemeyecek bir hal alırsa, bilin ki bunun sebebi Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin halka arz edeceği 52 ton portakaldır.

Zaten sosyal belediyecilik de bunu gerektirir.

Toplu nikâh töreni,

Toplu sünnet şöleni,

Kandil lokması,

Halk Ekmek..

Bu gibi şeyler artık demode oldu.

Belediyelerimiz çok daha sosyal davranmalı.

Büyükşehir Belediyemiz bugün piyasadan 52 ton portakal alıp hem tüccarı ve hem de portakal üreticisini rahatlatıyorsa, yazın pamuk para etmeyince avlularımıza birer balya mahlıç atar, yastık yorgan yaparız.

Zeytin para etmezse, birer damacana zeytinyağımız BŞB’den demektir.

Tüccar ve ihracatçı incir üreticilerimizi üçkâğıda getirmeye çalışırsa, kışlık incir telaşına düşmeyiz.

Besicilerimizin bundan böyle et fiyatlarının düşüklüğünü dert etmesine gerek yok. Ege Et var, BŞB var. Halka kuşbaşı ya da kıyma değil sakatatı bile dağıtılsa, kasaplarımız kedilere hizmet eder…

Önemli olan portakalı soyabilmek ve başucuna koyabilmek.

Onu da yapamıyorsan, bir yalan uyduruvermek…

“Kırmızı mum” öyle ya da böyle, zaten bizi işaret eder ve sürekli oyun dışı kalırız.

Ama portakalsız kalmayız… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.