Takip Et
  • 12 Aralık 2013, Perşembe

Sömürenler ve sömürülenler

Önceki gün, Dünya İnsan Hakları Günü’ydü.

Böylesi günlerde, belli bir makam ve mevki edinmiş, kendini bir halt zannedenler açıklamalar yapar, mesajlar yayınlarlar.

O gün sistemimize düşen bir haberde, Aydın’daki bir belediye başkanı insan hakları konusundaki duygu ve düşüncelerini dile getirmiş, ülkemizdeki ve dünyadaki insan hakları ihlallerinin son bulmasını istemiş.

Gelin görün ki, bizzat bu kişinin yönettiği belediye, Aydın’daki en acımasız, en gaddar, en insafsız, en aleni insan hakkı ihlallerini yapmaktadır.

En basitinden;

Kentten toplattığı çöpleri sorumsuzca dağlara, köylere döktürmektedir.

Evsel ve katı atıklar yetmiyormuş gibi, vidanjörlerle şehrin tıkanan kanalizasyonlarından çekilen sıvı pislikleri de aynı alanlara deşarj ettirmektedir.

Yayaların kaldırımdan yürüme özgürlüğünü elinden almış, insanların can güvenliğini hiçe sayan bir belediyeyi yönetmektedir.

Onbinlerce insanın ortağı olduğu bir şirketin hak ve menfaatlerini korumaktan acizdir.

Halka hizmet yerine, kula kuklalık etmektedir.

Sömürülenlerin değil, sömürenlerin yanında bir duruş sergilemektedir.

Tüm bunlara rağmen çıkıp, bize insan hakları dersi vermeye çalışıyor.

“Hadi canım sende”

Diyerek, o haber metnini çöpe attım.

Bunlardan günümüzde çok var.

Sözde ve görüntüde hak, emek ve özgürlükten yanadırlar.

Bunlara saygılıdırlar.

Hatta onların vazgeçilmez yaşam biçimidir.

Fakat icraatta öyle değildir.

En acımasız insan hakkı ihlallerini onlar yapmaktadır.

Sadece kendilerini düşünürler.

Başkalarının hak ve emeklerinin onlar için bir önemi yoktur.

Nimete ortaktırlar, en büyük pay kendilerinin olsun isterler.

Sıra külfete geline, toz duman oluverirler.

Oturdukları yerden dünyayı dizayn ettiklerini sanırlar.

Fakat dünyanın değiştiğinin farkında bile değildirler.

Değişmezler, değişemezler… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.