Takip Et
  • 26 Haziran 2014, Perşembe

Devlet korsan yayıncılık yapar mı?

Son dönemde pek rastlamıyoruz, ama geçmiş yıllarda gazetelerde sıkça okumuş, televizyonlarda izlemişsinizdir, devletin korsan yayıncılığa karşı verdiği mücadele haberlerini.

Bandrolsüz kitaplar toplatılıyor, kopyalanarak pazarlanan film ve müzik CD ve DVD’lerine el konuluyordu.

Korsan kitap basan matbaaların faaliyetlerine son veriliyordu.

Korsan yayıncılığa karşı böylesine etkin bir mücadele sergileyen bir devletin, bizzat kendisi korsan yayıncılık yapabilir mi?

Yapamaz.

Yapmamalı da.

Ama yapıyor.

Nasıl mı?

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün üç yılı aşkın bir süredir uyguladığı, Devlet Enformasyon Sistemi (DES) diye bir sistem var.

Yerel gazeteler, her akşam ertesi günkü yayınlarını dijital ortamda bu sisteme yüklüyor.

Önceki yıllarda bir nevi gönüllük esasına dayalı gibi görünen bu işlem, son aylarda adeta zorunluluk haline getirildi.

Yerel gazeteler basılı yayınlarını zaten posta yoluyla yıllardır BYEGM’e göndererek teslim yükümlülüklerini yerine getiriyordu.

Bu teslim yükümlülüğü, DES sayesinde elektronik ortamda yapılır hale geldi.

Fakat BYEGM, 94. kuruluş yıldönümü olan 8 Haziran’da tanıtımını yaptığı ‘Anadolu’nun Sesi’ isimli App Store uygulamasıyla, tüm yerel gazeteleri bu platformda yayınlamaya başladı.

Yani, örneğin bizim gazetemizi bayiden satın alan ya da abone temsilcilerimizden temin eden okurlarımız sabah gazetelerini eline almadan, iPhone ve iPad kullanıcıları Denge’yi ve diğer yerel gazeteleri onlardan önce okur hale geldi.

Gerçi Denge Gazetesi’nin kendi App Store uygulaması yaklaşık iki yıldır yayında ve bugüne kadar 10 binden fazla indirildi. Bu uygulamamızı, önümüzdeki yıllarda cüz’i rakamlarla ücretli hale getirmeyi de planlıyoruz.

Hal böyleyken, BYEGM’nin yerel gazetelerden devlet eliyle temin ettiği dijital gazete sayfalarıyla oluşturduğu bu platform, yerel gazeteleri kendi silahıyla vurmak değil de nedir?

Devlet, böylelikle bir nevi korsan yayıncılık yapmış olmuyor mu?

Bizlerle bu konuda herhangi bir sözleşmesi de bulunmayan BYEGM’nin Genel Müdürü’nü ve diğer yetkililerini uyarıyorum.

Yaptığınız güzel bir uygulama olabilir. Yerel gazetelerin daha etkin olmasını amaçlamış da olabilirsiniz. Kötü bir niyet taşıdığınızı asla düşünmüyorum. Fakat adeta yerel gazeteleri kendi ürünleriyle rekabet eder hale getiren bu uygulama, hukuki sonuçlar da doğurabilir. Sizin bu platformda günü gününe yayınladığınız eserler, medya takip hizmeti veren bazı leş kargalarının da işini kolaylaştırmış ve ekmeklerine yağ sürmüştür.

BYEGM’nin kuruluş amacı ve görevleri arasında ‘korsan yayıncılık’ ve ‘yerel gazeteler ile rekabet’ diye bir şey yok.

Hele bunu devlet zoruyla yapmak hiç hoş değil.

Bu yanlıştan bir an önce dönmenizi diliyorum.

BYEGM’nin asli görevleri arasında yer alan ve dün sona eren komisyon toplantısında ilimizden Sarı Basın Kartı almaya hak kazanan meslektaşlarımızı da kutluyorum. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.