Türk İnternet Medya Birliği’nin Yönetim Kurulu Toplantısı için, geçen hafta 4 - 5 gün Rize’deydik.
Direkt uçuştan kaynaklı zaruret nedeniyle, heyetimizdeki diğer arkadaşlardan bir gün önce gittik.
Birlik Haber Ajansı Genel Müdürümüz Muhammet Kaçar, çok değerli eşi Özgür hanım ve oğulları Kamil, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi Güneysu’da, çay bahçelerinin arasındaki mükemmel taş evlerinde bizi konuk etti.
Kendilerine misafirperverlikleri için sonsuz teşekkürler…
Rize…
Başlıkta da belirttiğim gibi, Rize’yi yazmayacağım.
Rize, Türk İnternet Medya Birliğimizin Genel Başkanı Süleyman Basa’nın da memleketi.
Meslekten Hasan Yavuz Bakır, Alihan Telatar gibi çok kıymetli ağabeylerimizin ve dostlarımızın olduğu bir şehir.
Rize siyaset, sanat ve iş dünyasında bir ünlüler şehri.
Genç ve çalışkan bir Vali ve şehri yerinde dönüştüren dirayetli bir Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor.
Çaykur ve diğer çay işletmeleri büyük atılım yapmış. 200’e yakın fabrikada, durmaksızın çeşitli türlerde ve sunumlarda çay üretiliyor.
İş adamları çok girişken, çay bardağının içine sinema salonu koyacak kadar çok zeki.
Recep Tayyip Erdoğan faktörü şehrin her yerinde hissediliyor.
Sokakta kime sataşsan, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diyecek gibi…
İlçelerinin hepsi, ayrı güzel.
Pazar ise bambaşka…
Bir Cumartesi günü, yoğun yağmur altında çay molası verdiğimiz Pazar’ın yanında Avrupa halt etmiş.
Demirel’e siyasi yol arkadaşlığı ve 5 dönem belediye başkanlığı yapmış, 1999’da vefat eden Macit Basa’nın ruhu sanki ilçede hala dolaşıyor.
Başta da dedim ya, size Rize’yi anlatmayacağım.
Hırçın bir coğrafya, 350 binlik nüfusu hiç artmamış. Yetişen kaçmış oralardan ama bağını hiç koparmamış.
Yaylalar bir başka güzel.
Trabzon Tonya’da 15 ay askerlik yaptım.
Tam 30 yıl sonra Karadeniz’in yaylalarının o temiz havasını solumak tekrar nasip oldu.
Kaçkar Dağları, Ayder yaylası… Sis, pus, ince ince yağan yağmur ve yemyeşil doğa.
Hem coğrafyası, hem insanları sürprizlerle dolu.
Elinde atmacayla dolaşanlar…
Çamlıhemşin’de yamaçlar butik otellerle dolu.
Bu otellerin birinde, Aydın’ın turizm şirketi Fibartur’un flamasını görmek, çok farklı bir duygu yaşattı bana.
Rize’yi yazmayacağım dedim ya size, Fibartur’la gidip yaşayın oraları.
Yazılacak değil, yaşanacak yerler gerçekten…
Fırsat bulursanız, Karadeniz türkülerinin genç temsilcisi Gökhancan Boşnakoğlu’nu da dinleyin, tanışın.
Son olarak şunu da belirteyim ki, Rize’de çaya verilen değerin onda birini biz Aydın’da incir ve zeytine vermiş olsaydık, bunun önemini kavrayabilecek siyasetçilerimiz ve yöneticilerimiz olsaydı, inanın çok bambaşka bir yerde olurduk.
Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, “Yaşadıkları yerden şikayet edenler, orayı yaşanmaz hale getirenlerdir” dediği için yaşadığım yerden şikayet etmiyorum ama buraları yaşanmaz hale getirenlere karşı daha fazla direnmediğim için Aydın’dan özür diliyorum.
Rize’ye giderseniz, ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.