Bir babaya veda
23 Haziran 2015, SalıTweet |
Geçtiğimiz Cumartesi günü akşam saatlerinde Didim yakınlarında geçirdiği trafik kazasında vefat eden ve Pazar günü (Babalar Günü) toprağa verilen üst kat komşumuz Avukat Tahsin Metin abinin küçük kızı Yasemin’in, ‘Bir babaya veda ancak bu kadar güzel anlatılabilir’ denilebilecek türdeki yazısını, aşağıda aynen sizinle paylaşıyorum. Tahsin abiye bir kez daha Allah'tan rahmet, başta eşi ve kızları olmak üzere, tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.
İşte okudukça ağladığımız ve Tahsin abiyi daha iyi tanıyıp anladığımız Yasemin’in o güzel yazısı:
“Bir varsın bir yoksun. Dünyanın en saçma olayı, dün konuştuğun insanın bugün hayata gözlerini yumması değil midir?
İstanbul’dan Aydın’a sabah gelmiştim ki akşamüstü babamın trafik kazası geçirdiğini öğrendim. Yoğun bakıma alınmış. Ağlaya ağlaya bitap düştük annem ve ablamla. Apar topar yola koyulduk ki babaannem aradı “yoğun bakımdan çıktı, bize gelin” dedi.
Ben hastaneye gitmeyi, babamı görmeyi kafaya koymuştum. Hayatımda en uzun yol, bu yoldu sanırım. Babama kavuşmak görmek için yanıp tutuşuyordum. Yoğun bakımdan çıktığını öğrenince, içimiz bir nebze de olsa rahatlamıştı.
Sonra Didim’e vardık. Babaanneme geldik. Evden içeri girmemle, kalabalığı görmem bir oldu. İnanmak istemedim. O kalabalığın içinde babaannemi gördüm, “Babam yoğun bakımdan çıktı dimi iyi şimdi!” diye haykırdım.
Babaannem bana ağlayarak yanıt verdi. İnanmak istemedim. İnanamadım. Ayaklarım beni taşıyamayacak duruma geldiğinde, kendimi bıraktım. “Baban rahmetine kavuştu kızım” dediler, inanmadım. İnanamazdım ki babam ölemezdi. Beni bırakamazdı. Daha dün konuşmuştuk çünkü. “Ne zaman geliyorsun kızım?” demişti heyecanla. “Bugün yola çıkıyorum babacııım” demiştim, sevinmişti çok. Sabah da aramış beni, geldim mi diye. Saatler sonra hayata gözlerini yumması dünyanın en saçma şeyi değil mi?
Bütün bir gece ne yaptığımı hatırlamıyorum. Sadece ağlayabildim sanırım. Sonra bana babamın hayrına yapılan pideden yememi söylediler, ayran verdiler yanında. Dokunamadım bile hiçbirine. Dokunamazdım ki babamın hayrına yapılmıştı o, nasıl yiyebilirdim? Sanki onu yesem, öldüğü kesinmiş gibi.
Öldüğüne inanmıyordum ki. İnanamıyordum. Bu kadar basit olamazdı. Böyle bir anda gidemezdi. Bir trafik kazasına yenilmezdi babam, güçlüydü. Kaç trafik kazası atlatmıştı önceden. İnanmadım tüm gece. Kötü bir şakaydı sadece. Ya da korkunç bir kabus. İnandırmaya çalıştılar. Kemeri takılı değilmiş, kafasını çok sert vurmuş. Hastaneye kadar dayanmış, nabzı az çok atıyormuş, ama sonra dayanamamış kalbi. Benim babamın o iyi kalbi duruvermiş bir anda.
Görmeden inanamazdım. Sabah hastaneye götürdüler bizi, görmemiz için. Çok ısrar ettik. Son bir kere de olsa görmeliydim babamı. Belki inanırdım. Morga götürdüler bizi. “Kötü olursun, bakma” dediler, direndim. Kötü olsam da görmem lazımdı. Aylardır görmemiştim babamı.
Açtılar kapağı. Sadece baktım. Hiç kötü olmadım. Alnında ufak bir darbe ve birazcık kan vardı. Kan izi olmasa, aynı uykuya yatmış gibiydi. Gülümsüyordu yemin ederim. O kadar masumdu ki. Huzura erdiğine inandım. Ama hala öldüğüne inanmadım. Sanki elini tutsam kalkıp benimle gelecek, evimize gidecektik.
Elini tutamadım, o da gelmedi. Saatlerce cenazesinin eve gelmesini bekledik. O sırada birlikte bir daha yapmaya fırsatımız olmayacak şeyleri düşünüyordum. O kadar çok şey çıktı ki ben bile şaşırdım. Sonra cenaze arabası geldi. Bir daha görmek istedim. Sonuçta gerçekten ölmüşse, bir daha kaç kere görebilecektim canım babamı? Arabaya çıktım, kefenini açtılar, aynı o morgda gördüğüm gibiydi. Tatlı tatlı uykusuna yatmış da gülümsüyordu. Dokunmak istedim suratına. Elimi titreye titreye yanaştırdım, çenesine hafifçe dokundum. Buz gibiydi. Benim sıcacık, en ufak sıcakta terleyen babam, üşüyordu sanki. Okşadım usulca çenesini. Sonra haykırmış olmalıyım ki beni aldılar oradan. Sonra camiye gelmiştik, arabaya bindirmiş olmalılar.
Cami çok kalabalıktı, Pazar günü olmasına rağmen onu sevenlerle dolup taşmıştı. En son onu gören bir teyze yanımıza geldi. “Yüzmeyi çok seven kızı kimdi?” dedi. “Benim!” dedim son sesimle. “Seni anlatıyordu, İstanbul’dan geleceğin için çok mutluydu, yanına seni görmeye geliyordu” dedi. Nefes alamadım o an. Bir arkadaşına yola çıkmadan önce “kızlarımı görmeye gidiyorum” demiş. Bize geliyordu babam. Bizi görmeye, yanımıza. Neden gelemedin babam neden? Sen gelmeseydin, biz gelirdik sana. O yola çıkmasaydın keşke. Son yolculuğunmuş be babam...
Sonra camiden mezarlığa geçildi. Bir ton arabadan zar zor vardık. Hemen kestirme yollardan canım babamın gömüleceği yere ulaşmaya çalıştım. Allah affetsin, taşla çevrilmeyen bazı mezarlara bilmeden basmış olabilirim. İnanmam için onu o toprağın altında görmem gerekiyordu.
Sonunda vardım. Tabutta küçücük görünüyordu, benim aslan kalpli iyi niyetli babam. Çıkardılar tabuttan, sarılmak istedim. Sarılamadım. Yatırdılar yavaşça mezarına. Üstünü tahtayla kapatırlarken engellemek istedim, “kapatmayın üstünü ya çıkamazsa..” Sonra toprak atmaya başladılar üstüne. Benim babamın üstüne toprak atıyorlardı. Dayanamadım. Onlar niye atıyorlardı. Onlar babamı, benim tanıdığım gibi tanımıyorlardı ki. Küreği istedim. Çok az bir toprak aldım, atmaya çalıştım, yapamadım. Atamazdım. Allah’ım benim babamdı o. O ana kadar inanmıyordum. O an da inanmadım. Ama anladım.
Kapattılar mezarını toprakla. Herkesin gitmesini bekledik. Oturdum usul usul toprağını okşadım. Sanki yüzünü okşuyordum şefkatle. Bir daha konuşmak istediğim zaman buraya mı gelecektim yani, bir daha beraber hiç denize gidemeyecek miydik? Hep bu yaşında hatırlayacağım babamı, sanırım en çok bu üzdü. Yaşlılığını, beyaz sakallı tonton halini düşlerdim hep…
Küçükken bizi salıncağa bindirir, “daha hızlı baba!” diye, dilimde tüy bitene kadar bağırırdım, o da sallardı. Gökyüzüne çıkardım sanki. Şimdi gökyüzüne sen mi çıktın babam? Bu hayatta en çok okumamızı istedin. Mezuniyetimizi görmeden niye gittin babam? Biz seni nefesimizin son zerresine kadar gururlandıracağız. Biz de senin gibi başarılı avukatlar olacağız. “Kızlarıma mesleklerini kazandırdım” diye anlatıp seviniyormuşsun hep. Sen olmasan, yapamazdık babam.
Hep huzurlu olursun umarım. Bizim her zaman yanımızda olacaksın. Hala inanmıyorum öldüğüne. Yanlış anlamasın beni Allah’ım, onun verdiği canı sadece o alır. Sadece biraz zamana ihtiyacım var belki. Bir de zamanlama biraz kötü sanırım. Babalar Günü’nde toprağa verdik babamı. Birçok insan şimdi babasının yanında mutluyken, ben senin toprağına sarıldım babam…
Tek istediğim artık huzurlu ol... Huzur içinde yat... Ben seni hep benimle dans ederken, neşeli ve mutlu hatırlayacağım canım babam. Sonuçta kaç kız babasıyla böyle dans edebilir ki… Mekanın cennet olsun…”
• CHP’liler size şeyiyle gülüyordur
• BİK’tir git!
• Z kuşağı işini bilir, siz X kuşağını kurtarın
• Rifat Sait İzmir’e çok yakışır
• Şimdi siz utanmadan Aydın’ı yönetmeye mi talipsiniz?
• Bekliyorlar
• Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin
• Bakan beyler, lütfen bakar mısınız?
• Bazı yanlışlar çoğu doğruları götürdü
• Gidenler ve kalanlar
• Maraş’tan bir haber geldi…
• Karamsar olma Aydın; Umut hep var
• Gençliğimizi kurtarırsak, geleceğimizi ve Aydın’ımızı kurtarırız
• Aydın’da suya sabuna dokunmayanlar, Ankara’yı da kirletmesin
• Stajyer ve çırakları küstürmeyin
• Aydın’ın da yılı olsun
• Verimsiz Aydın’da verimlilik töreni
• Asgari ücret
• Mağdurlar parti kursa iktidar olur
• Birlik…
• Stajyerleri ve kamu şeflerini üzmeyin
• Kısır kısır çekişenler ve can çekişen Aydın…
• Genel af ve ehliyet affı talebi ve PDY’nin mevzuatlarımıza döşediği mayınlar
• Nice 100 yıllara
• Başka Aydın’dan haberler (11)
• Başka Aydın’dan haberler (10)
• Affedersiniz!.. Af eder misiniz?
• Başka Aydın’dan haberler (9)
• Başka Aydın’dan haberler (8)
• Başka Aydın’dan haberler (7)
• Başka Aydın’dan haberler (6)
• Başka Aydın’dan haberler (3)
• Başka Aydın’dan haberler (2)
• Başka Aydın’dan haberler (1)
• Unutma Aydın!
• Her yerde kar var, Aydın’da zarar
• Kurtuluşumuz maskeli değil mesleki eğitimde
• İtaat etmezsen ihraç edilirsin
• Karanlıkta göz kırpmayın, karanlık işler çevirenlere de göz yummayın
• Aydın’ın çok çikin sorunları var
• Germencik’te ne oldu?
• Bakanı geldi, binası yapılıyor, ırzına geçenler ne olacak?
• Bu kafayla giderseniz askere…
• Aydın’ın şehir içi araç ve uluslararası itibar trafiği…
• Aydın’ı yoranlar kadar, Aydın için kafa yoranlar da var…
• Helen sallanıyor, halen uyuyoruz!
• Bir sivilce yeter...
• Aydın’da adliye var mı?
• Sayın Bahçeli, bunların alayını denize dökmeli
• Pamuk para edince…
• Aydın Milletvekili Yıldız’ın tokadı CHP’yi yıpratmaz
• Dostlar alışverişte görmese de olur..
• Hasar değil, eser bırakın
• Açıl Aydın yolları…
• Lütfen yerlere tükürmeyin
• Herkes başbakan oluyor
• Kimler Alevi kimler Sünni, bundan sana ne!
• 10’dan sonra böyle oluyor
• Söke Kaymakamı ve Yüksel Yalova
• Aydın’ı gölgede bırakanlar
• Ofsayt ve Aydın
• Değer katmak…
• Cezaevi Çine’ye ödül mü, ceza mı?
• Seni karıştırmadan olmaz
• Yedi Uyuyanlar ve uyanık geçinenler
• Yiğidi de öldürme, hakkını da yeme
• Aydın’da saray da istiyoruz, adalet de…
• Faydan kurtulamayız, faydasızlardan belki…
• Erken göçüş
• Eylül ve Aydın
• Havaalanı Masalı
• Nice yıllara…
• Nazilli basını, Aydın basınını yenemez…
• Biz hep farklıyız…
• Aydın için çalışın
• Bir babaya veda
• Avrupa’ya kiraz, Amerika’ya kemik
• Aydın için birlik vakti
• Sanayilerimiz gelişmedikçe enayilerimiz azalmaz
• Cenaze koalisyonu
• Yoğunluk fiziksel mi yoksa zihinsel mi?
• Fasa fiso gazeteciliği
• Eşek değilsiniz ya…
• “Adam gibi yapamıyorsanız Özlem Hanım gibi yapın”
• Doğruya doğru, yanlışa yanlış
• Urfa ‘Sıra’dan bir şehir değil
• Değişen sadece isimler olmasın
• Elde var iki
• Gülsek mi, ağlasak mı?
• Görünen köy…
• Ateşe su taşıyan karınca ve Harun
• Aydın’ın gizli gücü
• Nahasın baken?
• Unutmayın!
• Aydın’ın sindirim sistemi hastalıklı
• İstifade edebilecek miyiz?
• TBBM’de Aydınlı olacak mı?
• İş’ine geldiği gibi davranma kültürü
• Karıştırmayın
• ‘…miş gibi’nin Aydın’ı
• Anadolu milletvekilleri ve mızıkçı soytarılar
• Kimin rezaleti daha rezalet?
• 10 Şubat’a çeyrek kala
• Malatyalı gençleri yürekten alkışlıyorum
• Bozuk olan ne?
• Aydın’a yatırım yapan kaybetmez
• Haydi pire efeler!
• Adnan Menderes sizi alkışlar mıydı?
• Portakalı soydum…
• Atmaca ve tutmaca demokrasisi
• Çalışan Gazeteciler Günü
• Aydın’a kar yağdı mı?
• Bahtı seyrek Aydın’ım
• 2014’e veda, 2015’e dua
• Güvenlik
• Kula’da kula kulluk etmeyen gazetecinin başına gelenler
• “Onlar gidici Aydın kalıcı”
• Yeme bizi İzmir!
• Tecavüz ve tezahürat
• Siz istemeseniz de…
• Aydın’ın tanıtımı
• Osmanlıca ve jeotermal
• Nazilli el olmasın
• Gazetecilikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
• Denge’nin yeniden doğuşu
• Toplumsal analiz
• Kaset ve kasket sezonu
• Sansürün vahameti ve Cem’in cemaati
• Gambiya bereketi
• Beni de atadılar
• Savunma makamının savunucuları…
• Bütçe
• Plansızlık…
• Rağmen…
• Doğu’dan bakınca…
• Hela ve hâlâ…
• Köpek haberleri ve haber köpekleri
• Fahişeler ve firariler
• Bayram ve hüzün
• Cumhuriyet’i yükseltmek
• İyi ki incir ve zeytinimiz var
• Sınav günü
• Marul ve kömür
• Büyük adamların ufak işleri
• Benzin deposundan mazot çalınır mı?
• Devletin itibarı
• Bana bir Aydın türküsü çığır; içinde zeytin olsun
• Ulaşım
• Teşekkür ödeneği
• Cazibegiller’in Aydın’ı
• Şekil siyaseti
• PKK’dan ne farkınız var?
• Kovayı tekmeletmeyin!
• Rektör seçimleri
• Eş değil beş başkan
• Dostluk
• Sarraf dükkanı gibi
• Rantın adı batsın, vefanın ruhuna Fatiha...
• Git işine…
• Ya üniversite olmasaydı?
• İncir ve zincir
• Yepyeni süreç ve Aydın
• Kasadaki çek
• Aydın’ı kim restore edecek?
• Fıstık gibi cenaze töreni
• “Aydın’ın en büyük sorunu tavırsızlık”
• Osman niye öldü?
• Aydın’ın bakanı olacak mı?
• Saatcı'nın olağanüstü toplantı çağrısı
• Çine’nin kaza gerçeği ve ambulans sorunu
• Sıfır nokta 71 kere maşallah
• Akıllı ol Cumhur Abi!
• “Aydın’ın Özlemi”
• Sahi sen kimin müdürüsün?
• Gazetecilik şahsi çıkarlara kapı açma mesleği değildir
• Yanlış üstüne yanlış
• Teşekkür ve sitem
• 16 yılın ardından…
• Kapatmayın!
• Kandırıkçı Müdür!
• Siyasetçinin daniskası...
• Muğla’ya niye girdik?
• Adaylar ve vizyonları
• Sinek ufaktır…
• CHP’nin hangi iyi yönünü yazayım?
• Beceriksizliğinizi haberciyi tehditle örtemezsiniz
• Hey Allah’ım, sen nelere kadirsin!
• İade mi, idare mi?
• İmamları dilencilikten kurtarın
• Bozdoğan’daki tren kazası...
• Hangisi gerçek vekil?
• Doğru karar, doğru aday
• Gözün Aydın Muğla
• 33 liralık şükür
• İftarlarda Aydın’ı konuşalım
• Yeni bir adım…
• Devlet korsan yayıncılık yapar mı?
• Tedbir almak için musibet beklemeyin
• Sıcak diyarlardan samimi selamlar
• Eşekleri unutmuşum…
• Bu yasa zeytinciliği de, hayvancılığı da bitirir
• Varlığı da dert, yokluğu da…
• Kaybeden kapatır
• Hıdır mısın, Kadir mi?
• Üretenleri tüketmeyin
• Kaliteli beyin, kalitesiz şehir…
• Lütfen yerlere tükürmeyin…
• Herkes ağlıyor
• Sünnet çocukları ve politikacılar
• Jeotermalde söz sahibi olmak
• Mühür gözlüm…
• Çamur…
• Çevre Bakanlığı ödenek göndermiş…
• Dağıtıyoruz…
• Denizli kazandı
• Kim karışacak?
• Binde 10…
• Yakmayın…
• Susma hakkı
• Sanayi siteleri ve kentsel dönüşüm
• Bizde niye yok?
• Bu hafta Buharkentliyiz
• Kırık akıllılar değil, kırk akıllı kazandı
• Göstermelik işlerle obezite önlenemez
• Kırsalda ‘Büyük’ sıkıntı
• Bulvardaki dilenciler neyin göstergesi?
• 19 Mayıs ruhu
• Basında güç birliği
• Anlamak ya da anlamamak
• Yöneten misiniz, yönetilen mi?
• Akşit’in günahı neydi?
• Gösteriş kavgası
• Siyasi üç aylardan mübarek üç aylara
• Çöp eşkıyalığı
• Kayıp
• Biz ne zaman hissedeceğiz?
• Aydın’ın kurtuluşu; parti dışı siyaset
• Aydın basınının kalitesi artacak
• Tek adam, tek kadın…
• E hadi gari!
• Çocuklar duymasın!
• Basın Kanunu değişiyor
• Çok şey mi istiyoruz?
• Halk için…
• Gündüz külahlı, gece silahlı
• Sen önce yol kenarındaki fahişeleri temizle
• Tüttürük
• Halk Meclisi’nde eşkıyalık olmaz
• Bağlama ve ağlama
• İsteme sırası bizde
• Boyu büyükler mi, boynu bükükler mi?
• Aydın’ın ‘Büyük’ devri
• Seçim ve geçim
• 2001 ruhu olmadan, Aydın’da başarı olmaz
• Tabelalar ve isimler
• Keşke hizmet için de kavga etseler
• Müslüm Baba da itiraz etmişti…
• Öfkenin tercihi
• İnanç, ihtiras, itiraz ve istifa
• Herkese geçmiş olsun
• Hayırlı olsun
• Aydın kazansın
• Yeni Aydın’a hazır olun
• Biz ettik siz etmeyin…
• Soru aynı cevaplar farklı
• Doğanın seçimi…
• Kömür ve ömür
• Twitter ve umumi tuvalet
• Mart sıcakları ve siyasi gerilim…
• Zayıf iradeyle güçlü idareler kuramayız
• Yerel düşünemezsek bu seçim güme gider
• Türkiye ne zaman değişecek?
• Başbakan Aydın'da ne konuşacak?
• CHP’li vekillerden özür diliyorum
• Efeler…
• Ucuz anketlerle pahalı hayaller kurmayın
• 15 yıl öncesine gitmek
• Oyunu satan geleceğini satar...
• CHP’li vekiller nerede?
• Gazetecilik yeniden itibar kazanacak
• O terbiyesize haddini bildirin
• Ben lafa değil, arşivime bakarım…
• Baştan sona hadise
• Kimin umurunda ki?
• Gayri ciddi gazetecilik yasayla sona erecek...
• Bölenlerle mi bilenlerle mi?
• Hepsi gerçek olsa…
• Kavgaya malzeme çok ama icraata adam yok...
• Kim yaptı?
• Mizahın izahı
• Pis kokunun kaynağı kokuşmuş siyaset…
• Kaliteli Meclis
• Ayağa kalk Çine!
• Gazetecileri övmeyin, övüp de dövmeyin..
• Başka acı yaşamayalım
• Aydın’a yakışmış
• Kukla değil hizmetkar istiyoruz
• Cezaevi turizmi
• KOMER’in önemi
• Sen olmasan da olur
• Eviniz değil şehriniz güzel olsun
• Kimin züppesi daha züppe?
• Güçlülerin değil halkın gücüyle..
• Pazarda bal var gelinim…
• Jeotermal masalı
• Güle güle Ustam
• Uyan artık Aydın derin uykulardan!
• Kiminin parası kiminin duası
• Tanıtım önemli
• Büyükşehir’in OSB’lere etkisi nasıl olacak?
• Hayır dualı bütçe ile devam
• Esnafların seçim provası
• Aydın mı büyük, Aydın Belediyesi mi?
• Günümüzü gün eyledik
• Kirsiz başarılar…
• Bağışlayanlar sizi bağışlar mı?
• Kimi ‘Mesut’ ve bahtiyar...
• Ayıkla Pirinç’in taşını
• Para karşılığı haber yapanları ihbar edin
• C(E)MNİYET’e girebilecek
• Susuverdiler…
• Hedefler ve hayaller
• Derneğimizin yeni yıl dilekleri
• Mutlu yıllar
• Salondakiler değil köydekiler kazanır
• Gönül birliğimize operasyon yaptırmayalım
• Aydın’ın yine bir bakanı olmadı
• Aydın’ın bir bakanı olmalı
• ‘Gazeteciler’ ve ‘kaz eti yiyiciler’
• Gazetecilerin yeteneğini test etmeyin
• Sahtekörler
• Haydi bre Efeler!
• CHP’nin adayları
• Batan geminin malları…
• Köylüyü kazanamayan seçimi kazanamaz
• Yüceltenler mi küçültenler mi?
• Aydın kaç karış?
• Aydın kazansın…
• Seçimlik mucitler ve muziplikler
• Sömürenler ve sömürülenler
• Emrin olur Bayram Abi
• Sizi karıştırmadan bu işler düzelmez
• Altı oklu yanı boklu
• Devler ve develer
• Dilde tebrik kalpte küfür
• Sabır…
• Güçlü gazetecilik
• Teşekkürler Aydın
• Daha güçlü Aydın için...
• Aydın ile büyüyoruz
• Çete mi Efe mi?
• Biz seçimimizi yaptık
• Dostlar alışverişte görmesin
• Hassasiyet
• Teşekkürler Mukadder Hemşire
• Aydın’ı kurban etmeyin de...
• Çöpçünün karısından özür diliyorum
• Aydın’ın geleceğini çarçur etmeyin
• Çıkalım mı, çökelim mi?
• İncir ve çuval meselesi
• Yeni Aydın
• Dilara
• Merhumu nasıl bilirdiniz?
• Goca kafalı Mıstıfalar accık akıllanın gari...
• Sen sür
• İstifa(de)
• "Bakan gelmeyecek"
• Diz çökene değil, diz çöktürene itibar edin
• Seçimlik dönüşümler
• Aydın turizm kenti mi?
• Tahammül
• Aşılarını yaptırın
• Kuklalar ve maketler
• Abdestsiz namaza duranlarla kaybedecek vaktimiz yok...
• Hakkı mıdır?
• Ey Çevre Müdürü: Sen ne iş yaparsın?
• DES’ti test…
• Gökyüzünün altındaki en sahipsiz yeryüzü
• e-gazete
• Vahim hadiseler
• Siz ‘en iyi’ misiniz?
• Yerel gazetelerin önemi
• Halkın içinde olmak
• Bizim için her taraf sizsiniz
• Onlara ‘köylü’ demeyin
• Bir ihtimal daha var
• Sadece tabelayı değil, skoru da değiştirelim
• Muhtar turizmi
• Küçük beyinliler ve “Büyük” hesaplar
• Ayıpları, Yanlışları Temizleme Odası
• Bağlanmak
• Yeniden başlamak..