Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin
5 Ekim 2023, PerşembeTweet |
Bu yazıyı Dr. Ercan Özçelik, 6 Mayıs 2023'te kaleme almış. Herhangi bir yorumda bulunmadan, noktasına virgülüne dokunmadan aynen aktarıyorum:
MAĞDUR ZORBALIĞI
“Mağdur Zorbalığı” gibi tehlikeli ve yanlış anlaşılmaya müsait bir başlık altında tespit ve fikirlerimi beyan etmeden hemen önce belirtmiş olayım: Bu yazı şikayet ve karalama amacıyla değil, mağdurlara destek olmaya niyetlenen kişi ve kurumlar için bir deneyim paylaşımı, mağdur grupları için iletişim kabiliyetini geliştirme odaklı bir geri bildirim, zaten mağdur zorbalığını fiilen yaşayan ünlü, gazeteci, siyasetçi, iş adamı/kadını veya kanaat önderleri için de bir empati raporudur!
Bir insan hem mağdur hem de zorba olabilir mi diye düşünebilirsiniz. Evet, bir insan hem mağdur hem de zorba olabilir! Bu durumun bence en basit açıklaması şudur: Mağdur edildiği veya olduğuna inandığı konuda yaşadığı stres ve haklılık gücüyle körüklenen öfke yüzünden, mantıklı sakinliğini kaybederek, muhataplarına karşı saldırgan ve had sınırlarını zorlayan şekillerde iletişim ve tek taraflı dayatmalarda bulunabilir! Çünkü o mağdurdur ve sanki masum çocuklara tanınan anlayış ve özgürlük alanına sahipmiş gibi, pervasızca konuşmaya, yazmaya, yargılamaya, başka olay veya kişileri yok saymaya hakkı vardır! Hele birde kendisiyle beraber aile fertleri de bu mağduriyetten kötü etkileniyorsa, agresif tavırları turbo vitese takılmış gibi yükselebilir!
Son bir kaç yıldır, zaten ilgilendiğim toplumsal sorunlara daha fazla eğilmeye, araştırmaya, yazmaya ve görsel medyada konuşmaya başladım. STK’larda görev alarak gönüllü faaliyetlerine katıldım. Doğal olarak, gerçek ve sanal ortamdaki sosyal çevrem genişledi ve farklı gruplardan çok sayıda insanla aktif iletişim kurmaya başladım. Aile ve geleneksel değerlerimizden doğan çalışma halkam, emek ve istihdam gibi alanları, toplum sağlığı ve güvenliği gibi konuları da kapsayarak genişlemeye devam ediyor. Sağlık, bilişim, eğitim, işletme, yönetim, sosyal hizmetler gibi farklı disiplinlerde eğitim, proje ve çalışma deneyimlerim sayesinde, mağdur gruplarını algılama ve empati oluşturma becerimi geliştirebildiğimi söyleyebilirim. Bu yüzden olsa gerek, farklı gruplardan insanların “bizi en az bizim kadar iyi anlıyor ve savunabiliyorsunuz Ercan bey” benzeri geri dönüşler almaktan büyük bir mutluluk ve huzur duyuyorum.
Bütün gayret, kişisel araştırma ve iletişim açıklığıma rağmen, elbette varlığından veya ayrıntılarından haberdar olamadığım çok sayıda mağdur grupları da çıkıyor. Her insan gibi, sınırlı zaman ve imkanlar nedeniyle atladığım veya bilmediğim mevzular da çok oluyor. Bazen mağdurların bizzat kendileri, bazen de STK’ların yönlendirmesiyle öğrendiğim sorunlarını hızla araştırıp anlamaya ve etkileri itibarı ile mağduriyet derecesini ve grubunu kendimce belirlemeye çalışıyorum. Bu konudan emin olunca takip ve ifade listeme ekliyor, düşünce dünyamda empatik senaryosunu başrolde kendim veya ailem varmış gibi canlandırıyor ve hissettiklerimi ifade etmeye, yazmaya ve konuşmaya başlıyorum. Şu ana kadar öğrendiğim ve takip ettiğim hemen her mağduriyet konusunun, bendeki olgunlaşma ve ifade serüveni kısaca böyledir.
Toplumsal sorunlara duyarlı emekli bir sağlık personeli ve çiçeği burnunda bir akademisyen olarak, farklı mağdur gruplarıyla yoğun iletişime geçince, “mağdur zorbalığı” adını verdiğim davranışlara maruz kalmaya başladım. Garip bir şekilde, çok farklı gruplarda ama aynı karakterde davranış modellerini görünce, bunun nadir ve bireysel bir tavır değil, genellenebilir ve gruplanabilir bir standart olacak kadar yaygın psiko-sosyal bir davranış modeli olduğunu fark ettim. Hangi terimle ifade edebileceğimi düşünürken, en makul gelen “Mağdur Zorbalığı”nda karar kıldım.
Ünlülerin, gazetecilerin, siyasetçilerin, iş adamı ve iş kadınlarının, yazarların, internet fenomenlerinin, kısaca toplumsal görünürlüğü ve etki alanı geniş bilinen hemen her kişinin, adını “mağdur zorbalığı” koyduğum bu tavırlara muhatap olarak taciz duygusu yaşadığını, tekrarı olmasın diye açık iletişim kanallarını daralttığını, gerçekten mağdur olduklarına inansa da doğrudan destek vermekten kaçındığını, eski mağdur zorbalıklarının korkusuyla yeni mağdur gruplarını tanımayı veya gündemine almayı istemediğini düşünüyorum artık! Ben de eskiden, bunca imkanları varken neden daha etkili veya ilgili değil bu insanlar, diye düşünüyor ve biraz da ayıplıyordum doğrusu. Şimdi onları da anlıyor ve aşırıya kaçan rijit tavırlarına hak vermesem de makul zeminlerini görebiliyorum artık.
Mağdur zorbalığını çeşitli gruplarda derleyebiliriz. Buyurun beraber bakalım:
1-Yardım zorbalığı yapanlar: Maddi zorluk yaşayan ve mağdur olduğuna inanan bazı kişiler, önüne çıkan herkesten para yardımı isteme, hiç görüşmediği insanlardan sosyal medya üzerinden ısrarla yardım talep etme hakkını kendinde görebiliyorlar.
2-Bencil mağdurlar: Dünyanın en mağdur kişisi veya grubu olarak kendilerini gören, tüm sıralamalarda liste başında yer almak isteyen ve bu olmadığında muhatabına çemkirebilen mağdurlar var!
3-Diğer mağdurlara zorbalık yapanlar: Kendini aşırı mağdur bulurken, diğer mağdur gruplarını acımadan eleştirebilen, karalayan ve hor görerek sosyal linç kampanyalarına gönüllü katılan, herkesi kendisiyle kıyaslayıp küçümseyerek, zorbalık hedefine aldığı kişiyi yalnızca kendisiyle ilgilenmeye zorlayanlar.
4-Mağduriyetinden düşmanlık üretenler: Kadınlarla ilgili bir sorun yaşayan erkeklerin, kadınlara veya tersi halinde, kadınların erkeklere karşı geliştirdiği nefret ve düşmanlığını muhataplarına dayatarak, aynısını yapmaya zorlayanlar. Düşman olduğu cins veya insan grubu hakkında sempatik tavırlara bile tahammül edemez ve aşırı tepki verirler. Bu tür tahammülsüzlükleri ideolojilere, partilere, dini kurumlara, diğer canlılara veya eşya gruplarına da olabilir.
5-Bilgi zorbalığı yapanlar: Muhatap aldığı kişinin ilgi veya uzmanlık alanında olmasa da kendi mağduriyetini ayrıntılı şekilde bilmek zorunda olduğunu dayatan, bilemeyerek gündeme alınmadığında küstahça hesap soranlar.
6-Medya tetikçiliğine zorlayanlar: Kendi ürettiği içerikleri dayatarak, muhatabınca istenmese de paylaşmaya ve yaymaya zorlayanlar. Karşı çıkıldığında sert tepkiler verenler.
7-Gündem zorbalığı yapanlar: İlgisi olmadığı konu başlıkları altında bile, ısrarla kendi mağduriyetlerini dayatan ve konuşulmasını isteyenler. Bu yapılmadığında ise hesap sorarak taciz edenler.
8-Paylaşım zorbalığı yapanlar: Hedef aldığı kişiyi bütün mesajlarında etiketleyerek bildirimlerini yönetemez hale getirenler. Muhatabının bir paylaşımı altına birbirinin aynısı 50-60 tane paylaşımda bulunarak, aşağıya doğru izlemeyi ve farklı insanların görüşlerine ulaşabilmeyi imkansızlaştıranlar.
9-Trend Topic Zorbaları: Twitter gündeminde aynı konularda eş zamanlı üretilmiş birden fazla hashtag (#) başlıklarına toplu ve aşırı çalışarak, gündem listesinde birden fazla satırda yer işgal ederek, diğer mağdur grup başlıklarının ve emeklerinin görünürlüğünü engelleyenler.
10-Siber zorbalık yapanlar: Kendilerine düşman veya rakip belledikleri diğer mağdur gruplarının hesaplarına karşı sistematik spamlama, şikayet ve engelleme gibi siber zorbalık yapanlar.
11-Kulis zorbalığı yapanlar: Biraz ilgi gösteren her kişiye doğrudan veya özelden ısrarla yazarak kulis, haber veya gelişme bilgisi soranlar. Altı boş kalsa da tahmin isteyenler. Tahmin veya kulis bilgisi tutmadığında çok sert tepki verenler.
Yazıyı daha fazla uzatmamak adına, bu kadar sınıflandırmayı şimdilik yeterli görüyorum.
Bazı mağdurlar bilerek veya bilmeyerek, bu sayılan zorbalıkların en az birini veya bir kaçını yapıyorlar. Kibarca uyarıldığında yada olumsuz yanıt aldığında, çok olgun davranan ve doğru davranışa yönelenler de var. Durumu krize çevirerek hakaret boyutuna geçenler de! Bazen mağdurlara yardım adına, farkında olmadan mağdur zorbalığı yapan destekçileri de oluyor. Mesela ben! Belli bir kesimin sesini duyurmak için, medyada bilinen ve tanıdığım bir şahsın DM kutusuna ilgili twitlerimin bağlantısını göndermeyi adet edinmiştim. En sonunda bana bir mesajla “Kardeşim neden bu twitlerin hepsini bana yolluyorsun?” diye sorduğunda anlamıştım resmen taciz duygusu yaşattığımı ve özür dileyerek mesaj yollamayı bırakmıştım. Şimdi sadece ilgili ve istekli kişilere sınırlı sayılarda mesaj yollamaya çalışıyorum!
Mağdur Zorbalığına düşmek istemeyen mağdurlar ne yapmalı?
1-Yukarıda sayılan zorbalık seviyelerindeki davranışlardan kaçınmalısınız!
2-Mağdurlar arasında rekabet ve yıkıcılık yerine, işbirliği ve birlikte sinerji geliştirme üzerine çalışmalısınız!
3-Çok sayıda ruhsuz ve özensiz paylaşımlar yerine, daha az ama yüksek kaliteli ve etkili içerikler üretmeyi hedeflemelisiniz!
4-Destek alamasanız da nefretleri çekmemek üzerinde durmalısınız! Sizi tanıyanlar sıkıntıyla değil, sempati ve destek duygularıyla anabilmeli!
5-Bencil ve egoist tavırlardan vazgeçmeli, diğer mağdurlara da saygı ve anlayışla yaklaşmalısınız!
6-Sizin yanınızda gönüllü duran kişileri acımasızca sömürmemeli, uzun ve sağlıklı sürebilecek bir destekleme gücü ve şevki bırakmalısınız!
Kısacası, iletişimini sağlıklı bir zeminde kurabilenler daha başarılı bir sürece imza atarlar. Öbür türlü, mağdur zorbalığına maruz kalan herkes, eninde sonunda mağdurlardan uzaklaşır ve sorunlarına karşı duyarsızlaşan tavırlar geliştirir. Yani, altın yumurtlayan tavuğu kestiğinizde karnında saklı bir hazine bulamazsınız! Her şeyin bir gelişim ve olgunlaşma süreci vardır. Süreci güzel yönetebilirseniz, başarılı sonuçlar kendiliğinden gelecektir inşAllah!
Şunu da eklemeden geçmeyelim: Mağdur zorbalığına uğramadan, aşırı alıngan davranarak seçmenlerini engelleyen milletvekilleri ve mağdurlarını engelleyen SGK gibi yapılar için, bu yazım bir bahane değildir! Hakaret ve iftira söz konusu olmadığı sürece, her mağdurun ilgili kamu kuruluşlarına veya Milletvekili, Vali, Kaymakam, Bakan, Belediye Başkanı gibi kamusal görevlilere ulaşma, dilek ve temennilerini, şikayetlerini iletme hakkı vardır! Sayın Cumhurbaşkanımıza herkesin sınırsız erişebildiği, mesajlarını yollayabildiği bir ortamda, resmi görevli kişi ve kurumların vatandaşı engelleme hakkı yoktur! Mesela, SGK’yı EYT mevzusunda eleştirip bilgi talebinde bulunduğum 2019 yılından beri, şahsıma koyduğu twitter engeli halen devam ediyor! Hem paramızı alıp, hem de böyle kibirli davranmak bir hizmet kurumuna asla yakışmaz! Bilmem anlatabildim mi?
• CHP’liler size şeyiyle gülüyordur
• BİK’tir git!
• Z kuşağı işini bilir, siz X kuşağını kurtarın
• Rifat Sait İzmir’e çok yakışır
• Şimdi siz utanmadan Aydın’ı yönetmeye mi talipsiniz?
• Bekliyorlar
• Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin
• Bakan beyler, lütfen bakar mısınız?
• Bazı yanlışlar çoğu doğruları götürdü
• Gidenler ve kalanlar
• Maraş’tan bir haber geldi…
• Karamsar olma Aydın; Umut hep var
• Gençliğimizi kurtarırsak, geleceğimizi ve Aydın’ımızı kurtarırız
• Aydın’da suya sabuna dokunmayanlar, Ankara’yı da kirletmesin
• Stajyer ve çırakları küstürmeyin
• Aydın’ın da yılı olsun
• Verimsiz Aydın’da verimlilik töreni
• Asgari ücret
• Mağdurlar parti kursa iktidar olur
• Birlik…
• Stajyerleri ve kamu şeflerini üzmeyin
• Kısır kısır çekişenler ve can çekişen Aydın…
• Genel af ve ehliyet affı talebi ve PDY’nin mevzuatlarımıza döşediği mayınlar
• Nice 100 yıllara
• Başka Aydın’dan haberler (11)
• Başka Aydın’dan haberler (10)
• Affedersiniz!.. Af eder misiniz?
• Başka Aydın’dan haberler (9)
• Başka Aydın’dan haberler (8)
• Başka Aydın’dan haberler (7)
• Başka Aydın’dan haberler (6)
• Başka Aydın’dan haberler (3)
• Başka Aydın’dan haberler (2)
• Başka Aydın’dan haberler (1)
• Unutma Aydın!
• Her yerde kar var, Aydın’da zarar
• Kurtuluşumuz maskeli değil mesleki eğitimde
• İtaat etmezsen ihraç edilirsin
• Karanlıkta göz kırpmayın, karanlık işler çevirenlere de göz yummayın
• Aydın’ın çok çikin sorunları var
• Germencik’te ne oldu?
• Bakanı geldi, binası yapılıyor, ırzına geçenler ne olacak?
• Bu kafayla giderseniz askere…
• Aydın’ın şehir içi araç ve uluslararası itibar trafiği…
• Aydın’ı yoranlar kadar, Aydın için kafa yoranlar da var…
• Helen sallanıyor, halen uyuyoruz!
• Bir sivilce yeter...
• Aydın’da adliye var mı?
• Sayın Bahçeli, bunların alayını denize dökmeli
• Pamuk para edince…
• Aydın Milletvekili Yıldız’ın tokadı CHP’yi yıpratmaz
• Dostlar alışverişte görmese de olur..
• Hasar değil, eser bırakın
• Açıl Aydın yolları…
• Lütfen yerlere tükürmeyin
• Herkes başbakan oluyor
• Kimler Alevi kimler Sünni, bundan sana ne!
• 10’dan sonra böyle oluyor
• Söke Kaymakamı ve Yüksel Yalova
• Aydın’ı gölgede bırakanlar
• Ofsayt ve Aydın
• Değer katmak…
• Cezaevi Çine’ye ödül mü, ceza mı?
• Seni karıştırmadan olmaz
• Yedi Uyuyanlar ve uyanık geçinenler
• Yiğidi de öldürme, hakkını da yeme
• Aydın’da saray da istiyoruz, adalet de…
• Faydan kurtulamayız, faydasızlardan belki…
• Erken göçüş
• Eylül ve Aydın
• Havaalanı Masalı
• Nice yıllara…
• Nazilli basını, Aydın basınını yenemez…
• Biz hep farklıyız…
• Aydın için çalışın
• Bir babaya veda
• Avrupa’ya kiraz, Amerika’ya kemik
• Aydın için birlik vakti
• Sanayilerimiz gelişmedikçe enayilerimiz azalmaz
• Cenaze koalisyonu
• Yoğunluk fiziksel mi yoksa zihinsel mi?
• Fasa fiso gazeteciliği
• Eşek değilsiniz ya…
• “Adam gibi yapamıyorsanız Özlem Hanım gibi yapın”
• Doğruya doğru, yanlışa yanlış
• Urfa ‘Sıra’dan bir şehir değil
• Değişen sadece isimler olmasın
• Elde var iki
• Gülsek mi, ağlasak mı?
• Görünen köy…
• Ateşe su taşıyan karınca ve Harun
• Aydın’ın gizli gücü
• Nahasın baken?
• Unutmayın!
• Aydın’ın sindirim sistemi hastalıklı
• İstifade edebilecek miyiz?
• TBBM’de Aydınlı olacak mı?
• İş’ine geldiği gibi davranma kültürü
• Karıştırmayın
• ‘…miş gibi’nin Aydın’ı
• Anadolu milletvekilleri ve mızıkçı soytarılar
• Kimin rezaleti daha rezalet?
• 10 Şubat’a çeyrek kala
• Malatyalı gençleri yürekten alkışlıyorum
• Bozuk olan ne?
• Aydın’a yatırım yapan kaybetmez
• Haydi pire efeler!
• Adnan Menderes sizi alkışlar mıydı?
• Portakalı soydum…
• Atmaca ve tutmaca demokrasisi
• Çalışan Gazeteciler Günü
• Aydın’a kar yağdı mı?
• Bahtı seyrek Aydın’ım
• 2014’e veda, 2015’e dua
• Güvenlik
• Kula’da kula kulluk etmeyen gazetecinin başına gelenler
• “Onlar gidici Aydın kalıcı”
• Yeme bizi İzmir!
• Tecavüz ve tezahürat
• Siz istemeseniz de…
• Aydın’ın tanıtımı
• Osmanlıca ve jeotermal
• Nazilli el olmasın
• Gazetecilikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
• Denge’nin yeniden doğuşu
• Toplumsal analiz
• Kaset ve kasket sezonu
• Sansürün vahameti ve Cem’in cemaati
• Gambiya bereketi
• Beni de atadılar
• Savunma makamının savunucuları…
• Bütçe
• Plansızlık…
• Rağmen…
• Doğu’dan bakınca…
• Hela ve hâlâ…
• Köpek haberleri ve haber köpekleri
• Fahişeler ve firariler
• Bayram ve hüzün
• Cumhuriyet’i yükseltmek
• İyi ki incir ve zeytinimiz var
• Sınav günü
• Marul ve kömür
• Büyük adamların ufak işleri
• Benzin deposundan mazot çalınır mı?
• Devletin itibarı
• Bana bir Aydın türküsü çığır; içinde zeytin olsun
• Ulaşım
• Teşekkür ödeneği
• Cazibegiller’in Aydın’ı
• Şekil siyaseti
• PKK’dan ne farkınız var?
• Kovayı tekmeletmeyin!
• Rektör seçimleri
• Eş değil beş başkan
• Dostluk
• Sarraf dükkanı gibi
• Rantın adı batsın, vefanın ruhuna Fatiha...
• Git işine…
• Ya üniversite olmasaydı?
• İncir ve zincir
• Yepyeni süreç ve Aydın
• Kasadaki çek
• Aydın’ı kim restore edecek?
• Fıstık gibi cenaze töreni
• “Aydın’ın en büyük sorunu tavırsızlık”
• Osman niye öldü?
• Aydın’ın bakanı olacak mı?
• Saatcı'nın olağanüstü toplantı çağrısı
• Çine’nin kaza gerçeği ve ambulans sorunu
• Sıfır nokta 71 kere maşallah
• Akıllı ol Cumhur Abi!
• “Aydın’ın Özlemi”
• Sahi sen kimin müdürüsün?
• Gazetecilik şahsi çıkarlara kapı açma mesleği değildir
• Yanlış üstüne yanlış
• Teşekkür ve sitem
• 16 yılın ardından…
• Kapatmayın!
• Kandırıkçı Müdür!
• Siyasetçinin daniskası...
• Muğla’ya niye girdik?
• Adaylar ve vizyonları
• Sinek ufaktır…
• CHP’nin hangi iyi yönünü yazayım?
• Beceriksizliğinizi haberciyi tehditle örtemezsiniz
• Hey Allah’ım, sen nelere kadirsin!
• İade mi, idare mi?
• İmamları dilencilikten kurtarın
• Bozdoğan’daki tren kazası...
• Hangisi gerçek vekil?
• Doğru karar, doğru aday
• Gözün Aydın Muğla
• 33 liralık şükür
• İftarlarda Aydın’ı konuşalım
• Yeni bir adım…
• Devlet korsan yayıncılık yapar mı?
• Tedbir almak için musibet beklemeyin
• Sıcak diyarlardan samimi selamlar
• Eşekleri unutmuşum…
• Bu yasa zeytinciliği de, hayvancılığı da bitirir
• Varlığı da dert, yokluğu da…
• Kaybeden kapatır
• Hıdır mısın, Kadir mi?
• Üretenleri tüketmeyin
• Kaliteli beyin, kalitesiz şehir…
• Lütfen yerlere tükürmeyin…
• Herkes ağlıyor
• Sünnet çocukları ve politikacılar
• Jeotermalde söz sahibi olmak
• Mühür gözlüm…
• Çamur…
• Çevre Bakanlığı ödenek göndermiş…
• Dağıtıyoruz…
• Denizli kazandı
• Kim karışacak?
• Binde 10…
• Yakmayın…
• Susma hakkı
• Sanayi siteleri ve kentsel dönüşüm
• Bizde niye yok?
• Bu hafta Buharkentliyiz
• Kırık akıllılar değil, kırk akıllı kazandı
• Göstermelik işlerle obezite önlenemez
• Kırsalda ‘Büyük’ sıkıntı
• Bulvardaki dilenciler neyin göstergesi?
• 19 Mayıs ruhu
• Basında güç birliği
• Anlamak ya da anlamamak
• Yöneten misiniz, yönetilen mi?
• Akşit’in günahı neydi?
• Gösteriş kavgası
• Siyasi üç aylardan mübarek üç aylara
• Çöp eşkıyalığı
• Kayıp
• Biz ne zaman hissedeceğiz?
• Aydın’ın kurtuluşu; parti dışı siyaset
• Aydın basınının kalitesi artacak
• Tek adam, tek kadın…
• E hadi gari!
• Çocuklar duymasın!
• Basın Kanunu değişiyor
• Çok şey mi istiyoruz?
• Halk için…
• Gündüz külahlı, gece silahlı
• Sen önce yol kenarındaki fahişeleri temizle
• Tüttürük
• Halk Meclisi’nde eşkıyalık olmaz
• Bağlama ve ağlama
• İsteme sırası bizde
• Boyu büyükler mi, boynu bükükler mi?
• Aydın’ın ‘Büyük’ devri
• Seçim ve geçim
• 2001 ruhu olmadan, Aydın’da başarı olmaz
• Tabelalar ve isimler
• Keşke hizmet için de kavga etseler
• Müslüm Baba da itiraz etmişti…
• Öfkenin tercihi
• İnanç, ihtiras, itiraz ve istifa
• Herkese geçmiş olsun
• Hayırlı olsun
• Aydın kazansın
• Yeni Aydın’a hazır olun
• Biz ettik siz etmeyin…
• Soru aynı cevaplar farklı
• Doğanın seçimi…
• Kömür ve ömür
• Twitter ve umumi tuvalet
• Mart sıcakları ve siyasi gerilim…
• Zayıf iradeyle güçlü idareler kuramayız
• Yerel düşünemezsek bu seçim güme gider
• Türkiye ne zaman değişecek?
• Başbakan Aydın'da ne konuşacak?
• CHP’li vekillerden özür diliyorum
• Efeler…
• Ucuz anketlerle pahalı hayaller kurmayın
• 15 yıl öncesine gitmek
• Oyunu satan geleceğini satar...
• CHP’li vekiller nerede?
• Gazetecilik yeniden itibar kazanacak
• O terbiyesize haddini bildirin
• Ben lafa değil, arşivime bakarım…
• Baştan sona hadise
• Kimin umurunda ki?
• Gayri ciddi gazetecilik yasayla sona erecek...
• Bölenlerle mi bilenlerle mi?
• Hepsi gerçek olsa…
• Kavgaya malzeme çok ama icraata adam yok...
• Kim yaptı?
• Mizahın izahı
• Pis kokunun kaynağı kokuşmuş siyaset…
• Kaliteli Meclis
• Ayağa kalk Çine!
• Gazetecileri övmeyin, övüp de dövmeyin..
• Başka acı yaşamayalım
• Aydın’a yakışmış
• Kukla değil hizmetkar istiyoruz
• Cezaevi turizmi
• KOMER’in önemi
• Sen olmasan da olur
• Eviniz değil şehriniz güzel olsun
• Kimin züppesi daha züppe?
• Güçlülerin değil halkın gücüyle..
• Pazarda bal var gelinim…
• Jeotermal masalı
• Güle güle Ustam
• Uyan artık Aydın derin uykulardan!
• Kiminin parası kiminin duası
• Tanıtım önemli
• Büyükşehir’in OSB’lere etkisi nasıl olacak?
• Hayır dualı bütçe ile devam
• Esnafların seçim provası
• Aydın mı büyük, Aydın Belediyesi mi?
• Günümüzü gün eyledik
• Kirsiz başarılar…
• Bağışlayanlar sizi bağışlar mı?
• Kimi ‘Mesut’ ve bahtiyar...
• Ayıkla Pirinç’in taşını
• Para karşılığı haber yapanları ihbar edin
• C(E)MNİYET’e girebilecek
• Susuverdiler…
• Hedefler ve hayaller
• Derneğimizin yeni yıl dilekleri
• Mutlu yıllar
• Salondakiler değil köydekiler kazanır
• Gönül birliğimize operasyon yaptırmayalım
• Aydın’ın yine bir bakanı olmadı
• Aydın’ın bir bakanı olmalı
• ‘Gazeteciler’ ve ‘kaz eti yiyiciler’
• Gazetecilerin yeteneğini test etmeyin
• Sahtekörler
• Haydi bre Efeler!
• CHP’nin adayları
• Batan geminin malları…
• Köylüyü kazanamayan seçimi kazanamaz
• Yüceltenler mi küçültenler mi?
• Aydın kaç karış?
• Aydın kazansın…
• Seçimlik mucitler ve muziplikler
• Sömürenler ve sömürülenler
• Emrin olur Bayram Abi
• Sizi karıştırmadan bu işler düzelmez
• Altı oklu yanı boklu
• Devler ve develer
• Dilde tebrik kalpte küfür
• Sabır…
• Güçlü gazetecilik
• Teşekkürler Aydın
• Daha güçlü Aydın için...
• Aydın ile büyüyoruz
• Çete mi Efe mi?
• Biz seçimimizi yaptık
• Dostlar alışverişte görmesin
• Hassasiyet
• Teşekkürler Mukadder Hemşire
• Aydın’ı kurban etmeyin de...
• Çöpçünün karısından özür diliyorum
• Aydın’ın geleceğini çarçur etmeyin
• Çıkalım mı, çökelim mi?
• İncir ve çuval meselesi
• Yeni Aydın
• Dilara
• Merhumu nasıl bilirdiniz?
• Goca kafalı Mıstıfalar accık akıllanın gari...
• Sen sür
• İstifa(de)
• "Bakan gelmeyecek"
• Diz çökene değil, diz çöktürene itibar edin
• Seçimlik dönüşümler
• Aydın turizm kenti mi?
• Tahammül
• Aşılarını yaptırın
• Kuklalar ve maketler
• Abdestsiz namaza duranlarla kaybedecek vaktimiz yok...
• Hakkı mıdır?
• Ey Çevre Müdürü: Sen ne iş yaparsın?
• DES’ti test…
• Gökyüzünün altındaki en sahipsiz yeryüzü
• e-gazete
• Vahim hadiseler
• Siz ‘en iyi’ misiniz?
• Yerel gazetelerin önemi
• Halkın içinde olmak
• Bizim için her taraf sizsiniz
• Onlara ‘köylü’ demeyin
• Bir ihtimal daha var
• Sadece tabelayı değil, skoru da değiştirelim
• Muhtar turizmi
• Küçük beyinliler ve “Büyük” hesaplar
• Ayıpları, Yanlışları Temizleme Odası
• Bağlanmak
• Yeniden başlamak..