Mehmet AYDIN
[email protected]

Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin

5 Ekim 2023, Perşembe

     

Bu yazıyı Dr. Ercan Özçelik, 6 Mayıs 2023'te kaleme almış. Herhangi bir yorumda bulunmadan, noktasına virgülüne dokunmadan aynen aktarıyorum:

MAĞDUR ZORBALIĞI

“Mağdur Zorbalığı” gibi tehlikeli ve yanlış anlaşılmaya müsait bir başlık altında tespit ve fikirlerimi beyan etmeden hemen önce belirtmiş olayım: Bu yazı şikayet ve karalama amacıyla değil, mağdurlara destek olmaya niyetlenen kişi ve kurumlar için bir deneyim paylaşımı, mağdur grupları için iletişim kabiliyetini geliştirme odaklı bir geri bildirim, zaten mağdur zorbalığını fiilen yaşayan ünlü, gazeteci, siyasetçi, iş adamı/kadını veya kanaat önderleri için de bir empati raporudur!

Bir insan hem mağdur hem de zorba olabilir mi diye düşünebilirsiniz. Evet, bir insan hem mağdur hem de zorba olabilir! Bu durumun bence en basit açıklaması şudur: Mağdur edildiği veya olduğuna inandığı konuda yaşadığı stres ve haklılık gücüyle körüklenen öfke yüzünden, mantıklı sakinliğini kaybederek, muhataplarına karşı saldırgan ve had sınırlarını zorlayan şekillerde iletişim ve tek taraflı dayatmalarda bulunabilir! Çünkü o mağdurdur ve sanki masum çocuklara tanınan anlayış ve özgürlük alanına sahipmiş gibi, pervasızca konuşmaya, yazmaya, yargılamaya, başka olay veya kişileri yok saymaya hakkı vardır! Hele birde kendisiyle beraber aile fertleri de bu mağduriyetten kötü etkileniyorsa, agresif tavırları turbo vitese takılmış gibi yükselebilir!

Son bir kaç yıldır, zaten ilgilendiğim toplumsal sorunlara daha fazla eğilmeye, araştırmaya, yazmaya ve görsel medyada konuşmaya başladım. STK’larda görev alarak gönüllü faaliyetlerine katıldım. Doğal olarak, gerçek ve sanal ortamdaki sosyal çevrem genişledi ve farklı gruplardan çok sayıda insanla aktif iletişim kurmaya başladım. Aile ve geleneksel değerlerimizden doğan çalışma halkam, emek ve istihdam gibi alanları, toplum sağlığı ve güvenliği gibi konuları da kapsayarak genişlemeye devam ediyor. Sağlık, bilişim, eğitim, işletme, yönetim, sosyal hizmetler gibi farklı disiplinlerde eğitim, proje ve çalışma deneyimlerim sayesinde, mağdur gruplarını algılama ve empati oluşturma becerimi geliştirebildiğimi söyleyebilirim. Bu yüzden olsa gerek, farklı gruplardan insanların “bizi en az bizim kadar iyi anlıyor ve savunabiliyorsunuz Ercan bey” benzeri geri dönüşler almaktan büyük bir mutluluk ve huzur duyuyorum.

Bütün gayret, kişisel araştırma ve iletişim açıklığıma rağmen, elbette varlığından veya ayrıntılarından haberdar olamadığım çok sayıda mağdur grupları da çıkıyor. Her insan gibi, sınırlı zaman ve imkanlar nedeniyle atladığım veya bilmediğim mevzular da çok oluyor. Bazen mağdurların bizzat kendileri, bazen de STK’ların yönlendirmesiyle öğrendiğim sorunlarını hızla araştırıp anlamaya ve etkileri itibarı ile mağduriyet derecesini ve grubunu kendimce belirlemeye çalışıyorum. Bu konudan emin olunca takip ve ifade listeme ekliyor, düşünce dünyamda empatik senaryosunu başrolde kendim veya ailem varmış gibi canlandırıyor ve hissettiklerimi ifade etmeye, yazmaya ve konuşmaya başlıyorum. Şu ana kadar öğrendiğim ve takip ettiğim hemen her mağduriyet konusunun, bendeki olgunlaşma ve ifade serüveni kısaca böyledir.

Toplumsal sorunlara duyarlı emekli bir sağlık personeli ve çiçeği burnunda bir akademisyen olarak, farklı mağdur gruplarıyla yoğun iletişime geçince, “mağdur zorbalığı” adını verdiğim davranışlara maruz kalmaya başladım. Garip bir şekilde, çok farklı gruplarda ama aynı karakterde davranış modellerini görünce, bunun nadir ve bireysel bir tavır değil, genellenebilir ve gruplanabilir bir standart olacak kadar yaygın psiko-sosyal bir davranış modeli olduğunu fark ettim. Hangi terimle ifade edebileceğimi düşünürken, en makul gelen “Mağdur Zorbalığı”nda karar kıldım.

Ünlülerin, gazetecilerin, siyasetçilerin, iş adamı ve iş kadınlarının, yazarların, internet fenomenlerinin, kısaca toplumsal görünürlüğü ve etki alanı geniş bilinen hemen her kişinin, adını “mağdur zorbalığı” koyduğum bu tavırlara muhatap olarak taciz duygusu yaşadığını, tekrarı olmasın diye açık iletişim kanallarını daralttığını, gerçekten mağdur olduklarına inansa da doğrudan destek vermekten kaçındığını, eski mağdur zorbalıklarının korkusuyla yeni mağdur gruplarını tanımayı veya gündemine almayı istemediğini düşünüyorum artık! Ben de eskiden, bunca imkanları varken neden daha etkili veya ilgili değil bu insanlar, diye düşünüyor ve biraz da ayıplıyordum doğrusu. Şimdi onları da anlıyor ve aşırıya kaçan rijit tavırlarına hak vermesem de makul zeminlerini görebiliyorum artık.

Mağdur zorbalığını çeşitli gruplarda derleyebiliriz. Buyurun beraber bakalım:

1-Yardım zorbalığı yapanlar: Maddi zorluk yaşayan ve mağdur olduğuna inanan bazı kişiler, önüne çıkan herkesten para yardımı isteme, hiç görüşmediği insanlardan sosyal medya üzerinden ısrarla yardım talep etme hakkını kendinde görebiliyorlar.

2-Bencil mağdurlar: Dünyanın en mağdur kişisi veya grubu olarak kendilerini gören, tüm sıralamalarda liste başında yer almak isteyen ve bu olmadığında muhatabına çemkirebilen mağdurlar var!

3-Diğer mağdurlara zorbalık yapanlar: Kendini aşırı mağdur bulurken, diğer mağdur gruplarını acımadan eleştirebilen, karalayan ve hor görerek sosyal linç kampanyalarına gönüllü katılan, herkesi kendisiyle kıyaslayıp küçümseyerek, zorbalık hedefine aldığı kişiyi yalnızca kendisiyle ilgilenmeye zorlayanlar.

4-Mağduriyetinden düşmanlık üretenler: Kadınlarla ilgili bir sorun yaşayan erkeklerin, kadınlara veya tersi halinde, kadınların erkeklere karşı geliştirdiği nefret ve düşmanlığını muhataplarına dayatarak, aynısını yapmaya zorlayanlar. Düşman olduğu cins veya insan grubu hakkında sempatik tavırlara bile tahammül edemez ve aşırı tepki verirler. Bu tür tahammülsüzlükleri ideolojilere, partilere, dini kurumlara, diğer canlılara veya eşya gruplarına da olabilir.

5-Bilgi zorbalığı yapanlar: Muhatap aldığı kişinin ilgi veya uzmanlık alanında olmasa da kendi mağduriyetini ayrıntılı şekilde bilmek zorunda olduğunu dayatan, bilemeyerek gündeme alınmadığında küstahça hesap soranlar.

6-Medya tetikçiliğine zorlayanlar: Kendi ürettiği içerikleri dayatarak, muhatabınca istenmese de paylaşmaya ve yaymaya zorlayanlar. Karşı çıkıldığında sert tepkiler verenler.

7-Gündem zorbalığı yapanlar: İlgisi olmadığı konu başlıkları altında bile, ısrarla kendi mağduriyetlerini dayatan ve konuşulmasını isteyenler. Bu yapılmadığında ise hesap sorarak taciz edenler.

8-Paylaşım zorbalığı yapanlar: Hedef aldığı kişiyi bütün mesajlarında etiketleyerek bildirimlerini yönetemez hale getirenler. Muhatabının bir paylaşımı altına birbirinin aynısı 50-60 tane paylaşımda bulunarak, aşağıya doğru izlemeyi ve farklı insanların görüşlerine ulaşabilmeyi imkansızlaştıranlar.

9-Trend Topic Zorbaları: Twitter gündeminde aynı konularda eş zamanlı üretilmiş birden fazla hashtag (#) başlıklarına toplu ve aşırı çalışarak, gündem listesinde birden fazla satırda yer işgal ederek, diğer mağdur grup başlıklarının ve emeklerinin görünürlüğünü engelleyenler.

10-Siber zorbalık yapanlar: Kendilerine düşman veya rakip belledikleri diğer mağdur gruplarının hesaplarına karşı sistematik spamlama, şikayet ve engelleme gibi siber zorbalık yapanlar.

11-Kulis zorbalığı yapanlar: Biraz ilgi gösteren her kişiye doğrudan veya özelden ısrarla yazarak kulis, haber veya gelişme bilgisi soranlar. Altı boş kalsa da tahmin isteyenler. Tahmin veya kulis bilgisi tutmadığında çok sert tepki verenler.

Yazıyı daha fazla uzatmamak adına, bu kadar sınıflandırmayı şimdilik yeterli görüyorum.

Bazı mağdurlar bilerek veya bilmeyerek, bu sayılan zorbalıkların en az birini veya bir kaçını yapıyorlar. Kibarca uyarıldığında yada olumsuz yanıt aldığında, çok olgun davranan ve doğru davranışa yönelenler de var. Durumu krize çevirerek hakaret boyutuna geçenler de! Bazen mağdurlara yardım adına, farkında olmadan mağdur zorbalığı yapan destekçileri de oluyor. Mesela ben! Belli bir kesimin sesini duyurmak için, medyada bilinen ve tanıdığım bir şahsın DM kutusuna ilgili twitlerimin bağlantısını göndermeyi adet edinmiştim. En sonunda bana bir mesajla “Kardeşim neden bu twitlerin hepsini bana yolluyorsun?” diye sorduğunda anlamıştım resmen taciz duygusu yaşattığımı ve özür dileyerek mesaj yollamayı bırakmıştım. Şimdi sadece ilgili ve istekli kişilere sınırlı sayılarda mesaj yollamaya çalışıyorum!

Mağdur Zorbalığına düşmek istemeyen mağdurlar ne yapmalı?

1-Yukarıda sayılan zorbalık seviyelerindeki davranışlardan kaçınmalısınız!

2-Mağdurlar arasında rekabet ve yıkıcılık yerine, işbirliği ve birlikte sinerji geliştirme üzerine çalışmalısınız!

3-Çok sayıda ruhsuz ve özensiz paylaşımlar yerine, daha az ama yüksek kaliteli ve etkili içerikler üretmeyi hedeflemelisiniz!

4-Destek alamasanız da nefretleri çekmemek üzerinde durmalısınız! Sizi tanıyanlar sıkıntıyla değil, sempati ve destek duygularıyla anabilmeli!

5-Bencil ve egoist tavırlardan vazgeçmeli, diğer mağdurlara da saygı ve anlayışla yaklaşmalısınız!

6-Sizin yanınızda gönüllü duran kişileri acımasızca sömürmemeli, uzun ve sağlıklı sürebilecek bir destekleme gücü ve şevki bırakmalısınız!

Kısacası, iletişimini sağlıklı bir zeminde kurabilenler daha başarılı bir sürece imza atarlar. Öbür türlü, mağdur zorbalığına maruz kalan herkes, eninde sonunda mağdurlardan uzaklaşır ve sorunlarına karşı duyarsızlaşan tavırlar geliştirir. Yani, altın yumurtlayan tavuğu kestiğinizde karnında saklı bir hazine bulamazsınız! Her şeyin bir gelişim ve olgunlaşma süreci vardır. Süreci güzel yönetebilirseniz, başarılı sonuçlar kendiliğinden gelecektir inşAllah!

Şunu da eklemeden geçmeyelim: Mağdur zorbalığına uğramadan, aşırı alıngan davranarak seçmenlerini engelleyen milletvekilleri ve mağdurlarını engelleyen SGK gibi yapılar için, bu yazım bir bahane değildir! Hakaret ve iftira söz konusu olmadığı sürece, her mağdurun ilgili kamu kuruluşlarına veya Milletvekili, Vali, Kaymakam, Bakan, Belediye Başkanı gibi kamusal görevlilere ulaşma, dilek ve temennilerini, şikayetlerini iletme hakkı vardır! Sayın Cumhurbaşkanımıza herkesin sınırsız erişebildiği, mesajlarını yollayabildiği bir ortamda, resmi görevli kişi ve kurumların vatandaşı engelleme hakkı yoktur! Mesela, SGK’yı EYT mevzusunda eleştirip bilgi talebinde bulunduğum 2019 yılından beri, şahsıma koyduğu twitter engeli halen devam ediyor! Hem paramızı alıp, hem de böyle kibirli davranmak bir hizmet kurumuna asla yakışmaz! Bilmem anlatabildim mi?



Yazarın Tüm Yazıları
Ben Özgür Özel olsam…
CHP’liler size şeyiyle gülüyordur
BİK’tir git!
Z kuşağı işini bilir, siz X kuşağını kurtarın
Rifat Sait İzmir’e çok yakışır
Şimdi siz utanmadan Aydın’ı yönetmeye mi talipsiniz?
Bekliyorlar
Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin
Bakan beyler, lütfen bakar mısınız?
Bazı yanlışlar çoğu doğruları götürdü
Gidenler ve kalanlar
Maraş’tan bir haber geldi…
Karamsar olma Aydın; Umut hep var
Gençliğimizi kurtarırsak, geleceğimizi ve Aydın’ımızı kurtarırız
Aydın’da suya sabuna dokunmayanlar, Ankara’yı da kirletmesin
Stajyer ve çırakları küstürmeyin
Aydın’ın da yılı olsun
Verimsiz Aydın’da verimlilik töreni
Asgari ücret
Mağdurlar parti kursa iktidar olur
Birlik…
Stajyerleri ve kamu şeflerini üzmeyin
Kısır kısır çekişenler ve can çekişen Aydın…
Genel af ve ehliyet affı talebi ve PDY’nin mevzuatlarımıza döşediği mayınlar
Nice 100 yıllara
Başka Aydın’dan haberler (11)
Başka Aydın’dan haberler (10)
Affedersiniz!.. Af eder misiniz?
Başka Aydın’dan haberler (9)
Başka Aydın’dan haberler (8)
Başka Aydın’dan haberler (7)
Başka Aydın’dan haberler (6)
Başka Aydın’dan haberler (3)
Başka Aydın’dan haberler (2)
Başka Aydın’dan haberler (1)
Unutma Aydın!
Her yerde kar var, Aydın’da zarar
Kurtuluşumuz maskeli değil mesleki eğitimde
İtaat etmezsen ihraç edilirsin
Karanlıkta göz kırpmayın, karanlık işler çevirenlere de göz yummayın
Aydın’ın çok çikin sorunları var
Germencik’te ne oldu?
Bakanı geldi, binası yapılıyor, ırzına geçenler ne olacak?
Bu kafayla giderseniz askere…
Aydın’ın şehir içi araç ve uluslararası itibar trafiği…
Aydın’ı yoranlar kadar, Aydın için kafa yoranlar da var…
Helen sallanıyor, halen uyuyoruz!
Bir sivilce yeter...
Aydın’da adliye var mı?
Sayın Bahçeli, bunların alayını denize dökmeli
Pamuk para edince…
Aydın Milletvekili Yıldız’ın tokadı CHP’yi yıpratmaz
Dostlar alışverişte görmese de olur..
Hasar değil, eser bırakın
Açıl Aydın yolları…
Lütfen yerlere tükürmeyin
Herkes başbakan oluyor
Kimler Alevi kimler Sünni, bundan sana ne!
10’dan sonra böyle oluyor
Söke Kaymakamı ve Yüksel Yalova
Aydın’ı gölgede bırakanlar
Ofsayt ve Aydın
Değer katmak…
Cezaevi Çine’ye ödül mü, ceza mı?
Seni karıştırmadan olmaz
Yedi Uyuyanlar ve uyanık geçinenler
Yiğidi de öldürme, hakkını da yeme
Aydın’da saray da istiyoruz, adalet de…
Faydan kurtulamayız, faydasızlardan belki…
Erken göçüş
Eylül ve Aydın
Havaalanı Masalı
Nice yıllara…
Nazilli basını, Aydın basınını yenemez…
Biz hep farklıyız…
Aydın için çalışın
Bir babaya veda
Avrupa’ya kiraz, Amerika’ya kemik
Aydın için birlik vakti
Sanayilerimiz gelişmedikçe enayilerimiz azalmaz
Cenaze koalisyonu
Yoğunluk fiziksel mi yoksa zihinsel mi?
Fasa fiso gazeteciliği
Eşek değilsiniz ya…
“Adam gibi yapamıyorsanız Özlem Hanım gibi yapın”
Doğruya doğru, yanlışa yanlış
Urfa ‘Sıra’dan bir şehir değil
Değişen sadece isimler olmasın
Elde var iki
Gülsek mi, ağlasak mı?
Görünen köy…
Ateşe su taşıyan karınca ve Harun
Aydın’ın gizli gücü
Nahasın baken?
Unutmayın!
Aydın’ın sindirim sistemi hastalıklı
İstifade edebilecek miyiz?
TBBM’de Aydınlı olacak mı?
İş’ine geldiği gibi davranma kültürü
Karıştırmayın
‘…miş gibi’nin Aydın’ı
Anadolu milletvekilleri ve mızıkçı soytarılar
Kimin rezaleti daha rezalet?
10 Şubat’a çeyrek kala
Malatyalı gençleri yürekten alkışlıyorum
Bozuk olan ne?
Aydın’a yatırım yapan kaybetmez
Haydi pire efeler!
Adnan Menderes sizi alkışlar mıydı?
Portakalı soydum…
Atmaca ve tutmaca demokrasisi
Çalışan Gazeteciler Günü
Aydın’a kar yağdı mı?
Bahtı seyrek Aydın’ım
2014’e veda, 2015’e dua
Güvenlik
Kula’da kula kulluk etmeyen gazetecinin başına gelenler
“Onlar gidici Aydın kalıcı”
Yeme bizi İzmir!
Tecavüz ve tezahürat
Siz istemeseniz de…
Aydın’ın tanıtımı
Osmanlıca ve jeotermal
Nazilli el olmasın
Gazetecilikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
Denge’nin yeniden doğuşu
Toplumsal analiz
Kaset ve kasket sezonu
Sansürün vahameti ve Cem’in cemaati
Gambiya bereketi
Beni de atadılar
Savunma makamının savunucuları…
Bütçe
Plansızlık…
Rağmen…
Doğu’dan bakınca…
Hela ve hâlâ…
Köpek haberleri ve haber köpekleri
Fahişeler ve firariler
Bayram ve hüzün
Cumhuriyet’i yükseltmek
İyi ki incir ve zeytinimiz var
Sınav günü
Marul ve kömür
Büyük adamların ufak işleri
Benzin deposundan mazot çalınır mı?
Devletin itibarı
Bana bir Aydın türküsü çığır; içinde zeytin olsun
Ulaşım
Teşekkür ödeneği
Cazibegiller’in Aydın’ı
Şekil siyaseti
PKK’dan ne farkınız var?
Kovayı tekmeletmeyin!
Rektör seçimleri
Eş değil beş başkan
Dostluk
Sarraf dükkanı gibi
Rantın adı batsın, vefanın ruhuna Fatiha...
Git işine…
Ya üniversite olmasaydı?
İncir ve zincir
Yepyeni süreç ve Aydın
Kasadaki çek
Aydın’ı kim restore edecek?
Fıstık gibi cenaze töreni
“Aydın’ın en büyük sorunu tavırsızlık”
Osman niye öldü?
Aydın’ın bakanı olacak mı?
Saatcı'nın olağanüstü toplantı çağrısı
Çine’nin kaza gerçeği ve ambulans sorunu
Sıfır nokta 71 kere maşallah
Akıllı ol Cumhur Abi!
“Aydın’ın Özlemi”
Sahi sen kimin müdürüsün?
Gazetecilik şahsi çıkarlara kapı açma mesleği değildir
Yanlış üstüne yanlış
Teşekkür ve sitem
16 yılın ardından…
Kapatmayın!
Kandırıkçı Müdür!
Siyasetçinin daniskası...
Muğla’ya niye girdik?
Adaylar ve vizyonları
Sinek ufaktır…
CHP’nin hangi iyi yönünü yazayım?
Beceriksizliğinizi haberciyi tehditle örtemezsiniz
Hey Allah’ım, sen nelere kadirsin!
İade mi, idare mi?
İmamları dilencilikten kurtarın
Bozdoğan’daki tren kazası...
Hangisi gerçek vekil?
Doğru karar, doğru aday
Gözün Aydın Muğla
33 liralık şükür
İftarlarda Aydın’ı konuşalım
Yeni bir adım…
Devlet korsan yayıncılık yapar mı?
Tedbir almak için musibet beklemeyin
Sıcak diyarlardan samimi selamlar
Eşekleri unutmuşum…
Bu yasa zeytinciliği de, hayvancılığı da bitirir
Varlığı da dert, yokluğu da…
Kaybeden kapatır
Hıdır mısın, Kadir mi?
Üretenleri tüketmeyin
Kaliteli beyin, kalitesiz şehir…
Lütfen yerlere tükürmeyin…
Herkes ağlıyor
Sünnet çocukları ve politikacılar
Jeotermalde söz sahibi olmak
Mühür gözlüm…
Çamur…
Çevre Bakanlığı ödenek göndermiş…
Dağıtıyoruz…
Denizli kazandı
Kim karışacak?
Binde 10…
Yakmayın…
Susma hakkı
Sanayi siteleri ve kentsel dönüşüm
Bizde niye yok?
Bu hafta Buharkentliyiz
Kırık akıllılar değil, kırk akıllı kazandı
Göstermelik işlerle obezite önlenemez
Kırsalda ‘Büyük’ sıkıntı
Bulvardaki dilenciler neyin göstergesi?
19 Mayıs ruhu
Basında güç birliği
Anlamak ya da anlamamak
Yöneten misiniz, yönetilen mi?
Akşit’in günahı neydi?
Gösteriş kavgası
Siyasi üç aylardan mübarek üç aylara
Çöp eşkıyalığı
Kayıp
Biz ne zaman hissedeceğiz?
Aydın’ın kurtuluşu; parti dışı siyaset
Aydın basınının kalitesi artacak
Tek adam, tek kadın…
E hadi gari!
Çocuklar duymasın!
Basın Kanunu değişiyor
Çok şey mi istiyoruz?
Halk için…
Gündüz külahlı, gece silahlı
Sen önce yol kenarındaki fahişeleri temizle
Tüttürük
Halk Meclisi’nde eşkıyalık olmaz
Bağlama ve ağlama
İsteme sırası bizde
Boyu büyükler mi, boynu bükükler mi?
Aydın’ın ‘Büyük’ devri
Seçim ve geçim
2001 ruhu olmadan, Aydın’da başarı olmaz
Tabelalar ve isimler
Keşke hizmet için de kavga etseler
Müslüm Baba da itiraz etmişti…
Öfkenin tercihi
İnanç, ihtiras, itiraz ve istifa
Herkese geçmiş olsun
Hayırlı olsun
Aydın kazansın
Yeni Aydın’a hazır olun
Biz ettik siz etmeyin…
Soru aynı cevaplar farklı
Doğanın seçimi…
Kömür ve ömür
Twitter ve umumi tuvalet
Mart sıcakları ve siyasi gerilim…
Zayıf iradeyle güçlü idareler kuramayız
Yerel düşünemezsek bu seçim güme gider
Türkiye ne zaman değişecek?
Başbakan Aydın'da ne konuşacak?
CHP’li vekillerden özür diliyorum
Efeler…
Ucuz anketlerle pahalı hayaller kurmayın
15 yıl öncesine gitmek
Oyunu satan geleceğini satar...
CHP’li vekiller nerede?
Gazetecilik yeniden itibar kazanacak
O terbiyesize haddini bildirin
Ben lafa değil, arşivime bakarım…
Baştan sona hadise
Kimin umurunda ki?
Gayri ciddi gazetecilik yasayla sona erecek...
Bölenlerle mi bilenlerle mi?
Hepsi gerçek olsa…
Kavgaya malzeme çok ama icraata adam yok...
Kim yaptı?
Mizahın izahı
Pis kokunun kaynağı kokuşmuş siyaset…
Kaliteli Meclis
Ayağa kalk Çine!
Gazetecileri övmeyin, övüp de dövmeyin..
Başka acı yaşamayalım
Aydın’a yakışmış
Kukla değil hizmetkar istiyoruz
Cezaevi turizmi
KOMER’in önemi
Sen olmasan da olur
Eviniz değil şehriniz güzel olsun
Kimin züppesi daha züppe?
Güçlülerin değil halkın gücüyle..
Pazarda bal var gelinim…
Jeotermal masalı
Güle güle Ustam
Uyan artık Aydın derin uykulardan!
Kiminin parası kiminin duası
Tanıtım önemli
Büyükşehir’in OSB’lere etkisi nasıl olacak?
Hayır dualı bütçe ile devam
Esnafların seçim provası
Aydın mı büyük, Aydın Belediyesi mi?
Günümüzü gün eyledik
Kirsiz başarılar…
Bağışlayanlar sizi bağışlar mı?
Kimi ‘Mesut’ ve bahtiyar...
Ayıkla Pirinç’in taşını
Para karşılığı haber yapanları ihbar edin
C(E)MNİYET’e girebilecek
Susuverdiler…
Hedefler ve hayaller
Derneğimizin yeni yıl dilekleri
Mutlu yıllar
Salondakiler değil köydekiler kazanır
Gönül birliğimize operasyon yaptırmayalım
Aydın’ın yine bir bakanı olmadı
Aydın’ın bir bakanı olmalı
‘Gazeteciler’ ve ‘kaz eti yiyiciler’
Gazetecilerin yeteneğini test etmeyin
Sahtekörler
Haydi bre Efeler!
CHP’nin adayları
Batan geminin malları…
Köylüyü kazanamayan seçimi kazanamaz
Yüceltenler mi küçültenler mi?
Aydın kaç karış?
Aydın kazansın…
Seçimlik mucitler ve muziplikler
Sömürenler ve sömürülenler
Emrin olur Bayram Abi
Sizi karıştırmadan bu işler düzelmez
Altı oklu yanı boklu
Devler ve develer
Dilde tebrik kalpte küfür
Sabır…
Güçlü gazetecilik
Teşekkürler Aydın
Daha güçlü Aydın için...
Aydın ile büyüyoruz
Çete mi Efe mi?
Biz seçimimizi yaptık
Dostlar alışverişte görmesin
Hassasiyet
Teşekkürler Mukadder Hemşire
Aydın’ı kurban etmeyin de...
Çöpçünün karısından özür diliyorum
Aydın’ın geleceğini çarçur etmeyin
Çıkalım mı, çökelim mi?
İncir ve çuval meselesi
Yeni Aydın
Dilara
Merhumu nasıl bilirdiniz?
Goca kafalı Mıstıfalar accık akıllanın gari...
Sen sür
İstifa(de)
"Bakan gelmeyecek"
Diz çökene değil, diz çöktürene itibar edin
Seçimlik dönüşümler
Aydın turizm kenti mi?
Tahammül
Aşılarını yaptırın
Kuklalar ve maketler
Abdestsiz namaza duranlarla kaybedecek vaktimiz yok...
Hakkı mıdır?
Ey Çevre Müdürü: Sen ne iş yaparsın?
DES’ti test…
Gökyüzünün altındaki en sahipsiz yeryüzü
e-gazete
Vahim hadiseler
Siz ‘en iyi’ misiniz?
Yerel gazetelerin önemi
Halkın içinde olmak
Bizim için her taraf sizsiniz
Onlara ‘köylü’ demeyin
Bir ihtimal daha var
Sadece tabelayı değil, skoru da değiştirelim
Muhtar turizmi
Küçük beyinliler ve “Büyük” hesaplar
Ayıpları, Yanlışları Temizleme Odası
Bağlanmak
Yeniden başlamak..