Siz boş verin, bir belediye başkanına 2 yıl, 7 ay, 15 gün hapis cezası verildi diye bir solukta Ankara’dan İstanbul’a gidenleri, Almanya’dan geri dönenleri.
Bu ülkede hemen her gün yüzlerce, binlerce vatandaş benzer cezalara mahkum edilirken kılını kıpırdatmayanların, Saraçhane Meydanı’nda “adalet” nutukları atmalarını önemsemeyin.
Hele ki bunları köpürten, günlerce televizyon ekranlarında, sosyal medyada konuşan, sanki dünyanın sonuymuş algısı oluşturmaya çalışanları da itibar etmeyin.
Size ‘mağdur’ diye empoze edilmeye çalışanları değil, ülkenin arka sokaklarına bakın.
Orada o kadar çok mağdur var ki...
Hangi birini sayayım?
Adil yargılanmayan, geçmişte FETÖ’cü, günümüzde tecrübesiz hakim ve savcıların delil olmadan, kanaatle, keyfi bir şekilde 10 yıllarca hapse mahkum ettiği gençleri mi?
Onlara bakmaya ve dışarıda kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışan anneleri, babaları, eşleri mi?
Babalarını hiç tanımadan askerlik ve gelinlik çağa gelmiş çocukları mı?
Islak mendille yüzünü sildiği, portakal ya da muz yediği için ehliyetine el konulanları mı?
Ehliyetine el konulduğu için işinden, eşinden olanları mı?
Bir yandan Tarım Bakanı “Kent tarımını güçlendireceğiz” derken, bir yandan küçücük bahçelerinin bir kenarına yaptıkları barakaları başlarına yıkılanları mı?
Üstlerine, astlarına hatta kurumlarındaki hizmetlilere bile verilen 3600 ek göstergeden mahrum bırakılan, unutulan kamu şeflerini mi?
Çocuk yaşta haftanın 4-5 günü okul atölyelerinde, sanayi sitelerinde, fabrikalarda, muhasebe ofislerinde fiilen çalışan, ter döken ve ellerine verilen sigorta giriş kartlarının bugün geçersiz olduğu söylendiği için her platformda uğradıkları bu haksızlığı haykıran 2 milyona yakın staj sigortası mağdurlarını mı?
Atama bekleyen öğretmenleri, arkeologları, sanat tarihçilerini, laboratuvar teknolojisi mezunu binlerce gencimizi mi?
Kadro bekleyen belediye taşeron işçilerini mi, Karayolları müşavir firma çalışanlarını mı?
Çağrı merkezlerinde işten atılanları mı?
O kadar çoklar ki, inanın say say bitmiyor.
Unuttuğum mağdur kitleler varsa da lütfen kusura bakmasınlar.
Demem o ki, bir siyasetçinin ya da sanatçının tırnağı çizilse ortalığı velveleye veren siyasetçiler ve medya, yukarıda saydığım mağdurlara kulak tıkıyor, onları görmezden geliyor.
Gördüğünü, duyduğunu söyleyenlerin büyük çoğunluğu da samimi değil ve sadece farklı amaçlarla bu kitleleri istismar ediyor.
Meselenin başka bir boyutu da, bu kitleler kendi güçlerinin farkında değil.
Bırakın iktidarın, devletin, sistemin, FETÖ’nün mevzuatlarımıza döşediği mayınların mağdur ettiklerini; muhalefetin görmezden geldiği mağdurlar bile parti kursa, kesin iktidar olurlar.
Aslında hepsi ayrı bir ceviz ağacı Gülhane Parkı’nda,
Ne onlar bunun farkında, ne polis, ne iktidar, ne de muhalefet farkında…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.