Mehmet AYDIN
[email protected]

Bakan beyler, lütfen bakar mısınız?

2 Ekim 2023, Pazartesi

     

Yusuf hocam, Vedat hocam, Yılmaz bey…

Bu seslenişim size.

Önce Yusuf Tekin hocamla başlayalım.

Bir araştırmaya göre, Japonların günde bir saatini, Türklerin 6 saatini sosyal medyada geçirdiği belirlenmiş.

Külliyen yalan…

Türkiye’de hala tuşlu telefon kullananlar ya da hiç telefon kullanmayanlar da dahil edilerek böyle bir sonuca ulaşılmış olmalı.

Ülkemizde, gününün 16-18 saatini sosyal medyada geçiren, belki nüfusumuzun üçte birinden fazla bir kitle var.

Hepsi hırsız…

Mesailerinden çalmasalar bile, ailelerinin, eşlerinin, çocuklarının zamanından çalıyorlar.

Siz çıkmış Milli Eğitim Bakanı olarak çocukları sosyal medyanın etkisinden koruyucu tedbirler alıyorsunuz. Okullarda telefon kullanımını yasaklıyorsunuz. Doğru da ediyorsunuz ama inanın çözüm değil hocam.

Evde anne ya da baba sürekli elinde telefon, mağduriyetini dile getirmek için tweet atıyor.

Hal böyle olunca çocuğuna, “Telefonu bırak, dersine çalış” diyemiyor, dese de dinlenmiyor.

Velhasıl hocam, biz çocuklardan önce aileleri, anne babaları düzeltmeli, onları sosyal medyanın etkisinden korumalı ve uzaklaştırmalıyız.

Bu insanları hem iş gücü piyasasına, hem sosyal hayata yeniden kazandırmalıyız.

Bunun çözümü için sizin bakanlığınızı da ilgilendiren konular var.

En basitinden 1990’lı yıllarda staj ve çıraklık yapmış ve sizin öğretmenleriniz tarafından “Bunları iyi saklayın ha! Gelecekte çok işinize yarayacak” denilerek ellerine tutuşturulan SSK kartlarındaki ilk işe girişleri geçersiz sayıldığı için mağdur edilmiş ve bugün dert anlatmaya çalışanların sorunlarını çözerek, onları sosyal medyadan uzaklaştırabilirsiniz.

Sizin bakanlığınızı çok ilgilendirmese de, bu insanların gözünde sizin öğretmenleriniz ‘yalancı’ pozisyonuna düşmüş.

Ha bir de, çok önemsediğiniz, özendirici uygulamalar yaptığınız mesleki eğitimdeki mevcut çocuklarımızın da gelecekte aynı sıkıntıyı yaşamaması için kalıcı, yasal bir çözüm getirin.

Hem geçmişi temizleyin, hem de gelecekte aynı mağduriyetin yaşanmaması için şimdiden tedbir alın ki, bugünün mesleki eğitim öğrencileri 30 yıl sonra sizi hayırla yad etsin.

Stajyer ve çırak öğrencilerin eline 5 bin 700 lira vermek yerine, gerekirse 5 bin lira verin ama o 700 lirayı da gelecekte emekliklerinden sayılacak şekilde sigorta hesaplarına yatırın.

Sosyal medyada attığı her tweetin herkes tarafından görüleceğini, okunacağını ve derdinin ertesi sabah çözüleceğini kendisine inandırmış bu zavallı kitlenin, ruhsal terapiye de ihtiyacı var.

Siz meselenin yukarıdaki kısımlarını halledin, biz bu kısmını Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’dan rica edelim.

Yoksa toplumsal bir çöküşe doğru sürükleniyoruz ama kimse farkında değil…

***

Vedat Işıkhan Hocam, gelelim size...

Siz de meseleye yukarıda bahsettiğim staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının sorununu çözerek başlayabilirsiniz.

Siz bakmayın onların “Biz 2-3 milyon kişiyiz” diye artistlik yaptıklarına.

Hemen emeklilik hakkı kazanacaklarının sayısı 300 bini bile bulmuyor.

Yasal düzenleme yapsanız bile bunların sadece 200 bin kadarı emekli olur, diğerleri yani kamuda memur statüsündekileri çalışmaya devam eder.

Bütçeye çok bir yük getirmezler, gelecek yükü üstlenmeye, gerekirse borçlanmaya da hazırlar.

Bu insanların hırsızlıklarının önüne geçmek ve onların uğradığı haksızlığı gidermek sizin elinizde.

Allah korusun, makine başındayken bile tweet atmaya çalışırken telafisi mümkün olmayan kazalara sebebiyet verecekler.

Belediye şirketlerinde, KİT’lerde, taşeronda çalışanlar da sizden bir müjde bekliyor.

Zabıta kıyafetiyle esnaf kovalayan, yani memur işi yapan belediye şirket işçileri var.

EYT sonrası bir gün için 17 yıl beklemenin haksızlık olduğunu düşünen ve kademeli emeklilik sistemi getirilmesini bekleyen önemli bir kitle de var.

Bir de hala çalışmak istedikleri halde zorunlu emekli edilerek, mağdur edildiklerini düşünenler.

Üstenci bir yaklaşımla değil, taraflar dinlenerek, makul çözümler üretilebilecek konular bunlar.

Aksi halde bu insanlar da sosyal medyada heba olup gidecekler.

Devletine küsecekler.

Belki de hiç farkında olmadan, sosyal medyada terör örgütlerinin güdümüne girecekler.

Lütfen bu meselelerin sadece sosyal güvenlik değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da iletin.

Ve bu kitlelerin büyük bir kısmının kendisini çok sevdiğini de…

***

Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç…

Peşinen belirteyim ki, Cumhuriyetimizin 100. yılı hasebiyle de toplumda adli mahkumlar için bir genel af beklentisi var.

Haklı sebepleri ve gerekçeleri de var.

Kendilerine orantısız cezalar veren FETÖ’cü hakim ve savcılarla bugün aynı cezaevinde kalan mahkumlar var.

Torununa tecavüz eden sapık dede ile küçük yaşta evlendikleri için eşine tecavüz ettiği gerekçesiyle aynı suçtan ceza alıp hapis yatanlar var.

Üç çocuğu ile ortada kalmış ve “Devlet tecavüzcümü ziyaret etmeme izin veriyor diyen” 28 yaşında kadınlar var.

Muğla’da Pınar Gültekin’i yakıp betonlayan caniyle, Afyon’da bir gece yarısı evlerine giren kişiden annesini ve kız kardeşini korumaya çalışırken ‘katil’ yaftası yemiş, genç yaşta hayatı kararmış Mustafalar var.

Kadının beyanı esastır saçmalığıyla hüküm giymişler var.

Uyuşturucu konusu zaten ayrı bir dert...

Saymakla bitmeyen yargı faciaları ve aile bütünlüğünü bozan uygulamalar var.

Kısacası toplumsal barış için bir resete ve formata ihtiyaç var.

Bunların ötesinde diğer bakanlıkların konusu olan mevzular da var.

FETÖ’nün mevzuatlarımıza döşediği mayınların kurbanları var.

Örneğin, ömründe ağzına hiç alkol sürmediği halde pandemi sürecinde dezenfektan kullandıktan sonra ticari aracında alkollü yakalanıp ehliyetine el konulan, ticari hayatı biten, yuvası dağılan insanlar var.

Mevzuatta olup uygulanırlığı ve işlerliği olmayan SÜDGE’nin mağdurları var.

“Bir kereye mahsus ehliyet affı verilsin” diye feryat eden geniş bir kitle var.

Var oğlu var…

***

Bunların dışında kadro bekleyen uzman çavuşlarımız var.

Uzman çavuşluktan ayrılmış, memuriyet hakkı kazanmış ancak atanamamış eski uzman çavuşlarımız var.

Aile sağlığı merkezlerinde kadro isteyen sağlıkçılarımız var.

Özlük haklarının iyileştirilmesini isteyen kamu mühendislerimiz var.

Müdür yardımcıları ile memurlar arasında hakları kaynamış, unutulmuş kamu şefleri var.

Kadro bekleyen ücretli öğretmenler, Kur’an Kursu öğretmenleri var.

Tüm bu kitleler de sosyal medyada heba olup gidiyor, günlerinin büyük kısmını oralarda harcıyor.

Türkiye Yüzyılı’nda, toplumumuzun neredeyse üçte birini oluşturan bu insanlarımızı, gelin hep birlikte o Amerikan mecralarından kurtarın.

Bizim için, Türkiye için… 



Yazarın Tüm Yazıları
Ben Özgür Özel olsam…
CHP’liler size şeyiyle gülüyordur
BİK’tir git!
Z kuşağı işini bilir, siz X kuşağını kurtarın
Rifat Sait İzmir’e çok yakışır
Şimdi siz utanmadan Aydın’ı yönetmeye mi talipsiniz?
Bekliyorlar
Mağduriyetinizi anlatırken başkalarını mağdur etmeyin
Bakan beyler, lütfen bakar mısınız?
Bazı yanlışlar çoğu doğruları götürdü
Gidenler ve kalanlar
Maraş’tan bir haber geldi…
Karamsar olma Aydın; Umut hep var
Gençliğimizi kurtarırsak, geleceğimizi ve Aydın’ımızı kurtarırız
Aydın’da suya sabuna dokunmayanlar, Ankara’yı da kirletmesin
Stajyer ve çırakları küstürmeyin
Aydın’ın da yılı olsun
Verimsiz Aydın’da verimlilik töreni
Asgari ücret
Mağdurlar parti kursa iktidar olur
Birlik…
Stajyerleri ve kamu şeflerini üzmeyin
Kısır kısır çekişenler ve can çekişen Aydın…
Genel af ve ehliyet affı talebi ve PDY’nin mevzuatlarımıza döşediği mayınlar
Nice 100 yıllara
Başka Aydın’dan haberler (11)
Başka Aydın’dan haberler (10)
Affedersiniz!.. Af eder misiniz?
Başka Aydın’dan haberler (9)
Başka Aydın’dan haberler (8)
Başka Aydın’dan haberler (7)
Başka Aydın’dan haberler (6)
Başka Aydın’dan haberler (3)
Başka Aydın’dan haberler (2)
Başka Aydın’dan haberler (1)
Unutma Aydın!
Her yerde kar var, Aydın’da zarar
Kurtuluşumuz maskeli değil mesleki eğitimde
İtaat etmezsen ihraç edilirsin
Karanlıkta göz kırpmayın, karanlık işler çevirenlere de göz yummayın
Aydın’ın çok çikin sorunları var
Germencik’te ne oldu?
Bakanı geldi, binası yapılıyor, ırzına geçenler ne olacak?
Bu kafayla giderseniz askere…
Aydın’ın şehir içi araç ve uluslararası itibar trafiği…
Aydın’ı yoranlar kadar, Aydın için kafa yoranlar da var…
Helen sallanıyor, halen uyuyoruz!
Bir sivilce yeter...
Aydın’da adliye var mı?
Sayın Bahçeli, bunların alayını denize dökmeli
Pamuk para edince…
Aydın Milletvekili Yıldız’ın tokadı CHP’yi yıpratmaz
Dostlar alışverişte görmese de olur..
Hasar değil, eser bırakın
Açıl Aydın yolları…
Lütfen yerlere tükürmeyin
Herkes başbakan oluyor
Kimler Alevi kimler Sünni, bundan sana ne!
10’dan sonra böyle oluyor
Söke Kaymakamı ve Yüksel Yalova
Aydın’ı gölgede bırakanlar
Ofsayt ve Aydın
Değer katmak…
Cezaevi Çine’ye ödül mü, ceza mı?
Seni karıştırmadan olmaz
Yedi Uyuyanlar ve uyanık geçinenler
Yiğidi de öldürme, hakkını da yeme
Aydın’da saray da istiyoruz, adalet de…
Faydan kurtulamayız, faydasızlardan belki…
Erken göçüş
Eylül ve Aydın
Havaalanı Masalı
Nice yıllara…
Nazilli basını, Aydın basınını yenemez…
Biz hep farklıyız…
Aydın için çalışın
Bir babaya veda
Avrupa’ya kiraz, Amerika’ya kemik
Aydın için birlik vakti
Sanayilerimiz gelişmedikçe enayilerimiz azalmaz
Cenaze koalisyonu
Yoğunluk fiziksel mi yoksa zihinsel mi?
Fasa fiso gazeteciliği
Eşek değilsiniz ya…
“Adam gibi yapamıyorsanız Özlem Hanım gibi yapın”
Doğruya doğru, yanlışa yanlış
Urfa ‘Sıra’dan bir şehir değil
Değişen sadece isimler olmasın
Elde var iki
Gülsek mi, ağlasak mı?
Görünen köy…
Ateşe su taşıyan karınca ve Harun
Aydın’ın gizli gücü
Nahasın baken?
Unutmayın!
Aydın’ın sindirim sistemi hastalıklı
İstifade edebilecek miyiz?
TBBM’de Aydınlı olacak mı?
İş’ine geldiği gibi davranma kültürü
Karıştırmayın
‘…miş gibi’nin Aydın’ı
Anadolu milletvekilleri ve mızıkçı soytarılar
Kimin rezaleti daha rezalet?
10 Şubat’a çeyrek kala
Malatyalı gençleri yürekten alkışlıyorum
Bozuk olan ne?
Aydın’a yatırım yapan kaybetmez
Haydi pire efeler!
Adnan Menderes sizi alkışlar mıydı?
Portakalı soydum…
Atmaca ve tutmaca demokrasisi
Çalışan Gazeteciler Günü
Aydın’a kar yağdı mı?
Bahtı seyrek Aydın’ım
2014’e veda, 2015’e dua
Güvenlik
Kula’da kula kulluk etmeyen gazetecinin başına gelenler
“Onlar gidici Aydın kalıcı”
Yeme bizi İzmir!
Tecavüz ve tezahürat
Siz istemeseniz de…
Aydın’ın tanıtımı
Osmanlıca ve jeotermal
Nazilli el olmasın
Gazetecilikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
Denge’nin yeniden doğuşu
Toplumsal analiz
Kaset ve kasket sezonu
Sansürün vahameti ve Cem’in cemaati
Gambiya bereketi
Beni de atadılar
Savunma makamının savunucuları…
Bütçe
Plansızlık…
Rağmen…
Doğu’dan bakınca…
Hela ve hâlâ…
Köpek haberleri ve haber köpekleri
Fahişeler ve firariler
Bayram ve hüzün
Cumhuriyet’i yükseltmek
İyi ki incir ve zeytinimiz var
Sınav günü
Marul ve kömür
Büyük adamların ufak işleri
Benzin deposundan mazot çalınır mı?
Devletin itibarı
Bana bir Aydın türküsü çığır; içinde zeytin olsun
Ulaşım
Teşekkür ödeneği
Cazibegiller’in Aydın’ı
Şekil siyaseti
PKK’dan ne farkınız var?
Kovayı tekmeletmeyin!
Rektör seçimleri
Eş değil beş başkan
Dostluk
Sarraf dükkanı gibi
Rantın adı batsın, vefanın ruhuna Fatiha...
Git işine…
Ya üniversite olmasaydı?
İncir ve zincir
Yepyeni süreç ve Aydın
Kasadaki çek
Aydın’ı kim restore edecek?
Fıstık gibi cenaze töreni
“Aydın’ın en büyük sorunu tavırsızlık”
Osman niye öldü?
Aydın’ın bakanı olacak mı?
Saatcı'nın olağanüstü toplantı çağrısı
Çine’nin kaza gerçeği ve ambulans sorunu
Sıfır nokta 71 kere maşallah
Akıllı ol Cumhur Abi!
“Aydın’ın Özlemi”
Sahi sen kimin müdürüsün?
Gazetecilik şahsi çıkarlara kapı açma mesleği değildir
Yanlış üstüne yanlış
Teşekkür ve sitem
16 yılın ardından…
Kapatmayın!
Kandırıkçı Müdür!
Siyasetçinin daniskası...
Muğla’ya niye girdik?
Adaylar ve vizyonları
Sinek ufaktır…
CHP’nin hangi iyi yönünü yazayım?
Beceriksizliğinizi haberciyi tehditle örtemezsiniz
Hey Allah’ım, sen nelere kadirsin!
İade mi, idare mi?
İmamları dilencilikten kurtarın
Bozdoğan’daki tren kazası...
Hangisi gerçek vekil?
Doğru karar, doğru aday
Gözün Aydın Muğla
33 liralık şükür
İftarlarda Aydın’ı konuşalım
Yeni bir adım…
Devlet korsan yayıncılık yapar mı?
Tedbir almak için musibet beklemeyin
Sıcak diyarlardan samimi selamlar
Eşekleri unutmuşum…
Bu yasa zeytinciliği de, hayvancılığı da bitirir
Varlığı da dert, yokluğu da…
Kaybeden kapatır
Hıdır mısın, Kadir mi?
Üretenleri tüketmeyin
Kaliteli beyin, kalitesiz şehir…
Lütfen yerlere tükürmeyin…
Herkes ağlıyor
Sünnet çocukları ve politikacılar
Jeotermalde söz sahibi olmak
Mühür gözlüm…
Çamur…
Çevre Bakanlığı ödenek göndermiş…
Dağıtıyoruz…
Denizli kazandı
Kim karışacak?
Binde 10…
Yakmayın…
Susma hakkı
Sanayi siteleri ve kentsel dönüşüm
Bizde niye yok?
Bu hafta Buharkentliyiz
Kırık akıllılar değil, kırk akıllı kazandı
Göstermelik işlerle obezite önlenemez
Kırsalda ‘Büyük’ sıkıntı
Bulvardaki dilenciler neyin göstergesi?
19 Mayıs ruhu
Basında güç birliği
Anlamak ya da anlamamak
Yöneten misiniz, yönetilen mi?
Akşit’in günahı neydi?
Gösteriş kavgası
Siyasi üç aylardan mübarek üç aylara
Çöp eşkıyalığı
Kayıp
Biz ne zaman hissedeceğiz?
Aydın’ın kurtuluşu; parti dışı siyaset
Aydın basınının kalitesi artacak
Tek adam, tek kadın…
E hadi gari!
Çocuklar duymasın!
Basın Kanunu değişiyor
Çok şey mi istiyoruz?
Halk için…
Gündüz külahlı, gece silahlı
Sen önce yol kenarındaki fahişeleri temizle
Tüttürük
Halk Meclisi’nde eşkıyalık olmaz
Bağlama ve ağlama
İsteme sırası bizde
Boyu büyükler mi, boynu bükükler mi?
Aydın’ın ‘Büyük’ devri
Seçim ve geçim
2001 ruhu olmadan, Aydın’da başarı olmaz
Tabelalar ve isimler
Keşke hizmet için de kavga etseler
Müslüm Baba da itiraz etmişti…
Öfkenin tercihi
İnanç, ihtiras, itiraz ve istifa
Herkese geçmiş olsun
Hayırlı olsun
Aydın kazansın
Yeni Aydın’a hazır olun
Biz ettik siz etmeyin…
Soru aynı cevaplar farklı
Doğanın seçimi…
Kömür ve ömür
Twitter ve umumi tuvalet
Mart sıcakları ve siyasi gerilim…
Zayıf iradeyle güçlü idareler kuramayız
Yerel düşünemezsek bu seçim güme gider
Türkiye ne zaman değişecek?
Başbakan Aydın'da ne konuşacak?
CHP’li vekillerden özür diliyorum
Efeler…
Ucuz anketlerle pahalı hayaller kurmayın
15 yıl öncesine gitmek
Oyunu satan geleceğini satar...
CHP’li vekiller nerede?
Gazetecilik yeniden itibar kazanacak
O terbiyesize haddini bildirin
Ben lafa değil, arşivime bakarım…
Baştan sona hadise
Kimin umurunda ki?
Gayri ciddi gazetecilik yasayla sona erecek...
Bölenlerle mi bilenlerle mi?
Hepsi gerçek olsa…
Kavgaya malzeme çok ama icraata adam yok...
Kim yaptı?
Mizahın izahı
Pis kokunun kaynağı kokuşmuş siyaset…
Kaliteli Meclis
Ayağa kalk Çine!
Gazetecileri övmeyin, övüp de dövmeyin..
Başka acı yaşamayalım
Aydın’a yakışmış
Kukla değil hizmetkar istiyoruz
Cezaevi turizmi
KOMER’in önemi
Sen olmasan da olur
Eviniz değil şehriniz güzel olsun
Kimin züppesi daha züppe?
Güçlülerin değil halkın gücüyle..
Pazarda bal var gelinim…
Jeotermal masalı
Güle güle Ustam
Uyan artık Aydın derin uykulardan!
Kiminin parası kiminin duası
Tanıtım önemli
Büyükşehir’in OSB’lere etkisi nasıl olacak?
Hayır dualı bütçe ile devam
Esnafların seçim provası
Aydın mı büyük, Aydın Belediyesi mi?
Günümüzü gün eyledik
Kirsiz başarılar…
Bağışlayanlar sizi bağışlar mı?
Kimi ‘Mesut’ ve bahtiyar...
Ayıkla Pirinç’in taşını
Para karşılığı haber yapanları ihbar edin
C(E)MNİYET’e girebilecek
Susuverdiler…
Hedefler ve hayaller
Derneğimizin yeni yıl dilekleri
Mutlu yıllar
Salondakiler değil köydekiler kazanır
Gönül birliğimize operasyon yaptırmayalım
Aydın’ın yine bir bakanı olmadı
Aydın’ın bir bakanı olmalı
‘Gazeteciler’ ve ‘kaz eti yiyiciler’
Gazetecilerin yeteneğini test etmeyin
Sahtekörler
Haydi bre Efeler!
CHP’nin adayları
Batan geminin malları…
Köylüyü kazanamayan seçimi kazanamaz
Yüceltenler mi küçültenler mi?
Aydın kaç karış?
Aydın kazansın…
Seçimlik mucitler ve muziplikler
Sömürenler ve sömürülenler
Emrin olur Bayram Abi
Sizi karıştırmadan bu işler düzelmez
Altı oklu yanı boklu
Devler ve develer
Dilde tebrik kalpte küfür
Sabır…
Güçlü gazetecilik
Teşekkürler Aydın
Daha güçlü Aydın için...
Aydın ile büyüyoruz
Çete mi Efe mi?
Biz seçimimizi yaptık
Dostlar alışverişte görmesin
Hassasiyet
Teşekkürler Mukadder Hemşire
Aydın’ı kurban etmeyin de...
Çöpçünün karısından özür diliyorum
Aydın’ın geleceğini çarçur etmeyin
Çıkalım mı, çökelim mi?
İncir ve çuval meselesi
Yeni Aydın
Dilara
Merhumu nasıl bilirdiniz?
Goca kafalı Mıstıfalar accık akıllanın gari...
Sen sür
İstifa(de)
"Bakan gelmeyecek"
Diz çökene değil, diz çöktürene itibar edin
Seçimlik dönüşümler
Aydın turizm kenti mi?
Tahammül
Aşılarını yaptırın
Kuklalar ve maketler
Abdestsiz namaza duranlarla kaybedecek vaktimiz yok...
Hakkı mıdır?
Ey Çevre Müdürü: Sen ne iş yaparsın?
DES’ti test…
Gökyüzünün altındaki en sahipsiz yeryüzü
e-gazete
Vahim hadiseler
Siz ‘en iyi’ misiniz?
Yerel gazetelerin önemi
Halkın içinde olmak
Bizim için her taraf sizsiniz
Onlara ‘köylü’ demeyin
Bir ihtimal daha var
Sadece tabelayı değil, skoru da değiştirelim
Muhtar turizmi
Küçük beyinliler ve “Büyük” hesaplar
Ayıpları, Yanlışları Temizleme Odası
Bağlanmak
Yeniden başlamak..