Epeydir yazmıyordum, yazmayı da düşünmüyordum.
Çünkü Aydın’ın gerçekleri, insanda yazma hevesi bile oluşturmaz olmuştu.
Fakat bu şehrin masal ve efsaneleri, bende hep heyecan uyandırır.
Bunlardan biri de ‘Aydın’ın Havaalanı Masalı’dır.
‘Aydın’ın havaalanı gerçeği’ diye yazmayı çok isterdim ama bu Aydınlı siyasetçilerin, Aydın’ı yönetenlerin veya yönettiğini zannedenlerin yarım asırdır yaptıkları gibi size masal anlatmaktan, martaval okumaktan öteye geçmezdi.
Malumunuz, 1 Kasım Seçimleri’ne iki aydan daha az bir süre kaldı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, Ticaret Odası Başkanı Reşat Anya’nın ani vefatı nedeniyle taziye ziyareti için geldiği Söke’de, ‘Aydın’ın Havaalanı Masalı’ yeniden dillendirilmiş.
Büyükşehir olmasına rağmen Manisa ile birlikte havaalanı olmayan iki şehirden biri olan Aydın için bu önemli bir prestij kaybı mıdır değil midir tartışacak değilim.
İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na 40-50 dakikada ulaşılabilen Aydın’da, havaalanı çok acil ve elzem bir ihtiyaç mıdır diye soracak da değilim.
“Her 100 kilometreye bir havaalanı yapacağız” diyenlerin, bu güne kadar 40-50 kilometrelik mesafelerde ve Aydın’ın onda biri nüfusa sahip yerlerde bile havaalanı yaparken, Aydın’a bir garezleri olup olmadığını da soracak değilim.
66 yıl önce havaalanı yapılmak şartıyla bağışlanan Çıldır Havaalanı’nda, bugüne kadar tarifeli uçuşların başlatılamamasının vebali kimlerin boynundadır?
Biz havaalanımız tarifeli uçuşlara açılsın diye beklerken, Çıldır Havaalanı’nı ‘Pilot Okulu’ adı altında Türk Hava Yolları’na kimler peşkeş çekmiştir? Söz konusu ihale yapılırken kimler seyretmiştir?
Pilot Okulu’nun civarındaki birkaç pideci ve Kuşadası’ndaki birkaç otelci dışında Aydın’a bir katkısı olmuş mudur?
Daha da vahimi, Aydın’da Pilot Okulu olduğunu bilenler mi yoksa Aydın semalarında gördükleri eğitim uçaklarına ‘filanca zenginin özel uçağıymış’ diyenler mi çoğunluktadır?
Sonra da biz her fırsatta çıkıp, utanıp sıkılmadan “Havaalanı istiyoruz” diyoruz. Onlar da Aydın’da hava alacak (!) bolca adam gönderiyor. Biz de havamızı alıyoruz…
Maalesef ki ‘Aydın’ın Havaalanı Masalı’ gerçeği böyle bir şey…
Kaldı ki “Biz ille de havaalanı istiyoruz” desek, adamların “Siz önce okulların açılmasına iki hafta kala ova yollarından daha berbat hale getirilen Adnan Menderes Bulvarı’nızı yapın. Kentinizin meydanını yürünecek hale getirin. Şehir içi trafiğinizde yayalar ölmesin. Yürümeyi dahi beceremeden uçmaya çalışmayın” deme hakları olmaz mı?
Aydın’da hava alanlara ve Aydın’a gaz verenlere ve de onlara çanak tutanlara ses çıkarmadığımız sürece, biz bu köylük yerde daha çok ‘Havaalanı Masalı’ dinleriz.
Havaalanı’nı boş verelim de bu şehirde hava alabildiğimiz, yürüyebildiğimiz için şükredelim.
Nefesine, tabanına kuvvet Aydın…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.