Geçtiğimiz 19 Mayıs akşamı, artık genç olmadığımı kabullendiğim bir kalp rahatsızlığı yaşadım.
Nabzım sürekli düşüyordu.
“Ritim bozukluğu” dediler.
Bir gece koroner yoğun bakımda kaldım.
Bir gün de kardiyoloji servisinde kaldıktan sonra taburcu oldum.
Araç kullanmamam ve ani nabız düşüklüğünde nasıl davranmam gerektiği konusunda uyarıldım.
Evlilik yüzüğü dahil hiçbir aksesuar kullanmayan biri olarak, akıllı saat kullanmaya başladım.
Nabzımı kontrol ettim.
Düşüşü halinde hareket ederek yükseltmeye çalıştım.
Bir günlük gözlemle “Kalbin benimkinden daha sağlam” diyen doktorlara aldırış etmedim.
Depremle yaşamaya alışmak gibi, içimdeki sinsi düşmana karşı tedbirler aldım.
Uykudayken bile nabzım aşırı düştüğünde hisseder oldum.
Yaşam biçimimi, sadece etrafımdakilere değil vücuduma karşı da nabza göre şerbete dönüştürdüm…
30 Temmuz Çarşamba günü, akşam saatlerinde, iş yerinde çalışırken 15-20’şer dakika arayla üç atak geçirdim.
Dünya Sağlık Örgütüne göre 60-100 arasında olması gereken nabzım, 40’ın hatta 30’un altına düştü.
Arkadaşlar “Hemen hastaneye götürelim” dediler.
“112’yi çağırın” dedim.
Ambulansa bilincim açık şekilde Aydın Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne götürüldüm.
Ataklar müşahede odasında da devam etti.
Koroner yoğun bakım servisine alındım.
“ADÜ’ye sevk edelim” dediler. “Olmaz” dedim.
O gün yaşadığım 11. ataktan sonra operasyona alındım.
Sol kasığımdan anjiyo yapıldı, sağ kasığımdan geçici kalp pili takıldı.
Bir gün daha yoğun bakımda kaldıktan sonra, 1 Ağustos’ta kalıcı kalp pili takıldı.
Kardiyoloji servisinde bir gün daha kaldıktan sonra 2 Ağustos günü akşam saatlerinde taburcu oldum.
Doktorum, “Kanın, damarların, kalbin temiz ama sinirlerin bozuk, o da ritim bozukluğuna neden oluyor” dedi.
Nabzım 50’nin altına düşerse, kalp pili devreye girecekmiş.
Bundan sonra kalbi pilli, tatlı dilli bir yaşam hedefliyorum.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım sağlık sorunumla ilgili;
112 Acil Servis ekibine,
Aydın Devlet Hastanesi Acil Servis doktorlarına ve diğer sağlık çalışanlarımıza,
Koroner Yoğun Bakım hemşirelerine ve çalışanlarına,
Kardiyoloji servisindeki sağlık ekibine,
Gerçekleştirdiği üç başarılı operasyonda hayata tutunmamı sağlayan Aydın Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Kurşun’a,
Aydın Devlet Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Gülnur Taşçı Bozbaş hocama ve ekibine,
Hastanede kaldığım süreçte her iki üç saatte beni yoklayıp durumum hakkında bilgi alan, moral veren Erdem Özcan abime,
Olayın ilk anından itibaren yakın ilgi ve destekleri için Denge Gazetesi ve tvDEN’deki tüm çalışma arkadaşlarımıza,
Kendisi de üç hafta kadar önce bir ameliyat geçirmiş olmasına rağmen, bu süreçte olağanüstü çabalarıyla yeniden sağlığıma kavuşmamda büyük katkısı ve emeği olan değerli eşim Selma hanıma,
Arayan, soran, ziyarete gelen, iyi dileklerini ileten tüm dostlara kalpten teşekkürler.
Bana yeni bir ömür bahşeden Rabbime de sonsuz şükrediyorum.
Bundan sonra Aydın’ın abuk subuk gündemiyle ve karakterleriyle kalbimi yormayacağımı bilmenizi isterim ve sizlere de tavsiye ederim.
Lütfen kalbinize, sağlığımıza çok dikkat edin.
Bu kalp sizi asla unutmayacak…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.