Her yeni düşünce için sandığa gidelim mi?
10 Ocak 2019, PerşembeTweet |
Akıl, insanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özelliktir. Aklı insandan aldığınızda, dünyadaki en gelişmemiş varlıktan dahi bir farklı kalmayacaktır. Çünkü; o varlığında fiziği, yaşam alanı, yaşam süresi ve bir yaşama tarzı vardır. Düşünce ve eleştiri ise aklın en büyük getirisidir. Eleştiri demokrasilerin en tatlı ve faydalı meyvesidir. Düşünmeyi ve eleştiriyi engellemek, tüm özgürlük ve hakların ötesinde insan olmayı engellemektir. İnsan yaradılışı gereği amaçlarla doğar ve yaşar. Ne yazık ki uygulanan politikalar ile insan, şey ve araç olmaktadır. Eleştiri, kişi, toplum devletin gelişimi için olmazsa olmazdır. Peki ne için eleştiri bu kadar suça yaklaşmaktadır. Malum 31 Mart’ta yerel seçimler gerçekleştirilecek. Seçimler için onca maddi ve manevi çaba harcanmakta. Sandığa giderken farklı görüşlerdeki partilere oy vermek yasal, fakat bunu sandık dışında dile getirmek suç. O zaman her yeni fikir, her düşünce, her görüş ve eleştiri için sandığa gitmek gerekir mi? Düşüncelerimiz için mühürlü ya da mühürsüz pusulalar basalım mı? Yenilikler için şehirleri gezelim, insanlara seslenelim, propaganda yapalım… Tüm bunlar için bütçeyi nereden bulacağız? Devlet seçimler için ayırdığı ödeneklerin çeyreği bize yeter. Devleti yönetenlerin amacı da Türkiye’yi yükseltmek ise karşı gelmezler sanırım. Peki insanların fikirleri kabul etmesi için onlara ne vereceğiz? Makarna, kömür, birkaç ev eşyası, para, devlet dairesinde iş imkanı… Ya da tüm bunlara birinin yardımı ve haksızlığa bulaşmadan kazanabileceği bir düzen mi? Sonunda sandıkta kabul görmez isek ne yapalım? Hain olsunlar mı? Terörist? Gereğini yapıp işlerinden edelim mi? Herkesin kendimiz gibi düşünmesi için her yol meşru mu? Ya da; düşünme özelliklerini geri kazanmaları için özgürlük ve eğitim mi sağlayalım. Her eleştiriyi isyan saymayıp, el ele olalım mı? Antik Yunan’da olduğu gibi şehirlerde politik, ticari ve dini her türlü faaliyetin gerçekleştiği halka açık alan olan Agora’lar mı inşa edelim? Cevaplardan çok sorulara, sonuçlardan çok nedenlere, bilgiden çok meraka, hayallerden çok ütopyalara, antikalardan çok yeniliklere.