Bu izler gerçek
18 Şubat 2019, PazartesiTweet |
Sevgili Denge okurları,
"Bu hikayedeki kişiler ve yaşananlar hayal ürünüdür dikkate almayınız." yazısını hayatlarımıza da uyarlasak keşke.
Biriktiriyor insan ve bir zaman sonra anlatıyor, anlatmaya çalışıyor. Anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Ama sorun yok pes etmeden, vazgeçmeden, yenilmeden anlatılır.
Herkes ruhunu bilir çünkü.
Ne yaşadığını, nelerin canını yaktığını, nerede düştüğünü, nerede nefessiz kaldığını en iyi kendisi bilir. Bu nedenledir ki ufak temaslara büyük anlamlar yükleyip, anlayıp dinlemeden başkasına acımasız etiketler yapıştırmak kolaycılığın da ötesinde haddini bilmemektir..
Yalnız kadınlar, eşler, çocuklar, arkadaşlar yok değil. Ama ruhlar yalnız.. Hiçbir yeni ayakkabı, kıyafet veya saç rengi ruhları besleyemiyor. Hayatlar, görüntüler değişse de temelinde hep aynı ıssızlık.. Makyajlar silindiğinde ortaya çıkan yüzlerde hep benzer hüzünler, yaşanmamışlık izleri. Bu izler gerçek.
Bu noktada..
Yaşadıkları yalnızlıkları, oturdukları süslü tahtlarda başlarında taşıdıkları sahte taçlar gibi ortaya koydukları ve bundan gizli bir mutluluk duydukları yanılgısına düşüp, anlamını aşan sözlerle bu yalnızlıkları yargılayanlar. Arkadaki acıları, çaresizlikleri ve pişmanlıkları bilmeden, en ufak bir duygu yakınlığı kurmadan, sadece görüneni, algılarının yettiğince anlamlandırıp sığ ve sıradan şablonlara hapsederek büyük sözler söyleyenler.
Ne denir ki..
Yaşananlar, görünenler, gördükleriniz hayat sadece sizden ve sizin düşüncelerinizden ibaret değil. Düşündüğünüz kadar basit değil her şeyi anlamak. Bu kadar güvenmeyin kendinize.
Hoşçakalın.