Tüm dünyayı kasıp kavuran, hepimizi korkutan yeni tür bir hastalık belirdi. Tabi bu belirli bir kısım için tehlikeli o da yaşlılar ve kronik hastalığa sahip kısımda.

Alabileceğimiz belli başlı önlemlerden birisi dışarıya çıkmamak ve insanlardan uzak kalmak. Uzak kalmak dediğim de psikolojik değil fiziken. Öpmek, sarılmak, aynı kaşık, çatalı kullanmak gibi fakat gel gelelim bunu insanlarımızın bir kısmına anlatmak oldukça güç.

Acil yada gerekli durumlar dışında, keyfi olarak dışarıda bulunmamaktan bahsediyoruz.

Zaten oldukça temiz bir milletiz özellikle annelerimiz, kadınlarımız bitmek bilmeyen bir temizlik düşkünlükleri var. Bu kritik günlerde kişisel temizliğimize bir kademe daha önem vermek hepimizin sağlığına yararlı olacaktır.

Gel gelelim gözlerimlerime... Dışarıya çıkmamanın en göze çarpan gelişmesi araç kullanımının azalması sonucu yakıt fiyatlarının düşmesi. Düşündümde okul, iş, kamu servisleri ve toplu taşıma araçlarının dışında kişisel araçların 2 gün kullanılmadığını varsayarsak yönetilen değil yöneten bir toplum olunabileceğini anladım. Hani derler ya "Birlikten kuvvet doğar, bir elim nesi var iki elin sesi var" hah işte bu durumu en iyi özetleyen iki müthiş atasözü.

Doğa anayı kızdırırsak bize pek de yumaşak davranmayacağını Venedik'te gördük. Kanalların üzerinde gemi gezmemesi insanların doğayı süsleyip para kazanmadığı ve doğayı kendi haline bırakınca çok güzel tablolar oluştu. Tüm ülkenin karantinada olduğu bu dönemde Venedik kanallarının süsü berraklaştı hatta dibi gözüküyor hatta ve hatta içinde ördekler yüzüyor.

Çin'de vahşi doğa hayvanlarının yenmesi, beslenmesi ve satışı yasaklandı. O internette gördüğümüz neredeyse kusacak gibi olduğumuz o çirkin yemek görsellerine bir daha rastlamak zor olur.

Gerçi onları da suçlamamak gerek çünkü uzak tarihinde savaştan sonra çok büyük kıtlık yaşadıkları börtü böcek ne varsa yenilebilir hâle getirmişler. Herkesin hayatta kalma savaşı var işte.

Çin demişken korona ile ilgili izlediğim bir belgeselde Çin halkına bu dönemde gerçekten zulüm edildiği açıkça ortada. Hastalık kapan insanları yaka paça polis zoruyla evinden alıyorlar, dışarıya çıkmak isteyenin kapısını kaynak ile makinesi ile kapatıyorlar, insanları damgalar gibi kırmızı mühür vuruyorlar kapılarına.

Doğadan aldığımız küçücük bir virüs bize ne acımasız davranıyor böyle.

Hiçbir şey yapamıyorsak bile kişisel temizliğimize, beslenmemize ve insanlarla uzaktan iletişim kurabilmeye dikkat edersek her şey yoluna girer.

Ülkemizin en kısa sürede en az hasarla bu durumu atlatması dileğiyle.

Sağlıcakla...