Dertlerini yok say mutlu yaşa…
18 Mayıs 2016, ÇarşambaTweet |
Ülkemizde yaşanan sorunların temelinde yatan en büyük sorunlar;
‘ eğitim, kişisel gelişim, yargı, güvenlik ve stratejik planlama’ konularındadır.
EĞİTİM
Ülkemizde hangi meslek ve kurumda kaç elaman var ve yarınlarda bu sayı ne kadar olmalıdır? Hangi meslekler güncelliğini yitiriyor, hangileri yükseliştedir? Hangi sektöre ne kadar eleman yetiştirmeliyim? Noktasında var olduğu iddia edilse de devlet olarak gerçekçi bir plan projemiz yok, diğer taraftan halkımızın da aslında böyle bir derdi yoktur.
Türk milletinin çocuğu çok kıymetlidir! Onlar çocuklarına üretime yönlendirmezler sadece ‘ bak eğer okumazsan seni sanayiye gönderirim haa’ diyerek çocuğunu sanayinin ne kadar kötü olduğunu kafasına yerleştirir. Yani eğitimde sınıfta kaldığımız gibi geleceğe dair çok fazla da umutvar değilim, ama ümidim gençlerde sanırım bu sorunu gençler aşacak ailesine ‘ ee yeter artık ben üreteceğim’ restini çekeceklerdir ama çok yılları boşa gitmiş olacaktır.
Kişisel Gelişim
Kişisel gelişim tesadüfen veya bak sen benim tanıdığımın çocuğusun? Diyerek torpille sonuca ulaşılacak bir konu değildir. Kişisel gelişimi sağlamak için hayatın içinde olma zorunluluğu var yani teori ile bu gelişim tek başına asla başarılı olamaz mutlaka alanda çalışmak ve uygulamalı olarak sağlanırsa kişisel gelişim daha iyi ve anlamı olur yoksa kendimizi kandırırız. Kişisel gelişimde başarısız olan bir milletin üretimde, icatta veya sağlıklı bir aile ferdi olarak yaşaması çok da kolay değildir.
YARGI
Son yıllarda en çok sorun yaşadığımız alanlardan birisi yargıda yaşanan güven bunalımıdır. Elbette yargı denilince öncelikle hâkim ve savcılarımız akla geliyor ama bence sorun sadece onlarla çözülemeyecek kadar büyüktür. Mahkemeyi kazanmak için her yolun mubah sayıldığı bir ülkede eğer insanlar yalan söylüyor ise ce sistem yalana kılıf uyduruyor ve yalana gerçek kabul ediyor ise ve yalan söyleyen toplum ve hukuk nezdinde cezalandırılmıyor ise meselenin aslı suçlusunun yine bizler olduğu gerçeğini ortaya koyacaktır. Yargıya hak aramak için gidenler haklı ise hakları, haksız ise cezası verilmeli ki herkes yalan dolanla yargıyı meşgul etmesin.
Güvenlik
Güvenlik konusunda ülkemizde an güvende olanlar kanuna uymayanlardır. Kanuna uyanlar her türlü ceza ve haktan korktuğu için sessiz kalıp bedel öderlerken, kanuna kurala uymayanların güçlü olması bu konudaki en büyük sorunlardan biridir. Geçmişten bugüne bu konuda yapılan hatalar şehirlere silah deposu haline getirmiştir. Halen daha bu konuda net bir çalışma ve tedbir alındığı söylenemez, yine kanunsuzlara sessiz kalınıp kanuna uyanlar cezalandırılmaya devam ediliyor. Son 6 ayda neredeyse Kıbrıs Barış Harekâtında verdiğimiz şehitler kadar şehit verdik sanırım bu bile bizim bu konudaki hatalarımızı düzeltmeye yetmiyor.
Sonuç olarak; bu başlıkların tamamı son maddede toplanıyor. Biz millet olarak kısa, orta ve uzun vadeli programlar yapmıyoruz veya yapıyoruz uymuyoruz. Ülkemiz ve İnsanlarımız daha mutlu ve huzurlu olsun istiyor isek mutlaka stratejik planlar oluşturmalıyız ve ülkemiz Kamu ve Sivil toplum örgütlerine bu konularda sorumluluklar verilmelidir. Eğer bu konularda yine eski tas eski hamam uygulamalarına devam eder isek tekrar ve tekerrür devam eder gider. Bugün mutlu olan yarın mutsuz, bugün mutsuz olan yarın mutlu olur ve sadece birbirimiz oh olsun demekten öteye bir sonuç çıkmaz.
Eğer bu ülkede çok rahat ve huzurlu yaşayacağım diyorsan ‘ hiçbir şey yokmuş’ gibi davranıp mutlu olmak mümkün bir nevi ‘galesiz’ olacaksın işte o zaman dünya yıkılsa bile mutluluğundan bir şey eksik olmaz. Tabii yapabilen için…