Odalar kapanmalı mı?
18 Kasım 2015, ÇarşambaTweet |
Geçmişi Selçuklu, Osmanlı dönemine dayanan esnaf odalarıyla ilgili son yıllarda bir tartışma sessiz sedasız devam ediyor.
Türkiye'de 1 konfederasyon, 13 federasyon, 82 birlik ve 3 bin 100 civarında meslek odası var. İlk bakışta bu kadar odaya gerek var mı? Bunlara kapatın gitsin denilebilir, ancak tabana indiğinizde işin hiç de öyle olmadığını görürsünüz. 3 bin 100 odanın en az 2 bin 500 başkanı kendi imkanlarıyla ve yaptığı fedakarlıkla odasını ayakta tutmakta ve temsil ettiği sektörünün sorunlarını ilgililere aktarmaya çalışmaktadır. Yani denildiği gibi oda başkan ve yöneticilerinin " bir eli yağda bir eli balda değildir" ve bunlar sosyal güvenlik primlerini kendileri yatırırlar ve bahsettiğim 2 bin 500 civarındaki oda başkanının odadan aldığı para bin 200 liradan geriye doğru inmektedir. Bazı odalarımız başkan ve yöneticilerine para vermemektedir.
Ülkemizde bir çok alanda olduğu gibi esnaf ve sanatkar teşkilatlarının gerek kanun ve yetki, gerek ise iç örgütlenmede eksiklikler olduğu kesindir. Ne üye üyeliğini, ne oda başkanı başkanlığını, ne birlik ,federasyon, konfederasyon ortaya net bir proje koyamamış ve iç yapılanmada ki sayısal gücünü bile kullanamamaktadır. Bundaki en büyük sorun teşkilat kanununda yaptırımlarım olmayışı ve yetkisiz başkan ve yönetimlerin oluşmasıdır.
Seçilmek için esnaf ve sanatkarlar için bir şeyler yapmış olmanız yeterli değil. Seçilmek için seçecek olanlarla diyaloğun önemi büyüktür. Dolayısıyla teşkilatta herkes bunu bilmesine rağmen bu konuda bir tedbir alınmıyor olması tartışılması gerekirken, bazı federasyon, birlik ve güçlü odaların "Sayısı az olan odalar başımıza dert, bunlar kapansın sayısal olarak daha çok üyeli oda ve birlik ve federasyona bağlı daha az oda başkan ve yönetimi olsun ki bir sonraki seçime daha rahat kazanalım" mantığı var.
Beyler bu mantık kokuşmuş bir mantıktır. Eğer "oda sayısı azalsın dolayısıyla daha az yöneticiyle uğraşırız" mantığıyla bu odaların kapanmasını istiyor iseniz inanın odalar kapandığında ilk gidecek olan yine sizle olacaksınız. Odalar kapansa o üyeler nereye gidecek? Korktuğunuz başınıza gelmeyecek mi? Bırakın bu boş işleri biz asli görevimize dönelim. Biz esnaf ve sanatkarlar tekrar hak ettiği saygıyı nasıl kazanır? Kaybettiği rekabet gücünü nasıl kazandırırız? Sanatkarların çöküşünü nasıl toparlarız? Yetişmeyen ve orta ve büyük boy işletmelerin çaldığı mevcut ustaları orta ve büyük boy işletmelerden nasıl geri alırız? Çıraklık müessesine nasıl işler hale getiririz? Biz bunlara kafa yoralım.
Temsil ettiğim sanatkarların sorunu çözülecek ise ilk odayı kapatanın ben olacağına defalarca söyledim. Odanın kapanması sorunları çözmeyecektir. Düşünün bugün her meslek gurubuna ait (Karma Esnaf Odaları hariç) yıllardır bağlı olduğu bir oda var. Diyelim ki kapandı ve bir başka oda ile birleşti, aidat ödemeyecek mi? Gittiğinde odada ona aynı ilgi alaka gösterilecek mi? Sorunları çözülecek mi? Bence hayır aksine daha da artacaktır.
Ticaret Odası gibi bir kanun uygulansın, merkezde birlik, ve alt odalar olsun, ilçelerde irtibat bürosu açılsın? Bu neyi çözecek? Sadece bir başkan ve yönetime bağlı bir sistem ne Karacasu'yu, ne Karpuzlu'yu, ne Kuşadası'nı neden diğer ilçeleri mutlu eder. Dolayısıyla şu "odaları kapansın" yaygarasını doğru anlatıp doğru tartışalım. Eğer bir Meslek gurubu 50 üye ile geçimini sağlıyor ise size bundan ne? varsın onlar 50 meslek gurubu kendilerini yönetsinler.
Aydın Esnaf Odaları Birliği Başkanımız Başkanlar Kurulunda net bir cümle kurdu "Hiçbir odamızın kapanmasına asla izin vermeyeceğim". İşte bizim bu fikir ve düşünceyi Türkiye geneline yayma ve tartışma ortamı yaratmaya ihtiyacımız var. Benim odamın çok parası olmadığı için bazen " iyi ki paramız yok" dedirtiyor ama bir noktada da "Keşke paramız olsa da şu projeyi gerçekleştirsek" diyorum.
Öncelikle düzeltilmesi gereken konu " Üye oda yönetim işbirliğidir" sonra birlik, federasyon ve konfederasyonun bölgesel ve sektörel destekler sunmasının önü açılmalıdır. Ben inanıyorum ki yerel yönetimlerle ve hükümetle ortaklaşa yapılacak birçok eylem gerçekleştirilebilir ve bundan herkes kazançlı çıkar," ben ömrümde hiç bir partiye kaydolmadım" döneminden herkesin kendi görüşü doğrultusunda Siyasi partilerde ve aktif siyasetin yönettiği alanlarda esnaf ve sanatkarlar olmalıdır.
Geçmiş dönemde elimizden alınan meclis üyelikleri bizim teşkilatlarımızın gücün kırmadı mı? Odaların sayıları düşerse yine aynı son olacaktır.
Şimdi zaman odaların kapanması zamanı değil yeni kurulacak hükümetimizle işbirliği yapılarak yapılacak düzenlemelerle esnaf ve sanatkarların nefes almasını sağlamaktır. Esnaf ve sanatkarın sorunları çözülürse onlar ne yapacaklarını bilirler.
Sabah gideceğim (Salı) Antalya'da (TESK) Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nun organize ettiği ve tüm birlik ve federasyon yönetimlerinin katılacağı bu toplantıdan bu konuda olumlu bir sonuç çakacağını umut ediyorum. Yazım yayınlandığında toplantıda olacağım. İnşallah bu toplantıda net bir tavır ortaya konar ve yeni hükümet ile sorunlarımız bir bir çözülür. Umutsuz yaşanamaz ve umut fakirin ekmeğidir...