Memleketi sen mi kurtaracaksın?
18 Temmuz 2018, ÇarşambaTweet |
Hepimizim ortalama ömrü belli. Hiçbirimiz bu dünyadan sağ olarak çıkamayacağız. Bunu biliyoruz da dünya nimetleri hepimizin gözünü kör etmiş ve büyük çoğunluğumuz, yalana, dolana, yağcıya, yalakaya, hırsıza, it’e, puşt’a,hırsıza, ursuza, kahpeye, deyyusa itibar ettiğinden beri ülkemiz ve insanlarımız daha mutsuz hale geldi.
Elbette bu bir ahir zaman alametleri olarak ta adlandırılılıyor. Dayanak ne bazı kaynaklar ve geçmişte yaşamış büyüklerimizin ‘ gün gelecek dünya bina ile zinaya kalacak’ sözleridir.
Toplum olarak Kadına şiddet, çocuk tacizcleri, hayvanlara işkence edenlere tepki gösterirken bu meseleyi neden olan sebepleri görmezden geliyoruz. Oysa biz millet olarak yukarıda ki olumsuzlukları ortadan kaldırmak için milli ve dini kültür ve değerlerimiz var ama geldiğimiz noktada sistem ve yaşam içindeki şartlar hepimizi kör ve sağır etmiş durumda.
Yıllar önce bir yazımda demiştim ki ‘ bu ülkede bazı sorunları çözmeye benim ömür yetmeyecek’ bu benim yetersizliğimden değil sorunu olanların sorununun çözülmesi konusunda samimi olmamalarındandır.
Artık kimse bir yere gelecek veya aday olan kişinin yapacağı işi yapıp yapamayacağını sorgulamıyor hele hele o kişi biraz eli açık devletin ve milletin paralarıyla yedirip içiriyor ise o kişi kafadan 5-0 galip. Bu her yer ve alanda böyledir ama bu sorunu görmezden gelenlerin bir gün sonra ne olacak bu sektör, ne olacak bu memleketin hali demesine eskiden kızıyordum şimdi gülüp geçiyorum.
Toplum olarak nereye baksanız bir eleştiri veya Nejat Uygur’luk, Levent Kırca’lık , Kemal Sunal’lık bir komedi yakalamak mümkün neredeyse her köşe başında bunlar var.
Ama herşeye rağmen her türlü olumsuzluk içinde isyan etmeden yaşamasını biliyoruz. Gerçi sistemde bizim dip yapmamızı müsaade etmiyor etse belki yeniden diriliş mümkün olur ama o da olmuyor.
Sorunları yazıp konuşmak bile beni rahatsız etmeye başlladı hani bir söz var bir düğünde çalgıcı çalar çalar para veren olmayınca ‘ bu ne arkadaş çal çal yok beş kuruş’ diyerek çalmaya durdurması gibi ‘ söyle söyle soruna çare yok’ öyle olunca bende böyle yapmak istiyorum yapabildiğim kadar.
Aslında dediklerimiz ve istediklerimiz hiçbir zaman için kendimiz için değil ama hala bunu bile algılamayan taban ve tavanda dostlarımız var. Ha böyle olunca demem o ki ‘ size dar gelen bana bol gelir’
Sorunların çözümüz asla bir kişi veya bir sektör ile mümkün olmadığını çok iyi biliyorum. Değişim ve gelişim bir plan dahilinde tavandan tabana, tabandan tavana komple bir sistem kurulmadıkça ve halkımıza bunu zorlamadıkça asla başarılı olmamız mümkün değildir. 50 yıl önce ile 50 yıl sonra bir memlekette sorunlar ve gündemler aynı ise o ülke veya sektörde bir değişim ve gelişim beklenemez.
Bazen çok karamsar olduğumda ‘ memleketi sen mi kurtaracaksın kardeşim’ deyip susuyorum.