Söylesen suç, söylemesem vebal
28 Mayıs 2014, ÇarşambaTweet |
Memleketimizde yazmak, çizmek, komedi ve film konusu için bulunmaz bir ülke! O kadar çok kara mizah ve komedi türü var ki, bunları dünya da başka ülkelerde görmek mümkün değildir.
Bu hangi alanlardadır?
Sanayide, çarşıda, pazarda, siyasette, ticarette, devlet dairelerinde, üniversitelerde, velhasıl yaşamın her yer ve alanında özetle beşikten mezara kadar yaşamımızın her alanında akıl almaz olaylar ve onlarca komedi dizilerine konu olacak meseleler her yerde yaşanıyor.
Örnek bir olay mı bekliyorsunuz? En yakınınızdan başlayın göreceksiniz ki sizinde kendinizde veya en yakınınızda ne komediler ve olay ve vakalar yaşanıyor. Bununda adını özetlersen “Bakmak ve Görmek” diyebiliriz.
Benimde verebileceğim çok örnekler var ama bir söz var “her doğru her yerde söylenmez” diye. Belki vereceğim örnekler zamanı geldikçe yazı olup arşivde yerini alacaktır. Bugün okuma ve okuduğunu anlama ve en vahimi sorunu çözmek için iş başına gelmiş insanların “makam, şan, şöhret ve makamın gücünü” kaybetmeme adına her türlü fırıldaklığı görmemiz mümkündür.
Bu garip ve komik durum kendi içinde menfaat ve beklentilere yenik düşüyor ve kendine taraftarda buluyor ve bir süre sonra bu komik ve trajikomik olaylar normal yaşam şekline dönüyor ve normal görünmeye başlıyor.
Siz öleceğinizi biliyormusunuz?
Öldükten sonra hesap vereceğinizi biliyormusunuz?
Suç vebal ve günahı biliyormusunuz?
Elbette biliyorsunuzdur. Biliyorsunuzdur da yaşam içindeki şahsi menfaatler ve yaşamda beklentilerinizi elinizde tutmanız gerekenleri kaybetme korkusu vardır. Dolayısıyla yerine geldiğinde kanun, hukuk, gelenek, görenekler ve teyammüller hiçbir anlam ifade etmezler, çünkü mevzu sensin ve sen farklı bir yaratıksın? Oysa Allah herkesi eşit yaratmış ve herkesin parmak izlerini ayrı yaratmıştır. Yani hesap hiç şaşmayacaktır bundan şüphem yok.
Hayatın her alanında, hak edenin hak ettiği yerde olmasını sağlayacak sistem ve halk bilinci oluşmadıkça bu ülkede hiçbir sorun çözülmez, sadece zaman kaybedilir. Ahmet gelir, Mehmet gider, ama sonuç hiç değişmez, çünkü bir işin başına geçtiğimizde o makam ve mevkinin sorumluluk ve vebali vicdanları rahatsız etmeli ki böyle bir beklentimiz olsun. Oysa mesele 'ben’e odaklı olursa, 'ben' o mevkiye geldiğinde herkes için düğün bayramdır.
Milli ve dini değerler bir toplumun temelidir. Görüşler ve inançlar da farklılıklar gayet normaldir. Normal olmayan menfaat olduğunda “Padişahım çok yaşa” menfaatin kaybolduğunda “Padişaha ölüm” demek işin en kolaycılığı ve en çok insanlarımıza ve devlete verilen cezadır.
İnsanız hepimiz hata yapabiliriz. Önemli olan hata ve yanlışlara yaşam biçimi şekline getirmemektir. Neyi yapıyorsanız yapın, siz “ vazgeçilmez” değilsiniz. Mezarlıklar kendilerini “vazgeçilmez” sananlarla doludur. Ben yeri ve zamanı geldiğinde her zaman “suç” ve “vebal” sorumluluğumu göz önüne alarak yazmaya, yani tarihe not düşmeye devam edeceğim. Çünkü bu Vatan ve Millet'in geleceği bakımından olmazsa olmazdır. Varsın suç olsun, varsın bedel ödeyeyim..