Haddini bilmez kim?
8 Ağustos 2018, ÇarşambaTweet |
Yıllardır kaçak ve kayıtdışılığın bitmesi için görüş ve önerilerimizi açıkça herkesle paylaştık. Geldiğimiz noktada baştakinden daha kötü durumda olduğumuzun bilinmesi için bir örnek vereceğim.
Geçtiğimiz günlerde bir müşteriye gittim evinde laminant döşeyen laminantçı usta şöyle demiş; ‘ ben dükkan açacak veya dükkanda çalışacak kadar salakmıyım! Ben köyde oturuyorum ayda 20 gün çalışsam 13-15 bin lira arasında para kazanıyorum’
İşte bu söz hepimize atılan bir şamardır. Bu laf sanayideki ustadan, oda, birlik, federasyon, konfederasyon başkanına, ilgili bakanlıkların tüm yetkililerine ve bakana kadar gitmiştir.
Elbette her laminant döşeyen usta bu kadar para kazanmıyordur, belki bu sözde usta yalan söyleyip hava atmıştır ama eğer dediği gibi hiçbir vergi kaydı ve resmi yükümlülüğü olmadan bu kadar para kazanıyor ve bunu devlet kurumları tespit edip kayıt altına alamıyorsa bizim kurumlar daha devlet kültürünü alamamış demektir.
Diğer taraftan sanayide tek başına çalışan ve onlarca belge ve resmi sorumluluğu olan ustalar günlerinin yarısını sorumlu oldukları kurumların yükümlülüklerini yerine getirmekle geçiriyorlar. Geçtiğimiz günlerde resmi olarak dükkanını kapatan geçimini sağlamak için kağıt toplayan ustaya sanayi ve teknoloji bakanlığı yıllık bildirimi zamanında yapamadın diye 1046 lira ceza kesiyor.
İşte yukarıda verdiğim iki örnek yıllardır yaşadığımız tezatı ortaya koyuyor. Kendi adına çalışanların resmi hiçbir sorumluluğu yok ve bunlar mekan sahiplerinden rahatlar oysa mesele tersi olması gerekmez mi? Herkes helalinden çalışıp kazansın ancak herkes eşit muameleye tabi tutulsun bu haddini bilmez laminatçı gibi iş yaptığı evde birde yapılan işlerle ilgili ev sahibine yanlış yorumlar yaparsanız yarınlarda karşılıklı restleşmeler başlar ve şoförlerin yaptığı gibi dükkan sahipleri üzerinize yürürler hoş olmaz. Bre hadsiz o eve yapılan işlerin malzeme maliyetini hesaplamak sana mı düştü?
İşte tarihin sayfalarına not düşsün istediğim bu örnekleri devletin kurumları sonlandırmak durumundadır. Mesele bununla sınır değildir. Değişik şekillerde oluşan kaçak ve kayıtdışılık bir marka olmuştur. Bunu çözemezsek yukarıdaki örnek gibi haddini aşan, hadsiz ve edepsiz davranış sergileyenlerin sayısı artacaktır.
Üzüldüğüm konu şu herkes herşeyi biliyor ama sonuç olarak bir şey değişmiyor ya işte buna yanıyorum. Ondan sonra böyle hadsizleri tepemize çıkarıyoruz gerçi burada sorgulanması gereken hadsiz olan haddini bilmeyen kim? Bunun cevabını merak ediyorum.