Aydını, Aydın Aydınlıların yöneteceği günler de gelecek?
7 Aralık 2016, ÇarşambaTweet |
Dağlarından yağ, ovalarından bal akan Efeler diyarı Aydın artık silkelenmeye ihtiyaç duymaktadır.
Göç, farklı illerde yaşam ve görev yapmak, artık neredeyse her aileye kadar inmiş milli bir mesele haline gelmiştir.
Aydına dışarıdan göç edenlerin Aydın ve Aydınlılara artı değer katması da onları Aydınlı yapar ancak, Aydına gelip Aydın insanının kanun ve kurallara uymasına karşın, kanun ve kurallara uymadan yaşam sürmek isteyenlere ve Aydınlının huzurunu kaçıranlara Aydınlı diyemeyiz.
Aydın insanımız öyle anlatıldığı gibi haylaz değildir. Biraz yaşamayı seven insanlardır. Pamuk yetiştirir, bir başkaları Aydınlıdan daha çok para kazanır, incir üretir, aracılar ve paketleyiciler daha çok para kazanır, Geçmişte tarla işini dışarıdan gelen amelelere işletirken günümüzde makineler bu alanı sahiplenince şimdi İnşaatı başkalarına bırakmıştır. Kendi arsasına, tarlasına ev yapmaz, başkaları yapar o, 'Bana verilen yeter' der şükreder yani aslında Aydınlı haylaz değil paylaşımcıdır.
İşte bu paylaşımcılık o kadar derinleşmiş ki artık jeotermal kaynakları içinde ‘ Bak beş para etmez yeri 5 bine sattım’ havasını atarak aslında bir nevi yaşamını daha iyi şartlarda sürdürme derdindedir, oysa bu strateji doğru değildir. Elimizdeki değerlerin farkında olmalıyız ve bu gücümüzü doğru kullanmalıyız.
Özetlersek Aydınlılar üç günlük dünyada kanunsuz olan, özgürlüğüne kısıtlayacak olan her türlü olumsuzluğu karşı duruyor. Ondan dolayıdır ki 'Ben bunu yapıyorum bereket versin, işlemesini de şunlar yapıp kazansın' diye düşünüyor ama karşısındakilerin aynı düşündüğü konusunda kaygılarım var.
Bizlerin boşladığı birçok şeyin aslında birileri için çok önemli şeyler olduğunu unutmamalıyız.
OKUYAN AYDINLILAR NEREDE?
Yetmişli yıllardan bu yana neredeyse her üniversite sınavında Türkiye’de ilk beşte olan Aydınlı kardeşlerimiz devlet bürokrasi ve yönetimlerinde neden yok? Veya neden çok az?
- Ankara bürokrasisinde adını ezbere bildiğimiz kaç Aydınlı var?
- Devletimizi temsil makamında kaç Aydınlı var?
- Elbette var ama neden ön planda değiller?
- Yaşam içinde olduğu gibi onlar da ‘ üç günlük dünyada al maaşı ye’ mi diyorlar?
- Aydındaki Kamu kurum ve kuruluşlarında kaç Aydınlı var?
- Aydında son on yılda kaç Aydınlıya Kamuda görev verilmiştir?
- Geçen 60 yılda seçtiğimiz milletvekillerin kaçı Aydınlı? Ya da kendini Aydınlı hissediyor?
- Aydının gündemini belirleyen kaç Aydınlı var?
Bu soruların yanıtlarını araştıracak zamanım olsa tek tek araştırırım. Eğer şart ve durumu uygun olan arkadaşlarım var ise lütfen bu konuda araştırma yapsınlar ve bunu belgelere dayandıralım.
Aydın ve Aydınlı kültürü yok oluyor?
Sözde gelişen inşaat model ve yapıları Aydın ve Aydınlının gerçek kimlik ve kültürünü oluşturan ev ve yaşam alanlarını tamamen yok ediyor. Planlı ve düzenli bir geçiş yok. Örneğin Aydın'a tarih boyunca anlatacak eski yerleşim alanları artık fotoğraf ve videolarda kalıyor. Aynı tehlike mahalleye dönen köyler için de geçerlidir.
Köylerde 100 yıl önce yapılmış evlerde oturanlar kendilerini ‘Yıkık viran yapıda’ oturuyor algısı yerleşmiş ve hızla betonlaşma köylere de yayılmıştır.
Dışarıdan aldığımız göçler, gerçek Aydın ve Aydınlı kültürünü yozlaştırmış ve neredeyse ‘Aydınlıları Koruma Derneği’ kuracak hale gelmişiz. Şehirlere göçler kontrol altına alınmalı ve şehirlerde kentsel plan ve projeler artık netleşmeli, aksi halde sürekli kültürel erozyon devam edecektir.
Sonuç olarak diyeceğim odur ki; Dışardan Aydına gelmiş birçok Aydınlıyım diyenlerden daha çok katkı yapan hemşerilerimiz var. Bizim ırk’sal, din’sel, bölgesel bir takıntımız yok. Türkiye Cumhuriyeti'ni vatanı kabul etmiş herkes kardeşimizdir ve onlara her zaman kapımız açıktır. Bizim demek istediğimiz şudur ki; biz sizlere kapımızı ve gönlümüzü açtığımızda bizi kandırmayın, bizi vurmayın, biz kırmayın.
Aydın ve Aydınlının değerlerini kendi değerinizmiş gibi sahiplenip Aydınlıyı bir kenara atmayın ve bunu yaparken yukarıda saydığım devlet içinde görev yapanlarla el ele yapmayın? Yakın geçmişte devletimizin başına bela olan FETÖ örgütü de başta böyle başlamıştı. Sonra güç artınca bak sonu nerelere gitti?
Aydınlı kanunlara uyar, kanunsuzlardan korkar ki; özgürlüğüne zeval gelmesin diye. Devleti yönetenlerden bir defa bir şey ister, vermezse bir daha gitmez? Yapılan bunca iyi niyetli yaklaşıma hep dayak yiyen Aydınlının da bir sınırı var. Sabır sabır sabır ee sabrın da bir sınırı var.
Ne mutlu Aydın'a gelmiş Aydınlılarla dost olmuş kardeş olmuş olanlara…
Ne yazık Aydın'da makam mevki sahibi olmuş olup Aydın ve Aydınlıları satanlara.