Öğretmenler idareci olmasın mı?
4 Şubat 2015, ÇarşambaTweet |
Yıllardır deriz ki doktor, öğretmen vb kurumların idaresini ilgili bölümlerde eğitim almış kişiler yapsın. Biz isteriz istemesine ama devletimiz bu konuda gereken elamanları yetiştirebiliyor mu? Ya da halkımızın böyle bir talep ve beklentisi var mı? Bence mevcut alışılmış düzeni değiştirmek öyle çok kolay bir iş değil, çünkü 12 yıldır iktidar olan parti bunu başarabilmiş değil aksine Aydın'da 70’li yılların alışkanlığını geri getirme çabası ve hayali var.
3 çocuk sahibiyim. 3 oğlum da şehrin göbeğindeki bir okulda okudular ve o dönem o kadar çok sorun yaşadık ki 2 oğlumun okulunu değiştirmek durumunda kaldım. Küçük oğlumun okulunu değiştiremedim, çünkü onun öğretmeni çok iyiydi ve en az 5. sınıfa kadar devam etsin istedik ve öyle de yaptık sonra da devam ettik arkadaş çevresinden kopmasın diye.
2011-2012 eğitim döneminde küçük oğlum 3. kez SBS sınavına hazırlanırken okuldaki resim, teknoloji tasarım ve yanına aldıkları iki öğretmenle oğlumun ders notlarını kırmakta yarıştılar. Gittim sebebini öğreneyim diye gördüm ki? Öğretmenler çocukla değil adeta kavgalısıyla mücadeleye girişmişler. Oradan İl Milli Eğitime gittim ve bana gösterilen yol şuydu " Haklısın ama şimdi öğretmeni şikayet edersen sonra öğretmenler çocuğa tavır alırsa zarar görür en iyisi sen okul değiştir" denildi ve gerçekten de belki de doğrusu oydu. Bu konuyu oğluma aktardığımda oğlum " Baba benim arkadaşlarım orada onlardan ayrılmam iyi olmaz, ben derslerimi çalışır, istediğim puana alırım benim hedefim zaten Süleyman Demirel Anadolu Lisesi, her halükarda oraya girerim" dedi ve dediği gibi yılsonunda 491 puan aldı ve doğal olarak ders başarı ortalamasından dolayı 16 puanı silindi ve yine o dönemin Müdür Yardımcısı yaşanan bunca sorun ve olumsuzluğu görmesine ve bilmesine rağmen müdahil olmamış, kendi haline bırakmıştı okulu. Zaten, Müdürün biri gidiyor biri geliyordu, yani giden müdür dava açıp geri geliyordu velhasıl o dönemin o meşhur yardımcısı şimdi iyi bir okulda müdür. Sanırım çok başarılıdır.
Şimdi bunu niye anlatıyorum? İşte o karmaşayı yaşamış hatta deyim yerindeyse okul idarelerindeki sorunlardan dolayı başarı seviyesi düşmüş çocukların babası olarak yine geldik çattık Müdür ve Yardımcı değişikliğine. Okul Müdürümüz değişti. Giden müdür, ‘’Okulun düzeni bozulmasın diye açtığım davayı kazansam bile geri dönmeyeceğim yeter ki yardımcı arkadaşlarımıza oynamasınlar’’ dedi. Ben de şahsım olarak ilgili ve yetkililerimize dedim ki; ‘’Müdür değişti tamam ama müdür yardımcılarının tamamını değiştirmeyelim? En az biri kalsın dedim ve bu konuyu vekil, Sendika Başkanı, Okul Müdürü ve siyasetçilerimize anlattım.
Sonuç mu? 3 müdür yardımcısı vardı, başyardımcılık kalkacağı için başyardımcı emekli olacağım dedi ve diğer 2 yardımcı da görevinden alındı. Müdür yeni, müdür yardımcıları yeni gelecek? Bu okulu kim idare edecek? Belki daha iyi idareci olabilirler elbette gelecek olan bu tanımadığım arkadaşlar hakkında olumsuz bir şey diyemem ama şunu çok iyi bilirim. Sanayide en paspal marangoza gitsen aynı anda tüm işçilerini çıkarmaz? Bilir ki iş aksar, kalite düşer ve işyeri zarar görür.
Pazartesi okula gittim, baktım ki müdür yardımcıları eşyalarını topluyor ve bir anda ilköğretimde yaşadığım o talihsizlikler geldi gözümün önüne ve hemen Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürümüzü aradım. Cep telefonunun numarası değişmiş, makamı aradım, dediler ki "Efendim Müdürümüz 1 hafta izinli, şehir dışına gitti" tamam o zaman cep numarasını verir misiniz? "Efendim cep telefonuna veremiyoruz" sonra okul müdürümüzü aradım, meşgule aldı ve mesaj attı "Toplantıdayım, bitince arayacağım". Sendika başkanımızı aradım, meşgule aldı, mesaj attı "Toplantıdayım, döneceğim" yazıyı yazdığım şu saat 19.45 itibarıyla dönen olmadı.
Son günlerde moda olan " cep telefonuna veremiyoruz efendim" sözü birçok kurumumuzda yaygınlaştı. Bunu ayrıca yazarım, ama konumuza döndüğümüzde, bir ilçenin sorumlusu olan bir şahıs nasıl olur da telefonunu zırt pırt aramayan ve toplum önünde açık seçik yaşayan birine verilmez?
Yukarıda cevaplanamayan telefonlardan anladığım odur ki bu iş ilgili ve yetkili arkadaşları ya çok sıkmış ya da yüzüne gözüne bulaştırmışlar. Bu sorun sadece Süleyman Demirel Lisesi ile ilgili değil elbette benzer sorunlar her okulda var. Çünkü yüzde 48 yeni yardımcı atanmış. Keşke bir yardımcımız okulda kalsaydı.
Sonuç olarak; aslında diyeceğim ve yazacağım çok mesele var, ama bugün gücü elinde bulunduran arkadaşlar bilmeliler ki geçmişte gücü elinde bulunduranların yaptığı hataları kıyım olarak değerlendirirken bugün benzer bir duruma düşmek demek, gelecekte yine bu vb oyunlarla ülkemize zarar vermeye devam edeceğiz demektir. O Ülkücü, o Alevi, o yerli, o bizden, o bizden değil gibi saçma bir anlayışla iyi bir netice alacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü bugün "bizden" dediklerinize dün de "bizden" diyenler vardı. İnsanların ne olduğunun bilinmesi tehlike değildir. Ne idüğü belirsiz olması tehlikedir. S. Demirel Anadolu Lisesi müdür yardımcıları Aydın’dan iyi okullara gitmiş binlerce öğrencinin sevdiği idarecilerdir. Onların ben illaki ben şurada olayım gibi bir talebinin olacağını da sanmıyorum. Ama merak ettiğim şimdi onları okullarından da gönderecek misiniz? Yani kırdığınız onurlarına bir darbe daha vuracak mısınız? Onlar affetse bile bu hatayı yapanları Yaradan affetmez.
Son soru bu atamaları kim yaptı? Vali mi? Milli Eğitim mi? Siyasi Parti mi? Sendika mı? Dernekler mi? Adamın adamları mı?
Sahi; idareciler idarecilik eğitimi almışlardan mı olmalı? Bunu kim ister?