Seçimler ve Geçimler..!
10 Ocak 2018, ÇarşambaTweet |
Demokrasi ve Demokrasi ile yönetilmenin en iyi ve güzel yolu ve yöntemidir seçim ve seçilmek.
Bu yıl Ocak - Mart arasında Esnaf Odaları ve Esnaf Kefaletlerin seçimli, seçimleri var. Akabinde Nisan ayına ertelenen Ticaret Odaları seçimleri var. Hala devam eden siyasi parti ve sendika seçimleri var. Akabinde Esnaf Odaları üst kuruluşları Birlik, Federasyonlar ve Konfederasyon ve TOBB’un seçimi var.
Bu seçimler bitince yaklaşık 1 yıl sonra yerel ve akabinde genel Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Elbette süreç işliyor ve her kesim ve kuruluşlar bir nevi yeni bir sınavdan geçecek. Gerçi siyasi partilerde ki seçimlerle odalarda ki seçimler çok farklı. Ama şu bir gerçek ki kendi içinde kendi kültürlerini oluşturmuş bir yapı var bu yapıyı beğensek te beğenmesek de sistem işliyor.
Burada meselenin özü şu herkes bu kadar geniş çaplı bir seçimler yaparken neden seçilmişlerin temsil ettiği kesimler mutsuz? Bir yerde bir eksiklik ve hata var ama nedense kimse o hatayı konuşmuyor, karışmıyor ve mevcut düzenin devamını istiyor.
Partilere gidiyorsun herkes seçilenden dertli, sendika ve odalara üyeleri sitemli, devlete yönetenlere halkımız sitemli. İyi güzel de bu seçilmişleri kim seçiyor? Hem seçip hem de dertlenmek doğru bir şikâyet değildir. Eğer sandık önüne gelmiş ve sen hala şikâyet ettiğini seçiyorsan şikâyet etme hakkını kaybetmişsin artık destek olmak zorundasın demektir.
Yok ki başka oy verecek! Diyorsan o zaman hak ettiğimiz şekilde yönetiliyoruz demektir. Elbette bazı seçim yapılan alanlara hükümet veya bazı kurumların etkisi vardır. Direkt olmasa bile endirekt etki vardır buda bilinir ama yokmuş gibi davranılır.
Bir dönem siyasette görev yaptığım için biliyorum siyasi partilerde ki seçimler ile oda seçimleri kesinlikle aynı değil elbette partilerde ve odalarda egemen bir yapı var ama şunu açıkça söyleyebilirim siyasette çok seçim almış başarılı olmuş birçok insan odaların büyük çoğunluğunda seçilme şansı asla bulamaz. Dedim ya her yerin kendine göre bir kültürü oluşmuş asla farklı bir durumu kabul etmiyorlar.
Aslında tüm seçim sistemleri değişsin istedik. Ama nedense değişen sistemler de hep dar bir bakış açısıyla oldu dolayısıyla sistem içindeki yanlışlıkları düzeltmeyi çoğumuzun ömrü yetmez. Çünkü yaptığımız her seçim kurumlara göre 3-4-5 yıl sonraya kadar seçilmiş hakkı veriyor ve her dönem bir hatayı düzeltmeye çalışsak 20 seçimde sorunları çözeceğimizi var sayar isek bu yaklaşık 60 ile 100 yıl alacaktır ki işte bundan dolayı bizlerin ömrü yetmez. Sonuç ne olursa olsun siz mutlu olmaya bakın çünkü yarın siz gelseniz bu makamlara sizin de işinize gelecek sizde değişim olursa bile kendinize göre isteyeceksiniz.
Oysa biz Oku diye başlayan Kuran’a inanan insanlarız orada kullanmamızı tavsiye edilenleri kullanmıyoruz ki bu kadar sorunla boğuşuyoruz. Diğer taraftan köklü bir devletiz ama demek ki bazı sorunları aşmamak üzerine genlerimiz var ki aşılamıyor sorunlarımız.
2001 yılından bu yana Sanatkârlarımızın sorunu dillendiririm bugüne kadar açıkça konuyu ciddiye alıp çözülen kalem sayısı bir elin parmaklarını geçmez ama her zaman esnaf ve sanatkârlar için yanıp tutuşan insanlar her ortam ve yerde atar tutarlar dolayısıyla bu kadar yalana dolana inananlar olarak ani ve kesin çözümü kısa sürede beklemek hayalcilikten öteye geçmeyecektir.
Devlete sıfır maliyeti olan sanatkârlar tarihin en ağır koşullarında var olma savaşı verirken hala daha gündemde bu konunun olmayışı sanırım ne demek istediğimi çok iyi anlatıyor.
Sorunu herkes biliyor ama seçim zamanı geldiğinde şu senin adam, bu benim adam, şu senin görüşten, bu benim görüşten deyip hemen sorunları unutup taraf tarafına geçiyoruz ve sorunları yok sayıp istediğimiz parti veya adayın kazanması için her şeyi yapıyoruz. Sonra nemi oluyor? Yine başa dönüyoruz. Ellerimiz kırılsaydı da oy vermeseydik vs vs nağmelere artık karnımız doymuş olmalı.
Önümüzdeki seçimlerde esnaf ve sanatkârlar ciddi bir mesaj verecektir. Bu mesajı alamaz isek yarınlarda bu esnaf ve sanatkârın gücü hala ülkede herkese ders vermeye yetecek kadar var.
Demem o ki aslında tabanın derdi seçimden öte geçimdedir. Bu geçim meselesini ciddiye almaz iseniz inanın hepimizi hatırlatacaklar.