Üvey Evlat Mesleki Eğitim Kazandıracak!
1 Mayıs 2019, ÇarşambaTweet |
40 yıldır sanayide çileli ama onurlu bir hayat sürdürüyorum. Dün ‘ bu çocuk okumaz/okutamam sanayiye verelim’ mantığı versiyon değiştirerek ‘ mesleki eğitime ne yapacaksın, düz liseye gitsin belki devlet memuru olur’ mantığı devam ediyor.
2000 yılından bugüne Aydında görev yapan her Vali, milli eğitim müdürleri sürekli sanatkara lafta över ama hiçbir zaman onların yaralarına merhem olacak bir şey yapamazlar çünkü ‘ Ankara’ ya duymaz, ya gerek görülmez. Birinin yaptığı çalışma diğeri tarafından bu olmaz denilerek bir kenara itilir. Demem o ki herkes Ankara’ya şirin görünme derdinde olduğu için yerelde yaşanan sorunlar sorun olmuyor.
29 yıldır bir türlü yaptırmadığımız bir yurt ‘ belgeseli’ çekeceğim yakında. En sondan bir önceki Milli eğitim müdürü ve Valimiz bizlere bir umut verdi sonra yeni Valimiz ve Müdürümüz geldi onlar daha çok umutlandırdı ama umut fakirin ekmeğiymiş milli eğitimde bir yardımcı yurt için tip projeler var dedi ve maliyeti yaklaşık olarak ‘ iki milyon’ gibi dedi Valimiz Yavuz Selim Köşger bu yurdun yapılmasını istedi bir ara bu yurdun maliyetin ‘ 7-8 milyon’ olacağını söyleyince çok şaşırdım oysa Valimiz bu yurdu kendi imkanlarımızla yapalım demişti sanırım 7-8 milyon lafı ve ekonomik tedbirler bu yurt meselemizi bir başka bahara veya önümüzdeki çeyrek asırlara bıraktı gibi.
Şimdi gelelim mesleki eğitimin kazandıracak olmasının nedenlerine!
Ülkemizde tavan yapan çalışmadan yaşama, masa başı iş beklentisi ve bunlara prim veren hükumetlerimiz son aylarda bu işin böyle gitmeyeceği konusunda yeni bir strateji geliştirmek zorunda kalacağını anlıyoruz.
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardığımız dönemde bütün aileler düşündü ki çocuklar liseyi bitirecek sonra üniversiteye gidecek ondan sonra hepsi masa başında iş bulacak diye düşündü oysa öyle bir dünya yok. Okullarda verilen eğitimler neticesinde aldığı diplomanın alanında deneyim sahibi olan genç sayısı % 10-20 aralığında olduğunu tahmin ediyorum. Dolayısıyla ülkemizin her yerinde kurulan üniversiteler maalesef isim olarak varlar ama eğitme ve öğretmekte sanayideki bizim atölyeler kadar başarılı değil. Sanayide halen dükkan çalıştıranların %98 inin ilkokul mezunu olduğunu, çıraklıktan geldiklerini ve devletin bu çocuklara/ustalara bugüne kadar hep üvey evlat muamelesi yaptığını hepimiz biliyoruz. Bu yönden baktığımızda aslında her atölye devletin bir kurumu gibi görülmeli ve şekilcilikten gerçekliğe doğru bir adım atılmalıdır. Özellikle sanat alanındaki bir çok mesleğimiz şu an son ustalar tarafından ayakta tutulmakta, 60, 70, 80 yaşına gelmiş çınarlar hala geçim derdiyle boğuşmaları bu ülkenin ve sistemin büyük ayıbıdır. İşte bunda dolayı ben hiçbir zaman benim hakkımı vermeyen, aşağılayan hor görenleri hakkımı helal etmedim/etmiyorum.
Yeni milli eğitim bakanımız güzel söylem ve çalışmalarla gündeme gelmiş idi ama son dönemde bu konuda yine bürokrasinin çarkına takıldı gibi geliyor. Şunu çok iyi biliriz biz senin bir şeyi iyi düşünmen veya yapmaya çalışman çok anlam ifade etmez çünkü birileri çalışmadan risk almadan yaşamayı yaşam felsefesi haline getirmiş doğal olarak bu süreçte Bakan’da, Vali’de Müdürde olsanız bürokrasi sizi durdurabiliyor.
Meslek öğrenen kazanacak?
Makine ve teknoloji ne kadar gelişir ise gelişsin asla insan unsuru ortadan kaldırılamaz. Buradaki en büyük sorun kapitalist düşünen ve ülkelerin tüm mallarına sadece ele geçirmek isteyenler zarar verebilir ama gün gelir onlar bir çırpıda yok olur giderler çünkü onlar 1 koyup 10 almaya alışıklar 3 koyup birini aldıklarında derhal o sektörden çekilirler.
Gençler ve aileler lütfen hepiniz bir meslek edinmeye çalışın/yönlendirin. Yarınlarda tarımda, hayvancılıkta, sanayide, çarşıda pazarda çalışacak insanlara çok ihtiyaç var. Çocuklarınıza çalışmadan kazanmanın olmayacağını mutlaka anlatın ve ilgi alanlarına göre meslek sahibi olması için yönlendirin.
Bir kişi ve toplum fertlerinin ne kadar çok meşgalesi olur ise ülkemizde huzur ve asayiş o kadar güzel olur ve herkes mutlu olur cezaevlerinde yatan çok az olur çünkü çalışanlar kötülük yapmaya vakit bulamazlar zaten üretmeye başlayınca göreceksiniz ki bir birey ortaya çıkacak ve size hiç ihtiyaç duymayacaktır.
Devlet ve hükumetimiz 40 yıldır yaptığı yanlış ve hataları kısa sürede düzeltmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bazı kararları aileler olarak kendimiz karar verebiliriz. Üniversiteye gitmesin mi çocuklarımız elbette gitsin ama eğitim alacağı bölüm çocuğunuza ne kadara mutlu edecek? Çocuğumuzun kapasitesi ne buna bakmamız lazım. Öğrencilerin müşteri haline geldiği il ve ilçe merkezlerinde ekonomiyi ayakta tutmak gibi bir noktaya gelmiş olması beni daha çok düşündürüyor. Son olarak şu notu düşeyim çocuğunuzun üniversiteye bitirinceye kadar maliyeti ailelere 200-500 bin lira arasındadır yani bu kadar masraf edip diploma ve 30'lu yaşlara gelmiş işsiz gençler bizi daha çok yaralayacaktır. Dolayısıyla siz siz olun Mesleklerin ve Mesleki eğitimlerin insanları hem kazandıracağını hemde mutlu bir hayat yaşamayı vesile olacağını unutmayalım..
Süleyman Algün denge köşe 29 Nisan 2019