Bu da böyle bir anımdır
8 Nisan 2017, CumartesiTweet |
Merhaba güzel gazetemin güzel okurları.
Geçenlerde yine müzik dinliyordum. Genişçe bir arşive sahip olma, yeni şarkılar keşfetmeye müsait olma ve beğendiğiniz şarkıları içeren çalma listesi oluşturma gibi güzelliklerinden ötürü Spotify uygulamasını tercih ediyorum. Hoş; ondan evvel, yılların Fizy üyesiydim. Üzerine tanımazdım. Ama her sonsuz güvende sırtımıza yediğimiz oklar, bu sefer de hedefi şaşırmamıştı. "Sitede bakım çalışması var, çok yakında beraberiz" diyerek biz müdavimlerini yaklaşık bir sene oyaladı. Bir senenin sonunda, "Ya aslında bizi bilmem ne operatörü satın aldı, o operatöre geçmeyi düşünür müsün? Kafa çocuklardır ha, bir bak derim" tarzında laçkalaşıp sevimsizleşti. O ara mecburen Spotify'a sarmıştım. Sarış, o sarış! Neyse...
Türkçe Rock radyosunu dinliyordum; Yüksek Sadakat ve Nilüfer'in, "Göreceksin" düeti çalmaya başladı. Hoşuma gitti, eski şarkı ya! "Var mıdır bir hikayesi?" diye soru yönelttim internet bilgesine. O da karşıma 1973 yılının Eurovisyon birincisini çıkardı. Anne- Marie David'in, 'Tu Te Reconnaitras' isimili şarkısı. Meğer 'Göreceksin' Türkçe'ye uyarlanmış bir Fransız şarkısıymış. Sözleri anlamlı, naif.
UNUTULMAZ EUROVİSİON GÜNLERİ
Sonra aklıma Eurovision zaferi yaşadığımız 2003 senesi geldi. Karşı dairemizde oturan arkadaşım, Sertap Erener'in kasetini almıştı ve apartmanı, "Everyway That I Can" şarkısı ile inletiyordu. Biz de tüm çocuklar olarak, 'sallamasyon İngilizcemizle' alkış kıyamet eşlik ediyorduk. Hatta bu durum, bir sonraki sene de geçerliydi. 2004 senesinin Eurovision zamanları da dillerimizde Athena şarkısı vardı ve adeta rockçı gibi hissederek, onları taklit ederek eğlenmiştik bu sefer.
Derken zaman aktı, 2012'ye ulaştı. Akşam, "Eurovision"u izlemek üzere gündüzden dört arkadaş sözleştik. Akşam oldu, üst komşumuz olan Saliha'da toplandık. Çay, çekirdek, televizyon üçlüsüyle halimizden memnun bir şekilde vakit geçiriyoruz. "Acaba Yunanistan kaç puan verecek?" diye merak ediyoruz. Can Bonomo'nun, 'Love Me Back' şarkısı üzerine fikir beyanları, şarkının içine yerleştirdiği 'Haydeeeee' efektine yorumlar... Ki ben çok beğenip yakıştırmıştım. "Birinci kim olacak?" tartışmaları zaten en heyecanlı kısmı. Saliha, o sene Norveç'in birinci olacağından o kadar emindi ki... "Ya bırakın, adamlar yapmış, güzel olmuş, birinci belli yani, konuşmaya gerek yok" gibi beylik laflar bir bir döküldü ağzından. Şarkı da berbat olduğu için, "Bu kız ne saçmalıyor ya?" diye bakıyoruz biz de. Yanlış ata oynatmaya çalıştı ama yemezler. Norveç'in sonuncu olduğunu açıklamaları çok sürmemişti, O odadaki üç kişi olarak, Saliha'nın morarmasını hayatımız boyunca kahkahalarla hatırlayacağımızdan eminim. Her sene geleneksel olarak 24 Mayıs'ta küçük çaplı bir anma töreni gerçekleştiriyoruz hatta. Sonrasında bildiğiniz üzere Eurovision'da siyaset ilişkisi var muhabbetleri ve kapanış. Oysa her sene heyecanla, merakla, keyifle izlerdim. Neyse...
Spotify'da rastladığım bir şarkı, bana dakikalar içinde bunları hatırlatmıştı. Bu genelde yaşadığım bir şeydir. Birbirinden bağımsız şeyleri bir kelimeden yola çıkarak uç uca ekler, geçmişte gezerim. "Bu da böyle bir anımdır" olarak sizinle paylaşmak istedim. Sizin Eurovision heyecanlarınız ve tahminleriniz nasıldı? Mailime yazarsanız konuşuruz efenim.
Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın!