Takip Et

Hatice ALGÜN
[email protected]

TV Sektörü

21 Ocak 2017, Cumartesi

     

Merhaba güzel gazetemin güzel okurları!

Öncelikle geçen haftaki yazımdan sonra yeni yazıma yaşadığım hayal kırıklığı ile başlamak istiyorum. Bir genç arkadaş bile telefonumuzu çaldırmadı. "Alacağınız olsun genç nesil" diyor, teessüfümü sonlandırıyorum.

Ayrıca bir de güzel haberim var. Yemen Kahvesi'ndeki kampanyaya bayıldım. Ders çalışana çay bedava! Teşvik, teşvik ve yine bal gibi teşvik! Süper olmuş bence. Yanlış anlaşılma olmasın bu köşemi okuduktan sonra akıllarına gelen bir şey falan değil. Zamanlaması denk geldi, o yüzden paylaşmak istedim. Tamamen işletmecisinin üniversite yıllarında çaylı kahveli ve kitaplı ortamlarda ders çalışmanın daha verimli olduğunu çözmesiyle alakalı. Mezun olmuş, mekan açmış ve "Neden böyle bir hoşluk yapmayayım?" diye düşünmüş olmalı. Fikrine sağlık.

***

Andy Warhol'un, "Bir gün herkes on beş dakikalığına meşhur olacak" cümlesini daha önce duyduğunuza eminim. Bundan çok yıllar önce sarf edilen bu cümle adeta günümüzü yansıtıyor. Hatta biraz fazla bile ömür biçilmiş diyebilirim. Hızlı tüketen bir toplum olarak bir kişi için on beş dakikayı çok görebiliriz. Hemen bitsin isteriz. Mesela sonunda kahkahalara boğulacağımızı tahmin etsek de denk geldiğimiz komik videolar bir dakikadan uzun sürüyorsa açmaya üşenebiliyoruz. Bunu bir araştırma şirketi yaptığı çalışmalarla da kanıtlamıştı zamanında. Bir twitter fenomeni de buna binaen 59saniye.com diye bir video paylaşım sitesi kurmuştu falan filan. Günümüzde popüler olmak sıradan sayılıyor. İnternetten binlerce fenomen, televizyonlardan binlerce yarışmacıyı çoktan kazıdık bile hafızamıza. Hatta yenilerine yer açmak için unuttuklarımız daha fazladır. Yani "Adam haklı!"

Bir keresinde ben de on beş dakikalığına ünlü olacağım sanmıştım. Muğla'da yaşıyorum o zamanlar. Baba Ocağı dizisi çekiliyordu. Liseliydim. Dizinin bir bölümünde üniversite kampüsünde çekilen bir sahne var. Sorun şuydu ki üniversiteler tatile girmişti ve kampüs bomboştu. Tabii sağda solda gözükecek figüranlara ihtiyaçları var, izleyicilere "Boş kampüs mü olur?" mu dedirtecekler sanki... Zaten küçük şehir, tanıdık, eş-dost vasıtasıyla bir öğretmenimin kulağına gidiyor böyle bir eksik olduğu. Ben dahil okuldan on kişiyi seçti gönderdi. O zamanlar daha önceki yazılarımdan birinde paylaştığım üzere okul gazetesi işleriyle uğraşıyorum. "Gazeteye de haber çıkar hem" diyerek kaptım fotoğraf makinesini, gittim kampüse... 24.5 yıllık ömrüm boyunca hep yaşımdan büyük gösterdim. Bu orada da geçerliydi elbette. Baktılar uzunum, liseli çocuk gibi de durmuyorum. Boynumda da bir profesyonel makine. "Tam üniversiteli gibi duruyorsun" deyip şuradan geçip şöyle yapacaksın, buraya oturacaksın falan dediler. Off nasıl heyecanlıydım. Zaten Burak Özçivit hastasıydım o zamanlar ve resmen 4-5 saat boyunca aynı havayı soluduk. Başlarda rüya gibi geldi. Sonra 20 metrelik yolu 100 kere yürüdüm. Artık (o zamanlar) hayranı olduğum Burak Özçivit'i görmekten gına bile geldi ama çekimler bitmek bilmedi. Güzelim rüya, oldu kabus! Bu eziyet bittikten sonra toplu fotoğraf çektirdik. "Bari ikimizin bir fotoğrafı olsaydı, anam ağladı be!" diye geçirdim içimden ama hiç öyle bir teklifte de bulunmadım. O da tüm endamıyla uzaklaşıp gitmişti. Kısmet!

Dizinin yayınlandığı gün izledim tabii. Sanıyorum ki her gören arayacak! Ama izlerkenki ben, televizyondakinin ben olduğumu bilmesem kendimi bile tanıyacağım yoktu. On saniye bile görünmemişim. Burak Özçivit bile 20 saniye anca görünmüştür. Nasıl bir kestilerse! Telefonum çaldı, çalmadı değil. "E dizi bitti Hatice hala seni göremedim ya" diyen bir takım kendini bilmez yakın arkadaşlarım aramıştı. İşte o an kendimce TV sektörüne girdiğimi sanıp bıraktım bile sevgili okurlarım! Ama sektörün benimle daha işi bitmemişti.

Bir kere daha gönderdiler beni aynı dizi setine. Röportaj falan yapayım diye. Tesadüf bu ya Burak Özçivit'in sahnesine denk geldim. Sahneleri o kesmiş gibi adama trip atıyorum resmen. Başka yönlere bakıyorum falan. Tavşan dağa küsmüş misali... Oyuncuların da ilgisini çektim herhalde, "Senin boyun kaç ya?" , "Gözler çekik, nerelisin?" gibi alıştığım sorulardan sonra aralarında buldum kendimi. Sohbet etmeye başladık. Sonra Burak Özçivit geldi. "Kampüste vardın sen di mi?" dedi, gülümsedi. Yelkenleri suya indirdim tabii ama çaktırmadım. Adam birkaç ay önceki mevzuyu hatırlıyor, yanıma gelmiş benimle konuşuyor. Heheyt! Kendi kendime affettim hemen. "O zaman toplu fotoğraf çektirmiştik" dedi. "Evet" dedim. "Hadi gel ikimizin de fotoğrafı olsun" diyerek yanını işaret etti. "Olur, geleyim" dedim, gittim. Zor olmadı, iki adım vardı zaten aramızda. Fotoğrafımızı da başka bir oyuncu çekti, adını hatırlayamıyorum. Resmen ben onunla değil, o benimle fotoğraf çektirmek istedi. Çok önemli bir ayrıntı bu sevgili okurlarım. Bu resmen 4-5 saatlik esaretimin bedeliydi çünkü! Bu da böyle bir anımdır. Ben bu sefer de TV sektörüyle vedalaşma zamanı geldi yine düşünmüştüm. Meğer macera yıllar sonra başlayacakmış!

***

Bilenleriniz, duyanlarınız vardır. Gazetemiz Denge'nin uyduda yayın yapacak olan bir TV kanalı var artık! "Aydın'ı aydınlatan gazete" sloganıyla siz değerli okuyucularımızla büyüdük ve Aydın'ın en çok okunan gazetesi olduk. Denge'nin, Aydın sınırları içinde sıkışıp kalmadığından bahsetmeme gerek yoktur diye tahmin ediyorum. Şimdi sıra sizlerin sesini TV kanalımızdan Dünya'ya duyurmaya geldi. 1 Mart'tan itibaren favori kanalınız olmaya adayız efenim! Aydın için çok büyük bir gelişmeye adım atıyor Denge. Dileyenler, genelde kanal listesinde ilk sıralarda olan TRT 1'in oralardan manzaralı yer ayırabilir. Memnun oluruz. Biz de bu arada sizlere layık çalışmalar yapmak için kolları sıvıyor olacağız zaten! Belki de Andy Warhol'u bizim kanalımızda haklı çıkaracaksınızdır, kim bilir? Kanalımızın ismini yakında paylaşacağız, takipte kalın! Haftaya görüşmek üzere sevgili okurlarım, hoşça kalın! 



Yazarın Tüm Yazıları

Teşekkür & Davet

13 Mayıs 2017, Cumartesi

Teknoloji ve Jetgiller

29 Nisan 2017, Cumartesi

"Bir vahşet daha"

22 Nisan 2017, Cumartesi

Oy ver!

15 Nisan 2017, Cumartesi

Bu da böyle bir anımdır

8 Nisan 2017, Cumartesi

Hola Español!

1 Nisan 2017, Cumartesi

Günaydın bahar

25 Mart 2017, Cumartesi

Yalan Dünya

18 Mart 2017, Cumartesi

Bukalemun

11 Mart 2017, Cumartesi

Uluslarası İşletme

25 Şubat 2017, Cumartesi

Bana adını söyle...

18 Şubat 2017, Cumartesi

İçimdeki fırtına

11 Şubat 2017, Cumartesi

İş mi, aşk mı?

4 Şubat 2017, Cumartesi

Utanan maymun emojisi

28 Ocak 2017, Cumartesi

TV Sektörü

21 Ocak 2017, Cumartesi

Kampanyalar şelale

14 Ocak 2017, Cumartesi

Hala iyiler, kötülerden daha kalabalık!

7 Ocak 2017, Cumartesi

Elveda 2016

31 Aralık 2016, Cumartesi

Güzel Şeyler

17 Aralık 2016, Cumartesi

Hadi o zaman!

10 Aralık 2016, Cumartesi

Nikah Masası

3 Aralık 2016, Cumartesi

Üşüyorsun, kansız sanıyorlar

26 Kasım 2016, Cumartesi

Arkandayız x Karşındayız

19 Kasım 2016, Cumartesi

Hedef 2026

12 Kasım 2016, Cumartesi

36'lık film dönemi

5 Kasım 2016, Cumartesi

Game Over

22 Ekim 2016, Cumartesi

Bir hayalin peşinde

15 Ekim 2016, Cumartesi

Kahvaltı aşkına!

8 Ekim 2016, Cumartesi

Sus, dinle, anlat

1 Ekim 2016, Cumartesi

dijital detoks

24 Eylül 2016, Cumartesi

Bir yeni bildirim!

17 Eylül 2016, Cumartesi

Bindik bi alamete...

10 Eylül 2016, Cumartesi

Eyvah!

3 Eylül 2016, Cumartesi

Kavak yelleri

13 Ağustos 2016, Cumartesi

Masallar masallar...

6 Ağustos 2016, Cumartesi

Çocukları pistten alalım!

30 Temmuz 2016, Cumartesi

Herkese benden çay!

23 Temmuz 2016, Cumartesi

Kafamda deli sorular...

16 Temmuz 2016, Cumartesi

Çilekli şeker tadında...

9 Temmuz 2016, Cumartesi

Kuru lanet

2 Temmuz 2016, Cumartesi

Anne, babamla nasıl tanıştınız?

25 Haziran 2016, Cumartesi

Uyandır kalbini!

18 Haziran 2016, Cumartesi

İki elin sesi var!

11 Haziran 2016, Cumartesi

Had Bildirme Kurumu açılsın

4 Haziran 2016, Cumartesi

Sakin ol şampiyon!

21 Mayıs 2016, Cumartesi

Yabadabadu!

14 Mayıs 2016, Cumartesi

Önüne bak!

7 Mayıs 2016, Cumartesi

‘Polis’i de attık ‘memur’u da

23 Nisan 2016, Cumartesi

"Çok istersek geler bence!"

16 Nisan 2016, Cumartesi

Pardon, dört yapraklı yoncalar ne taraftaydı acaba?

9 Nisan 2016, Cumartesi

ha-ha-ha çok komik

2 Nisan 2016, Cumartesi

Kara gün

19 Mart 2016, Cumartesi

Bu kaçıncı pazartesi?

12 Mart 2016, Cumartesi

Tasarruflu çalma listesi

5 Mart 2016, Cumartesi

"Çok güzel kararlar aldım, muhtemelen uygulamam"

27 Şubat 2016, Cumartesi

Yaşamak

20 Şubat 2016, Cumartesi