Takip Et

SON DAKİKA

AV. GÜLÇİN KARABULUT
[email protected]

YAŞANMIŞLIKLAR

16 Ekim 2021, Cumartesi

     

Yıldız Kenter'in TRT arşivde rastladığım konuşmasında, bir çocuğun komşuları ve tanıdıkları tarafından kendisine verilen ve daha evvel giyilmiş küçülmüş kıyafetler için,“Benim giyindiğim bütün elbiselerin içinde daha önce hep başkaları yaşadı.” ifadesi beni derinden etkiledi. İlk evvela, bir küçük yüreğin olayı yorumlayışı, manevi dünyasının, bilincinin bu denli gelişmiş ve berrak oluşuna hayret ettim ve sonrasında o ikinci el diye tabir ettiğimiz eşyalardaki yaşanmışlıklar ruhumda epey bir hüzün yarattı. Sana ulaşmadan evvel, başkalarının yaşadığı evler, başkalarına ait resimler, takılar, vazolar, kitaplar, saatler, kalemler vs. Bütün bunlarda hep başkaları yaşam kırıntısını bırakmıştır. Ben en çok kullanılmış, altı çizilmiş, üzerine not alınmış kitapları severim. Çünkü o kitaplarda, gerçekten yaşanmış bir hayatın izleri ve hisleri vardır. Yaşanmışlıklar barındıran böyle kitapları, önceki okuyucularını içselleştirerek okumaya başlarım. Belki de böyle bir kitabın içinde sevgiliden yadigar kurutulmuş bir kır çiçeğine rastlarım, bekli keyifle içilmiş kahveden geriye kalan bir damla kahve lekesine veya sigara kokan parmakların sayfalarda gezinirken bıraktığı efkara, rutubetli fakir bir gecekondunun yalnızlığına ve çaresizliğine, belki okuyucu benim gibi kitap okurken saçını karıştırmıştır ve birkaç kırlaşmış saç teli çıkar sayfalar arasında karşıma... Demem o ki çok şiirsel gelmiştir bana eski, okunmuş, yıpranmış ve sararmış kitaplar. Örneğin, Anıtkabir ’de bulunan ve sergilenen Atatürk’ün okuduğu kitaplar, çizilmiş her satırı, kenarına yazılmış her notuyla yaşanmışlığa en güzel örnek olur bence. Bu yaşanmışlık barındıran kitap sevgim İstanbul’da sahafları epeyce bir gezmeme sebebiyet vermiştir. Elime aldığım her kitap beni o büyülü dünyasına çeker, onlara dokununca onlarla yaşanan her hayatla hemhal olurum.

Aslında hep başkalarının yaşadığı sokaklarda geziyoruz, hep başkalarının soluduğu havayı soluyoruz. Toprak dediğin, bin yıllar boyunca ölen organizmaların oluşturduğu hayat kaynağı değil mi? Başkalarının yaşadığı ve öldüğü toprakta besinlerimiz can bulup bize can katmıyor mu? Bu döngünün içinde hepimiz birbirimiziz aslında. Bu manada “başka” diye bir kavram da hükmünü yitiriyor. Toprakta bulunan elemenler, mineraller bizim kanımızda da mevcut. Yıldız tozunda bulunan hidrojen insanı oluşturan atomların büyük bir kısmını meydana getiriyor dolayısıyla Carl Edward Sagan’ın "Hepimiz yıldız tozuyuz." Söylemi de bundan kaynaklanıyor.

Bütüne odaklanarak hayatı yorumlar isek beynin sinirsel enerji ağı gibi tüm canlıların aynı öze bağlı olduğunu anlayabiliriz. Böyle bakınca da mevcut siyasetin tiksindirici suretlerinin ne kadar bayağı ve zavallı bir anlayış güttüğünü görüp o kötücül söz ve düşüncelerin aslında tüm evreni zehirlediğine tanıklık ediyor insan.

Bir çocuğun bakışındaki ve anlayışındaki berrak ve perdesiz sezgiyle yaşamı yorumlayarak üzerimizdeki elbisede yaşayan her cana saygı ve sevgi besleyip var olmak dileğiyle.... 



Yazarın Tüm Yazıları

KEŞKE HEP KEŞKE DESEK

10 Eylül 2022, Cumartesi

ÇIĞLIK

20 Ağustos 2022, Cumartesi

DENİZ OLUNMALI

23 Temmuz 2022, Cumartesi

KELEBEK KANATLI THEMIS

13 Temmuz 2022, Çarşamba

YANGIN YERİ

2 Temmuz 2022, Cumartesi

ADEM’İN YARATILIŞI

25 Haziran 2022, Cumartesi

VAR OLMAK ÜZERİNE

18 Haziran 2022, Cumartesi

YENİ AMAZONLAR HAREKETİ

21 Mayıs 2022, Cumartesi

BİLİNÇLİ AYRINTILAR BİRLİĞİ

14 Mayıs 2022, Cumartesi

HIDIRELLEZ

7 Mayıs 2022, Cumartesi

EZELDEN EBEDE ZEYTİN....

30 Nisan 2022, Cumartesi

SADE BİR UMUT “GÜNEŞ ÜLKESİ”

16 Nisan 2022, Cumartesi

KAİNATIN RUHU “ADALET “

9 Nisan 2022, Cumartesi

ERİL ZİHNİYET

2 Nisan 2022, Cumartesi

İÇİMİZDEKİ BAHAR

26 Mart 2022, Cumartesi

ARDIÇ DÖNGÜSÜ

19 Mart 2022, Cumartesi

KADIN

12 Mart 2022, Cumartesi

FELSEFE TAŞI

26 Şubat 2022, Cumartesi

BİR BEYİN PROBLEMİ

19 Şubat 2022, Cumartesi

GERÇEKLİKTEN ÖLMEMEK İÇİN SANAT

12 Şubat 2022, Cumartesi

EĞLENCELİ MISRA

5 Şubat 2022, Cumartesi

AY

29 Ocak 2022, Cumartesi

PANOPTİKON

22 Ocak 2022, Cumartesi

ACIYI BAL EYLEDİK

15 Ocak 2022, Cumartesi

SİSTEMLİ TEKRARLAR

8 Ocak 2022, Cumartesi

KUTLAMA

1 Ocak 2022, Cumartesi

DOLAR, SADECE PARA MI?

25 Aralık 2021, Cumartesi

GERÇEKLİK BİR YANILSAMA MI?

18 Aralık 2021, Cumartesi

MUTLULUĞUN RESMİ

11 Aralık 2021, Cumartesi

Engel tanımayan düşlerine yaraşanlar

4 Aralık 2021, Cumartesi

DİKKAT VERBİSE KAYIT SÜRESİ DOLUYOR!

27 Kasım 2021, Cumartesi

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR

20 Kasım 2021, Cumartesi

BİLİMİN IŞIĞINDA EKONOMİ

13 Kasım 2021, Cumartesi

BİLİNMEZLİK

6 Kasım 2021, Cumartesi

SİYASET

30 Ekim 2021, Cumartesi

KOKU

23 Ekim 2021, Cumartesi

YAŞANMIŞLIKLAR

16 Ekim 2021, Cumartesi

KENDİNİ BİLMEK

9 Ekim 2021, Cumartesi

EFSANE VALİ

2 Ekim 2021, Cumartesi

ANLAMAK

25 Eylül 2021, Cumartesi

EYLÜL’ÜN YAPRAKLARI

18 Eylül 2021, Cumartesi

AYDINLIK ŞEHİR AYDIN

11 Eylül 2021, Cumartesi

TRANSHÜMANİZM

4 Eylül 2021, Cumartesi

SOKRATES’İN SAVUNMASI

28 Ağustos 2021, Cumartesi

OYUMBEN

21 Ağustos 2021, Cumartesi

TURNA

14 Ağustos 2021, Cumartesi

ZÜMRÜDÜANKA

7 Ağustos 2021, Cumartesi