Takip Et

SON DAKİKA

İBRAHİM AYVAZOĞLU

ASIRLIK MİRAS: DEVECİLİK VE DEVE GÜREŞLERİ (2)

6 Mart 2022, Pazar

     

Birinci yazımızda ağırlıklı olarak Devecilik ve deveciliğin tarihsel geçmişinden Develerin ticari hayattaki yerinden bahsetmiştim. Bu yazımda Deve Güreşleri konusuna Devrim ERTÜRK hocamızdan gelen bilgiler ışığında devam etmek istiyorum.

DEVE GÜREŞLERİ

‘’İki erkek hayvanın üstünlük mücadelesinde olduğu gibi erkek develer de doğal yaşamları içerisinde birbirleri ile üstünlük mücadelesine girişirler.’’ Özellikle bu üstünlük mücadelesi kış aylarında doruk noktasına ulaşır ve karşı cinsleri kıskanma ya da sahip olabilmenin bir hali durumuna gelir. ‘’Bu üstünlük mücadelesinde ise develer diğer hayvanlarda olduğu gibi rakibini doğrudan ortadan kaldırmaya, canını kastetmeye yönelik bir strateji izlemezler, davranış geliştirmezler. Tam tersine iki rakip deve birbirine olan üstünlüğünü doğal yaşamında ve genlerinde var olan bir takım oyunlarla ispatlamaya çalışır. Güreş tamamen develerin doğasında var olan bir olgudur. Hiçbir şekilde insanın müdahalesine açık bir durum değildir.’’ Yani şunu söylemek mümkündür. Develerin bu davranışları ya da güreşte gösterdikleri oyunlar öğretilebilir, sonradan müdahale etmek suretiyle kazandırılabilir davranışlar değildir. Bütün bu nedenlerden dolayı da Deve güreşleri geleneksel Türk kültürü içerisinde önemli bir pratik olarak günümüze kadar varlığını sürmüştür.

Tarihsel süreçte Türk insanının hayatında önemli bir yere sahip olan devecilik bugün yüzyıllarca yıllık bir mirası günümüze taşımaktadır. Deve güreşleri de organizasyon boyutundaki iki yüzyıllık tarihi ile bu mirası günümüze taşıyan bir unsurdur. Develerin bakımından, geleneksel tedavi yöntemlerine, havudundan çuluna, kolanına ve diğer keydirmelerine (bugün giyim diye bilinen aksesuarlar) kadar deveciliğe dair tüm öğelerde geçmişin izleri vardır ve güreşler sayesinde tüm bu geleneksel unsurlar yaşamaktadır.

DEVECİLİK KÜLTÜRÜ DEVE GÜREŞLERİ İLİŞKİSİ

Deve güreşleri ile varlığını sürdüren devecilik kültürü bugün toplumsal değişme pratiklerinden de etkilenmektedir. Bu değişmenin birçok boyutu bulunmaktadır. Elbette bütün bu boyutları tek bir yazıya sığdırmak mümkün değildir ve başlı başına bir yazı konusudur. Yine de bu sayfada değişen birkaç boyutu belirtmek gerekirse ‘’ Belirtilmesi gereken ilk husus develerin doğaları gereği güreştiği olgusudur. Bu gerçeklikten yola çıkarak develerin güreş esnasında birçok oyunu bilinmektedir: Tek, bağ, çırpma, çatal, makas, boş makas, çengel, aşırtma çengel, düz çengel, savdurma, kol bağı, kol alma. Ancak bugün güreşlerde develerin güreş oyunları önceden hesaplanarak develer ona göre eşlenmekte ve seyirci neredeyse sadece tek, bağ ve çatal oyunlarını görebilmektedir. Oysa develer güreşirken bu üç oyundan çok fazla bir oyun sergilemektedir. Bu anlamda develerin tüm oyunlarını sergilemelerine müsaade edilmeli, hem develerin doğası gereği sahip oldukları oyunlar ortaya çıkarılmalı hem de seyircilere daha renkli bir güreş izletilmelidir.’’

‘’Yeri gelmişken Nazilli (20 Şubat 2022) güreşinden birkaç örnek vermek istiyorum. Nazilli güreşi ilk çift deve güreşi ile tek, bağ, makas, çengel pozisyonlarını bir güreşte seyirciye sunabildi. Bu bir seyirci olarak düşünüldüğünde gerçekten zengin bir güreşe örnek olmaktadır. Yine Nazilli’de farklı güreşen çiftlerde kol bağı, koldan yıkılma gibi güreş oyunlarını izleyebilme şansına sahip olduk. BU gerçekten şanstı seyirciler için, çünkü güreşlerde develerin tek, bağ ve çatallarından başka birşeyi izleyemez olduk. Bu şekilde develerin oyunlarını sınırlandırmak öncelikle devenin doğasına sonrasında deve güreşlerinin doğasına aykırı bir durumdur. Bu konuda güreş yapan komitelere büyük bir görev düşmektedir. Modernite hayatımızı hızlandırdığı, hesaplanabilir kıldığı gerçeği deve güreşlerindeki oyunları da bu şekilde etkilemektedir. Ancak geleneksel olanlar üzerinden devam etmek yerinde olacaktır. ‘’

‘’Deve güreşlerinde değişen diğer bir unsur güreşlere girişlerde seyirciden alınan biletin bazı organizasyonlarda kaldırılmış olması. Bu durum bir yandan güreşlere gelen izleyici sayısını arttırırken diğer yandan güreşlerdeki seyirci profilini düşürmekte ve eğlence amacı ön plana çıkmakta, deve güreşleri de adeta bir sirkteki gösteri özelliğine bürünmektedir. Güreşlerden elde edilen gelirle kamusal bir hizmet yapılması gibi deveciliğin ve deve güreşlerinin dayanışmacını ruhuna da zarar vermektedir.’’

Bu arada bu konu elbette tartışmaya muhtaç bir konudur. Konuya devam etmek gerekirse geçmiş dönemlerde Örneğin okul yaptırma, cami yaptırma, Köye yol ve hizmet getirme gibi çeşitli amaçlar için yapılırdı. Dolayısıyla gerek Deve sahipleri gerek çeşitli yerlerden gelen seyirciler bir şekilde bu dayanışmanın ortağı olurlar hatta söz sahibi olurlardı. ‘’ Ertürk Hocanın da ifade ettiği gibi Deve Güreşlerinin Dayanışma ruhu ile ilgili kısmı da ayrıca bir yazı konusudur. Küçük bir giriş olması bakımından şunu hatırlatmam gerekirse bilindiği gibi güreşler eskiden dayanışma, yardımlaşma ve dostluk duygularını ifade edecek şekilde düzenlenirdi. Eski deve güreşi ilanlarına baktığımızda bunları rahatlıkla görebiliriz oysa bugün yerel yönetimlerin bir organizasyonu olması dışında bir örnek görmek mümkün değildir. Elbette bunun nedeninin maddi durumla, destekle ilgili olduğunu biliyorum ama işte bu durumda da güreşler üzerindeki vesayeti kaldırmak biraz güç oluyor. Dolayısıyla kültürel boyutunun bir kısmı tartışılır hale geliyor. Diğer değişim konularını başka bir yazıda paylaşmak dileğiyle… 



Yazarın Tüm Yazıları

AYDIN TURİZMİ VE SORULAR

27 Haziran 2022, Pazartesi

LATMOS

10 Mayıs 2022, Salı

SU AKAR AKAR DURUR MU?

25 Nisan 2022, Pazartesi

SU VE YAŞAM FELSEFESİ (SU KADAR ÖMRÜNÜZ OLSUN – 2)

18 Nisan 2022, Pazartesi

SU KADAR ÖMRÜNÜZ OLSUN…

11 Nisan 2022, Pazartesi

BÖYLE DEVE GÜREŞİ OLMAZ, DEVE GÜREŞİ BÖYLE OLMAZ

14 Mart 2022, Pazartesi

ASIRLIK MİRAS: DEVECİLİK VE DEVE GÜREŞLERİ (2)

6 Mart 2022, Pazar

ASIRLARIN MİRASI: DEVECİLİK VE GELENEKSEL DEVE GÜREŞLERİ (1)

28 Şubat 2022, Pazartesi

ULUSLARARASI PERSPEKTİFTE ÇEVRE SORUNLARINA YAKLAŞIMLAR

21 Şubat 2022, Pazartesi

DEVE GÜREŞLERİ, YÖRÜK KÜLTÜRÜ VE KÜLTÜREL MİRAS

14 Şubat 2022, Pazartesi

DEVE DAMI…

7 Şubat 2022, Pazartesi

YEREL YÖNETİMLER VE KÜLTÜREL VARLIKLARIMIZ (İbrahim Ayvazoğlu)

31 Ocak 2022, Pazartesi

TORONTO’DAN MEKTUP VAR… TOPRAK ETİĞİ NE DEĞİLDİR?

24 Ocak 2022, Pazartesi

ETİK…TOPRAK ETİĞİ VE DOĞANIN DÖNÜŞÜMÜ

17 Ocak 2022, Pazartesi

ATATÜRK’ÜN MİRASI NAZİLLİ SÜMERBANK BASMA FABRİKASI

10 Ocak 2022, Pazartesi

‘’NAZİLLİ BASMA FABRİKASI MÜZE OLMALIDIR’’

3 Ocak 2022, Pazartesi

ARPAZ BEYLER KONAĞI

27 Aralık 2021, Pazartesi

ARPAZ… HARPASA ANTİK KENTİ

20 Aralık 2021, Pazartesi

NAZİLLİ COLLEZYUMU (AMFİTİYATROSU)… MASTAURA ANTİK KENTİ

13 Aralık 2021, Pazartesi

MASTAURA…MASTAVRA…

6 Aralık 2021, Pazartesi

NE(LER) YAPABİLİRİZ Kİ…

28 Kasım 2021, Pazar

HAZİNE DAİRESİ : LATMOS

22 Kasım 2021, Pazartesi

BU TOPRAKLARA BORCUMUZ VAR BİZİM

15 Kasım 2021, Pazartesi

Beşparmak, Madran Dağları, Jeopark

11 Kasım 2021, Perşembe

MENDERES MAGNESİA’SI

4 Kasım 2021, Perşembe

LATMOSA RAHMET…

25 Ekim 2021, Pazartesi

DONDURAN KULESİ YENİLEMESİ (RESTORASYONU)

4 Temmuz 2020, Cumartesi

Marka Şehir mi dediniz? Sadece Sayın Fatih Atay'ın işi mi?

18 Eylül 2019, Çarşamba

KENT, KENTLİ OLMAK, YEREL YÖNETİMLER (2)

27 Mart 2019, Çarşamba

KÜLTÜREL VARLIKLARIMIZ VE YEREL YÖNETİMLER (1)

20 Mart 2019, Çarşamba

İZMİR'DEN ACI HABER GELDİ

13 Mart 2019, Çarşamba

TALAN…DİRECİK TÜMÜLÜSÜ..

5 Mart 2019, Salı

DEĞERLERİMİZİN FARKINDA MIYIZ?

27 Şubat 2019, Çarşamba