Takip Et
  • 29 Ekim 2020, Perşembe

HU DÖNÜŞÜ...

Hangi yol vardır ki baştan sona dümdüz, engebesiz ya da kasis olmadan sürsün...

Hangi yolculuk vardır ki sürprizlere gebe ve meşakkatli olmasın...

Hangi yolcu vardır ki menzile ulaşmaktan başka hedefi olsun...

Bir kere yola çıktın mı yolda nelerle karşılaşacağını asla bilemezsin...

Sözün özü, yolculuk mukadderse meşakkate de, güzelliklere de hazır olmalısın.

Unutulmaması gereken önemli bir nokta ise, her yolculuğun bir gayesi ve menzilinin olduğudur. Öyle ya da böyle, her yolculuk bir gün mutlaka son bulur...

Bazen yolculukta rotayı şaşırır ve gitmen gereken yönün tam tersine gittiğini farkedersin. İşte böylesi durumlarda doğru rotayı takip için u dönüşü yaparsın. Aksi taktirde gittiğin yol seni menzilin yerine yanlış yerlere götürür...

Ömür denilen insan hayatı da bir yolculuktur.

Beşikten başlayıp mezarda son bulan ve adına ömür denilen bu yolculuk, aslında imtihandan başka birşey değildir.

Herkesin imtihanı da farklı farklıdır. Kimi zenginlik, kimi fakirlikle, kimi açlık kimi toklukla imtihan olur. Bazılarının imtihanı ise hastalıkladır. Bazen evladınla, bazen de anne-babanladır imtihanın. Velhasıl kelam herkes bir sınavdadır bu dünyada...

Dünya sınavını kazanmanın yolu, bizi yaradanı ve dünyaya geliş gayemizi unutmadan, varlığa şükretmek, yokluğa sabretmekten geçer.

"Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" (yani unutkanlık insanlık halidir) diye bir söz vardır. Bu sözün geçerli olmadığı tek yer ise, Allah'ı unutmaktır...

Yaradanı unutarak şükürsüzlük ve sabırsızlık hali içerisinde bulunmak, insanın hata yapmasına ve hayat yolculuğunda yanlış yollara sapmasına yol açar.

İnsanoğlu unutabilir ya da hata yapabilir. Hata yapmamak meleklere has bir özelliktir. Önemli olan hatadan dönmek ve sıratı müstakim üzere gidebilmektir.

Rabbimiz Bakara Suresinin son ayetinde (Amenerrasulü'de) bize sık sık yapmamız gereken şu duayı göndermiştir:

"Ey Rabbimiz, unutursak veya hata yaparsak bizi hesaba çekme”.

Öte yandan, hatadan dönmek başlı başına bir erdemdir. Biz insanların Allah katındaki değeri belki hatalarımızdan sonra pişman olup tevbe etmemizden geçer.

Bu hususta Hz. Peygamberimiz, "Nefsim kudret elinde olan Zata yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; sonra günah işleyen, arkasından da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi."  (Müslim, Tevbe 9) buyurmaktadır.

Demek ki Rabbimiz hata yapıp sonra hatasından dönen kullarını daha çok seviyor, kullarının kendisinden af dilemelerini, kapısına gelmelerini ve yalvarmalarını istiyor.

O halde bize düşen, Allah'ın hoşuna gitmeyecek her türlü fiiliyatımızdan sonra "Hu dönüşü" yapmaktır.

Hu dönüşü nedir bilir misiniz?

Bu sorunun cevabı Hüseyin Akın'ın "Hu Dönüşü" isimli kitabının ön sözünde şöyle ifade edilmektedir;

Yaşlılık Hu dönüşüdür,

Hidayet Hu dönüşüdür,

Tövbe etmek Hu dönüşüdür...

En büyük Hu dönüşü ise, ölümdür ölüm...

Hidayete ermek, herkesin U dönüşü yaptığı bir dünyada “Hu Dönüşü’ne geçmektir.

Bir başka deyişle Hu dönüşü, dünya hayatında Allahın emrettiği yola, hayatın hitamında da O'na dönmektir.

Bu konuda Yüce Allah, "(Unutmayınız ki) Her nefis ölümü tadıcıdır (dünya hayatı geçicidir) ; sonra bize döndürüleceksiniz" buyurmaktadır.(Ankebut Suresi 57. Ayet)"

Dönüş yapmak insanın nihaî kaderidir. "Sonra bize döndürüleceksiniz" ayeti gereğince, yaşarken Hu dönüşü yapanlar da yapmayanlar da nihai ve kesin olarak Allah'a dönecektir...

Ne mutlu dünyada iken Hu dönüşü yapabilenlere...

Esen kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.