Takip Et
  • 3 Haziran 2021, Perşembe

FAZLA NORMALLEŞMEYİN, ÖLÜRSÜNÜZ...

Korona belasıyla başlayan sıkıntılı günlerde yasakların her türlüsünü gördük. Bu dönem içerisinde çoğu işyeri kapandı, kurumların çalışmaları kısıtlandı, maskesiz sokağa çıkmak yasaklandı, mesafeli olundu ve daha pek çok yasak devreye sokuldu. İnşallah bu sıkıntılı günlerin sonuna gelindi gibi. Şimdilerde ise, normalleşme sürecine ilişkin yeni uygulamalar devreye sokulmaya başlandı.

Pandemi sürecinde devreye sokulan normalleşme uygulamaları ise, hep farklı isimlerle karşımıza çıktı. Bu süreçte normalleşmenin kademelisini de, kontrollüsünü de, kısmi olanını da gördük. En son 1 Haziran'da başlayan yeni dönemin adı ise, "Yeni normalleşme" oldu.

Yeni normalleşme döneminde, önceki döneme ilşkin bazı yasaklar kaldırıldı, bazıları hafifletildi, okullar açıldı ve günlük hayatımıza ilişkin pek çok değişiklik oldu. Umuyoruz ki önümüzdeki aylarda vaka sayıları gittikçe azalacak ve tam normalleşmeye doğru hızla yol alınacak. Beklentimiz odur ki, bu yolun sonunda tam normalleşme dönemine kavuşmuş olacağız.

Bu noktada belirtmek isyediğim şey şudur;

Bir gün "Virüslü günler tamamen sona erdi" denilse bile, artık hayatımızda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...

Koronavirüs belası dünyamızı terkedip gittiğinde, uzun süre evde kalan ve sosyal olarak neredeyse tamamen pasifleşen insanların yeni düzene ayak uydurmaları muhtemelen çok da kolay olmayacaktır. Bu insanlar, sosyal mesafeyi koruyup hijyen kurallarına uysalar bile, virüs kapma endişesini bir süre daha taşıyacaklardır.

Uzmanların söylediğine göre, salgın döneminde yasaklara sıkıca uyan ve mümkün olduğunca evde kalmaya özen gösteren kişilerin, hastalık kapma korkusunun getirdiği tedirginlik sebebiyle, günlük yaşamlarında daha da dikkatsiz davranma ihtimali bulunmaktadır. Örneğin, kendisine hastalık bulaşmasın diye aşırı dikkatli davranmaya çalışan obsesif bir kişi, bu aşırılığı sebebiyle daha da dikkatsiz bir davranış içine girerek, kolaylıkla hata yapabilecektir. Özellikle, panik bozukluk veya (temizlik takıntısı gibi) obsesif kompülsif rahatsızlıkları olan kişiler için, tam normalleşme sürecine uyum oldukça zor olacaktır.

Öte yandan, az önce bahsettiğimiz gibi, korona sonrasında artık pek çok şey eskisi gibi olmayacak ve olmamalıdır da.

Aslında koronanın bize hatırlattığı bazı gerçekler oldu. Korona olmasaydı bile uygulamamız gereken bir takım davranış biçimlerini korona sayesinde hatırladık. Bunlardan aklıma geliveren birkaçını söylemek istiyorum;

Yeni normale alışma sürecinde yapılan en büyük hatalardan biri, hastalık riskinin bittiğini düşünerek tedbirsiz yaşamak olacaktır. Bu nedenle de kişisel hijyen kurallarına dikkat etmeli, virüslü günlerden normal döneme adım adım geçmeliyiz. En önemlisi de, tedbirlere ve hijyen kurallarına dikkat etmeyenleri mutlaka suçlamadan nazikçe uyarmalıyız.

Maske kullanımını terketmiş olsak bile, ikili ilişkilerimizde sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz.

Bu meyanda, selamlaşırken anlamsız ve aşırı sarılmalardan kaçınmalı, yakın mesafeden yüzyüze konuşmamalıyız.

Yiyeceklerimizde de hijyene özen göstermeli, taze meyve ve sebzeleri iyice yıkamalı, et ve benzeri ürünleri sağlıklı koşullarda muhafaza etmeli ve en nihayet hazır gıdaların kullanım ömürlerine dikkat etmeliyiz.

Klimalar, virüs yayma açısından son derece riskli eşyalardandır. Özellikle, ortam havasını filtre edip yeniden aynı ortama veren klimalarda risk daha da artmaktadır. Bu sebeple, pek çok insanın bir arada bulunduğu ve klimalarla ısıtılıp soğutulan alışveriş merkezlerinde daha da dikkatli olmak zorundayız.

Unutulmamalıdır ki, virüs ya da mikrop, sadece koronadan ibaret değildir. Korona virüsü gibi gözle görülmeyen binlerce mikrop, değişik yollarla ordan oraya taşınmakta ve hastalık üretmektedir.

Son söz olarak söylemek istediğim şudur;

Koronanın oldukça azaldığı ya da tamamen ortadan kalktığı dönemlerde, normalleşmenin dozunu kaçırmayalım. Aşırı normalleşme ve gevşeme beraberinde tedbirsizliği getirir ki, bu da hastalık ve ölüm riski demektir...

Allah hepimize sağlık ve huzur içerisinde yaşayacağımız koronasız günleri de görmeyi nasip etsin...

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.