Takip Et
  • 20 Temmuz 2023, Perşembe

PARA HERŞEY DEĞİLDİR, FAKAT...

Farsça "parça,” anlamlarındaki "pare" kelimesinden Türkçe'ye geçen "para" kelimesi, varlıkların değerini ölçmeye yarayan, devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı olan, kağıttan veya metalden yapılan değişim ve ödeme aracının adıdır.

 

ABD’li ekonomist Prof Dr. John K. Galbraith’e göre ise, “insanların para olarak kullanmak üzere kabul edeceği her şey” paradır.

 

Ne yazık ki günümüz dünyasında neredeyse herşey paraya dönüştürülmüş durumdadır. Artık mal, mülk, eşya, emek vs nin ötesinde, hayallerimiz bile parayla ifade edilmekte...

 

Paranın herşeyi satın alabileceğine inananlar, parayı bir araç olmaktan çıkartıp amaç haline getirdiler. Parası olmayanların çabaları bir yana, parası olanların paralarına para katma hırsları önü alınamaz bir hal almış vaziyette. Oysa ki paranın satın alamadığı şeyler de vardır ve para her şey değildir...

 

Norveçli yazar Arne Garborg der ki;

 

Para ile her şeye sahip olunacağı söylenir. Halbuki para ile yiyecek satın alabilirsin, ama iştah satın alamazsın...

İlaç alırsın, ama sağlık alamazsın...

Bilgi alırsın, ama bilgelik alamazsın...

Gösteriş alırsın, ama güzellik alamazsın...

Eğlence alırsın, ama neşe alamazsın...

Tanıdık alırsın, ama dost alamazsın...

Hizmetçi alırsın, ama sadakat alamazsın...

Boş vakit alırsın, ama huzur alamazsın...

Kısacası, para ile her şeyin kabuğunu alır, hiçbir şeyin çekirdeğini alamazsın...

 

Ne de doğru söylemiş değil mi?

 

Hastanelere gidip bir bakın;

Nice varlıklı zengin insanların hiçbirşey yiyemedikleri için serumlarla beslendiklerini, nefes alabilmek için ağızlarına ve burunlarına hortumlar takıldığını, seslerinin çıkmadığını, birilerinin yardımı olmadan parmaklarını bile oynatamadıklarını, kısacası çuvallar dolusu parası olanların paralarının hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz...

 

Albert Einstein Japonya'ya gitmişti ve bir otelde kalıyordu. Otel çalışanına bahşiş vermek istedi, fakat çalışan "Bu yaptığım şey işimin bir parçası ve ben bunun karşılığında zaten maaşımı alıyorum" diyerek bahşişi kabul etmedi. Çünkü Japonya'da bahşiş kültürü yoktu ve bahşişi hakaret kabul ederlerdi. Görevliye, "Sevincimi paylaşmak istiyorum, madem bahşişi kabul etmiyorsunuz, o halde müsaade ederseniz size bir hatıra vereyim" dedi ve odasındaki kağıt ve kalemi alarak bir not yazdı, altını da Albert Einstein diye imzaladı.

 

Adam bu notu ömrünün sonuna kadar sakladı. O öldükten sonra torunu o notu bulup açık artırmaya çıkardı ve 2017 yılında bir milyon 600 bin dolara sattı.

 

Einstein'in o notunda ne yazdığını merak ediyorsunuz değil mi?

 

Einstein'in Tokyo Imperial Hotelinde yazdığı o notta şu cümle yazıyordu;

 

"Mütevazı bir hayat, şuursuz bir başarı peşinde koşulan huzursuz bir hayata göre çok daha fazla mutluluk verir."

 

Einstein'in notunun yer aldığı küçücük bir kağıt parçası 1.600.000 Dolara satılmış olsa da, kağıtta yazılan cümleyi anlamanın gerçek ederi, 1.600.000 Dolardan daha fazladır...

 

Evet dostlarım, ne yazık ki mutluluk pazarda satılmıyor...

 

Paranız varsa belki iyi bir yatak satın alabilirsiniz, ama huzurlu bir uykuyu asla satın alamazsınız...

 

En pahalısından güzel bir ev satın alabilirsiniz, ama mutlu bir yuvayı satın alamazsınız...

 

Aşkı satın almaya bütün paraları üst üste koysanız bile gücünüz yetmez...

 

Mesela, saygı da parayla satın alınan birşey değildir...

 

Zamanı satın alamaz ve geri getiremezsiniz. İstediğiniz kadar zengin olun zamanı satın alıp yaşlanmayı engelleyemezsiniz...

 

Sakıp Sabancı'nın oğlu Metin zihinsel engelliydi. Paranın her şeyi satın alabileceğini düşünenler lütfen O'nun şu sözlerine kulak versinler:

 

Metin Sabancı diye bir oğlum var, 27 yaşında. Ona daha bir tane ayakkabı alamadım, çünkü hiç yürüyemedi. Allah kimseye vermesin bu talihsizliği. Çok fabrikalar yaptım, 93 tane sosyal bina yaptım falan filan. İflas ettim ben, bu pencerede iflas ettim. Koskoca bir Toyota fabrikam var, ama araba kullanacak bir oğlum yok...

 

Bütün bunların yanında, hayatımızı idame ettirmek için gerekli olan en temel ihtiyaçlar için bile paraya ihtiyaç fuyduğumuz kesindir.

 

Evet, muhakkak ki para herşey demek değildir, fakat para çokşey demekdir;

 

Parayla huzuru satın alamasak da, bazen parasızlık huzur bozar...

Parayla sağlık alamasak da, sağlığımıza kavuşma yolunda harcadığımız çabalar için para gereklidir...

Parayla aşkı satın alamasak da, parasızlık aşk bitirir...

Parayla dost satın alamasak da, para yüzünden dostlarımızı kaybedebiliriz...

Ve daha pek çok olumsuzluğun kaynağının parasızlık olduğu da aşikardır...

 

"Paranın herşey olmadığı" savı ile "parasızlığın çok şey olduğu" savı kıyasıya çatışırken, muhakkak ki kazananlar paranın "amaç" değil "araç" olduğunu idrak edenler olacaktır. Bir başka deyişle, paranın gerçekte ne olup olmadığını anlayanlar, paranın esiri değil, efendileri olmaya adaydırlar...

 

Yaşadığımız çağda çok paraya sahip olanlar zengin sayılmakta iken, bana göre gerçek zengin, parası çok olan değil, paranın gücünün yetmediği şeylere sahip olandır...

 

Son sözü Kızılderililer söylesin;

 

Son Irmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır...

 

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.