Esaslı ‘kötek’ şart
13 Aralık 2016, SalıTweet |
Eve yakın olduğundan sabah namazını kılıp işine gidip iş dönüşü akşam namazını kılıp evine dönen köylü amca, çok safiyane düşünceler içinde münzevi bir adamdır. Ancak ne var ki her gün gidip arkasında saf durduğu caminin imamı, sabah namazıyla çıkıp akşam namazıyla evine dönen köylü amcanın evine dadanmıştır. Bir gün oğlu durumu fark eder. Babasına, ‘Şu imama dikkat et, çok ahlaksız gibi duruyor’ der.
Köylü amcam imama olan itikatından dolayı oğluna çıkışır; ‘Öyle şöyle olmaz’ diyerek geçiştirir. Gel zaman git zaman, oğlan takibe devam eder. İmam yine de tek durmaz. Oğlu babasına yine çıkışır; 'Baba şu imamın çok ahlaksız dikkat et’ der. Amcam yine de oralı olmaz ve der ki ; 'Varsa bir kusuru Allah belasını verir’
Oğlan kafaya koymuştur, imamı takibi sıklaştırır. Yine babası sabah evden çıkıp namazı kılıp işe gittiğinde imam, amcamın evine yine gelir. Bu sefer oğlan karşılar, temiz bir dayak atar. İş çıkışı amcam akşam namazını kılmak için camiye gittiğinde, imamın arkasında safa durup tam ‘Allah-u Ekber’ diyeceği sırada bir bakar ki imamın eli yüzü yara içinde. İçinden oğlum ben sana dememiş miydim?’ diyerek de kendi kendine avunur. Namazını kılıp eve gider. Bu sefer oğlundan önce söze atılır. ‘Oğlum ben sana imamın bir kusuru varsa Allah belasını verir demedim mi ‘ der. Oğlan gülerek cevap verir; 'Babacığım bizim iş sırf Allah’a kalsaydı, imam anneme daha çok ziyaret ederdi”
Son aylarda ülkemizin başına gelen her beladan sonra, ‘Allah kahru perişan etsin, Allah belalarını versin, gazilere şifa, şehitlere rahmet’ dileyen sözler duymaktan bıktık artık. İsrail’de Filistin’in herhangi bir bombalı saldırısında 3 yahudi öldürüldüğünde İsrail ordusu en az 300 Müslümanı katletmeden tetiği bırakmıyor. Yine ABD’nin 11 Eylül’de iki kule yıkıldı diye halen Müslümanların üzerine bomba yağdırır olması gerçek intikamın nasıl alındığını Dünya’ya gösteriyor. Biz hala Kandil’deki itlerin eline tutuşturulan karanlık senaryoların suflörlerini görmezden gelmeye, içimizdeki teröristler ile fotoğraf çektirip TBMM’de Başkan Vekili makamına oturtmaya devam ediyoruz. Açıkçası inanın bu durum beni ve benim gibi düşünen milyonlarca insanımızı kahrediyor. Unutmamak lazım ki bu ülke ASALA gibi bir örgütü kendi evinde yok edecek kadar kahramanlar da yetiştirmiştir.
Baldıran zehiri içerek başlatılan 'Çözüm Süreci'ni uzlaşma çerçevesi adı altında bir 'tekdir' olarak değerlendirirsek
Gelelim sadete;
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir!..