Adalet
20 Haziran 2017, SalıTweet |
Hz.Ukkaşe, Peygamber Efendimizin sırtındaki mührü öpen tek sahabe ve efendimizin ‘’Kim cennetteki arkadaşımı görmek istiyorsa Ukkaşe’ye baksın’’ dediği, övdüğü sahabe. Hz.Ukkaşe‘nin türbesi Gaziantep’in Nurdağı ilçesine 8 km uzaklıkta bulunmaktadır.
Hz.Ukkaşe bu övgülere nasıl sahip oldu? Dürüstlüğün, bağlılığın ve biat’ın en üst seviyesini yaşayan, peygaber efendimizle yaşadıkları mekanları zorlayan bir hadisedir.
Peygamber Efendimizin hastalığı iyice ağırlaşmış ve ayakta dahi duracak takat’i olmayacak şekilde ateşler içindeydi ve can yoldaşı olan Hz.Ebubekir'e namazı kıldırmasını söyler. Namaz sonrası cemaatle helallaşmak için herkesin orda olmasını ister. ‘’Ey ashabım bana peygamberlik görevi verildi. Size Alemlerin rabbi olan Allahın dinini ve tavsiyelerini düzgün bir şekilde ilettim mi? Diye sorar, cami cemaati ‘’Evet efendim bize tebliğ ettiniz‘’ der. Bunun üzerine efendimiz mahşer günü kul hakkıyla Allahın huzuruna çıkmak istemiyorum, kimin üzerinde hakkım varsa helal ediyorum, siz de bana hakkınızı helal eder misiniz, diye sorduğunda herkes ‘’Bizim, sizin üzerinizde hakkımız yok ya Allah'ın resulu’’ diye cevap verir. O sırada arkalardan bir ses ‘’Efendim anam babam size feda olsun hatırlar mısınız savaş sonrası Medine'ye dönerken tam size yaklaşmış bir şey soracaktım da siz de o sırada elinizdeki kamçıyla devenizin ilerilemesi için vuracaktınız da kamçı benim sırtıma gelmişti. Bu hak mıdır ya Resulallah’’ diye sorar. Efendimiz evet bu haktır ve karşılığı kıssas’tır buyurur.
Bunun üzerine orda bulunan Bilal-i Habeşi'yi evine gönderip kamçıyı almasını söyler. Bilal son derece mahzundur gitmek istemez. Efendimiz, ‘’Ne o Bilal sen de mi artık peygamber sözünü dinlemezsin?’’ dediğinde, Bilal ağlayarak eve gider ve kamçıyı alıp gelir. Hz. Ömer, bir gök gürültüsü gibi ‘’Ey Ukkaşe bilmez misin benim olduğum yerde böyle bir şey yaparsan vallahi başını gövdenden ayırırım’’ der. Ukkaşe, Ömer’den korkar efendim Ömer beni korkutuyor, der. Efendimiz, ‘’Ey Ömer vallahi bu tavrın Allah katında mükafat görecektir lakin bu mesele benimdir karışma’’ der. Orada bulunan Hz. Ebubekir Ukkaşeye seslenir, ‘’Ey Ukkaşe peygambere vurma ama benim sırtıma bin kırbaç vur, yeter ki ona dokunma, der.’’ Efendimiz, aynı sözleri Ebubekir'e de söyler. Hz. Ali, Haydar-ı kerrar ayağa kalkar ve kükrer, ‘’Ey Ukkaşe Ben Ali’yim savaş meydanlarının Arslanıyım bu da Zülfükardır böyle bir şey karşısında seni sağ bırakmam dediğinde, Ukkaşe efendimize bakar ve efendimiz, ‘’Dur ya Ali bu benim borcumdur karışma.’’ Baktılar olmuyor daha yaşları küçük İki cihan çiçeği efendimizin göz nurları Hasan ve Hüseyin gelip ‘’Ukkaşe amca dedimize vurma, bize vur o hasta.‘’ dediklerinde, Ukkaşe ağlar efendim etki altında kalıyorum, der. ’’Efendimiz, Hasan'la Hüseyin'i alıp koklar. ‘’ Siz Allah katında ne kadar azizsiniz!’’ der. Ve karışmamalarını söyler. Ukkaşe, kıssası uygulamak için kamçıyı alır ve ‘’Efendim benim sırtım açıktı, siz de açar mısınız, der.’’ O sırada Hz.Ömer kılıcını çeker ve gür bir sesle, "YETER" diye bağırır. Bu kadarına tahammül edemem, der. Efendimiz eliyle sakin olmasını işaret eder.
Peygamber Efendimiz Bilal’e sırtını açmasını söyler çünkü kendisinde derman yoktur. Herkes ağlar, yalvarırı, Ey Ukkaşe yapma Allah aşkına yapma diye, Ukkaşe kırbaçı eline alır, tam Peygamberin sırtına vuracakken kamçıyı yere atar ve efendimizin sırtındaki mührü öper, ona sarılır, koklar ve ağlayarak ‘’Anam babam size feda olsun ya Resulallah, ben nasıl size kıyarım, ben kendi amelimle belki cennete girerim ama sizinle aynı yerde olmayabilirim, şüpesiz ki bu mührü öpen dudakları rabbim ateşte yakmaz bir daha sizi göremem diye böyle bir şey yaptım’’ dediğinde herkeste bir şaşkınlık ve hıçkırıklar yükselir. Bunun üzerine Efendimiz, Ukkaşeyi işaret ederek ‘’Kim cennetteki arkadaşımı görmek istiyorsa Ukkaşe'ye baksın’’ der. Tüm sahabeler Ukkaşeye sarılıp ‘’Ey Ukkaşe, sen ne kadar akıllı bir adamsın bak nelere ikram edildin, keşke senin gibi olabilseydik’’ der.
Adalet anlayışımızın bu olması gerekmez mi?