Aşk
29 Mayıs 2017, PazartesiTweet |
Dönem, Yavuz Sultan Selim han dönemi. Sarayın kapısında bir ihtiyar açın kapıları yavuzumla görüşeceğim der
kapıdakiler hiddetlenir bre sen kimsin edep erkan bilmezmisin bir padişahla böylemi görüşmeye gelinir derler büker boynunu ihtiyar edebi öğrendim büyüklerimden lakin haberiniz var mı yavuzuma vereceğim haberden der açın kapıyı bu konuşmaya Yavuzun baş veziri Hasan can şahit olur yaklaşır dede ben yavuzun baş veziri Hasanım buyur bana söyle ne söyliyeceksen
olmaz evladım olmaz benim laflarım yavuzumadır der ihtiyar Hasan bekler gel gidelim o zaman der giderler taht makamına
yavuz o gün biraz üzgündür ihtiyarla Hasan Can taht makamına çıkarlar yavuz döner buyrun bana bir diyeceğiniz varmış der sultanım bana bir kese altın verecekmişsiniz der ihtiyar kaldırır başını Yavuz bre ben sana neden bir kese altın verecekmişim
der hiddetlenmeyin sultanım izah edeyim ben atmış üç yaşında İstanbul eşrafından Mehmed ben çok zengindim sultanım
lakın üç ay önce iflas ettim malım mülküm neyim varsa gitti üç aydır uğraşıyorum ancak hiç bir şey kazanamadım dün gece herkesin uyuduğu o mukaddes teheccüd vaktinde kalktım iki rekat namaz kıldım sonra koydum alnımı secdeye yarabbi beni eşime çocuklarıma dostlarıma mahcup etme bu derdi bana sen verdin dermanınıda sen ver Rabbim dedim ve yattım gece rüyama Resulullah geldi sultanım ey Mehmed niye hüzünlenirsin evladım yarın ilk iş saraya git Selimime selam söyle sana bir kese altın versin eğer sebebini sorarsa da her gece okuduğu benim ruhuma hediya ettiği salavatları dün gece unuttu okumadığı salavatlar hürmetine seni mutlu etsin dedi der demez Yavuzun dizlerinin bağı çözülür titreyen ellerini oturduğu tahtın yanındaki sandukaya uzatır ve sandukadan bir kese altın çıkarır her kesede yüz altın vardır Mehmed dedeye uzatır ama durmaz söyle ne dedi habibullah Selimime selam söyle sana bir kese altın versin okumadığı salavatlar hürmetine seni mutlu etsin çıkartır bir kese daha altın verir ama durmaz söyle ne dedi gözümün nuru Selimime söyle sana bir kese altın versin okumadığı salavatlar hürmetine seni mutlu etsin çakartır bir kese daha altın verir Yavuz ama durmaz söyle ne dedi hazreti
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem Selimime selam söyle on yedi defa tekrarlanmıştır bu hitab Mehmed dedenin kucağında on yedi kese altın vardır bir servet ama durmaz Yavuz yine bağırmaktadır söyle araya Hasan Can girer sultanım Memed dedenin getirdiği haberden dolayı mesut oldu sizde aldığınız haberden bahtiyarsınız isterseniz Memed dedeyi gönderelim de başı sıkıştığında bir daha gelsin olmazmı der kapıya kadar uğurlar Hasan Can sonra gelir taht makamına ki
Yavuz secdede sultanım iyimisiniz diye dokunduğu anda başını kaldırır ki Yavuz gözleri kan çanağı duydunmu Hasan duydunmu resulullah bana Selimim demiş duydum duydunmu Hasan habibullah bana Selimim demiş duydumu ey Hasan eğer o ihtiyarı sen göndermeseydin değil malım mülküm sarayımı malımı tacımı tahtımı resululahın bana Selimim demesine feda edecektim
İşte ecdat böyleydi, işte ecdat habibullahı böyle değer veriyordu. Allah resulü bir hadisi şerifinde şöyle buyurur vallahi bir kimse bana salavat getirse Allah benim ruhumu iade eder ben aynen dünyadaki gibi icabet ederim... Biz de bu ramazanı fırsat bilelim, bol bol salavat getirelim.