Takip Et

SON DAKİKA

Yrd. Doç. Dr. Durmuş AKALIN

Göksu Fırkateyni ve Aden Körfezi’ndeki korsanlar

23 Aralık 2013, Pazartesi

     

Geçtiğimiz günlerde Aden Körfezi’nde korsanlara karşı uzun süredir görev yapmakta olan Göksu Fırkateyni’nin görevini tamamlamasına ve bunun için yapılan karşılama törenine şahit olduk. Bu hafta Göksu’nun görev yaptığı Aden Körfezi ve Aden Körfezi’ndeki korsanlarla ilgili meseleyi açıklamak uygun olur diye düşündüm. Gerçi Türkiye içindeki siyaset toz duman halini almışken iddialar, ithamlar, çeşitli görüntüler, açıklamalar ve suçlamalar ortada iken bu konu size biraz uzak gelebilir. Ancak yaşanan heyecanlı atmosferi işin ehli olan uzmanlara bırakarak farklı bir noktadaki uluslararası mesele ve bu mesele için görev yapan fırkateynimiz ve başarılı personelinin oraya ne için gittikleri üzerinde duralım.

Aden Körfezi, Arap Yarımadası’nın güneyinde Afrika’nın doğusunda yer alır. Körfeze komşu olan devletler Umman, Yemen, Cibuti ve Somali’dir. Ancak Körfez ismini Yemen’deki önemli ve stratejik bir isim olan Aden şehrinden alır. Aden Körfezi çok eski tarihlerden beri önemli bir yer olarak kabul edilmiş ancak Hindistan’a Batılıların gelmesi ile daha fazla ön plana çıkmıştır. Ümid Burnu’nun keşfinden sonra, Hindistan’a giden yol da Aden Körfezi üzerinden geçer ve Bombay, Kalküta gibi şehirlere ulaşırdı. Bu yol uzun gelmeye başlayınca ilerleyen süreçte Kızıldeniz üzerinden yapılan yolculuk önemli hale gelmeye başladı. Çünkü en kısa şekilde Asya ile Avrupa arasında bağlantı kurma zorunluluğu vardı. Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla birlikte Kızıldeniz üzerinden yapılan taşımacılık daha önemli hale geldi. O nedenledir ki dünyada ilk defa 1807’de yapıldıktan kısa süre sonra 1827’de buharlı gemiler Kızıldeniz’de görülmeye başlandı. Yine tren taşımacılığı 1820’lerde ilk defa İngiltere’de faaliyete başlamasına rağmen 1850’lerde Mısır’da kendisini gösterdi. İşte bu atmosfer içinde de Aden Körfezi’nin ticaret ve ticaret yolları üzerinde bulunmasından dolayı taşıdığı önem her geçen gün arttı.

Hem bölgenin kahve gibi değerli ürünleri yeni müşteriler bulurken hem de Batının yeni ürünleri bölgeye gelmeye başladı. Bölgeye gelen alıcılar başlarda Portekizliler, Hollandalılar olurken zamanla yerlerini Fransızlara, İngilizlere ve Amerikalılara bıraktılar. Hatta İngiltere 1839’da Aden’i kendi kontrolüne aldı ve bölgedeki kabileler ile sıkı temaslar yürütmeye devam etti. Ayrıca bölge taşıdığı önemden dolayı ne kadar kontrol altında tutulmaya çalışılır ise çalışılsın korsanlık faaliyetlerinin sıkça görüldüğü bir yer olarak kalmaya devam etti.

Göksu Fırkateyni’nin Aden Körfezi’ne gitmesine neden olan gelişmeler ise bölgeden geçiş yapan gemilere yapılan saldırılardı. Bu saldırılar ile kaçırılan gemilerin sahibi olan ülkelerden ya da kurumlardan para talepleri oluyordu. Durumu vahim yapan ise bu saldırıların artış göstermesiydi ve netice itibariyle 2008’de Birleşmiş Milletler, Aden Körfezi’nde güvenliğin sağlanması için bir dizi tedbir alma yoluna gitti. Birleşmiş Milletlerin bu tavrıyla bölgede Türkiye, Amerika, İngiltere, Almanya, İtalya, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkeler deniz güvenliği için savaş gemisi bulundurmaya başladılar. Türkiye de bu kapsamda 2008’den bu yana Gökova ve Göksu Fırkateynlerini Aden Körfezi’nde bulundurdu. Göksu Fırkateyni’nin görev yaptığı sırada da 3. Muhrip Filotillası Komodoru Deniz Kurmay Kıdemli Albay Yalçın Payal’ın ifadesi ile 628 Türk ve Türkiye bağlantılı ticaret gemisinin Aden Körfezi’nden güvenli geçişi sağlandı.

Aden Körfezi’ndeki bu gayretler son derece mühimdir. Korsanlık faaliyetleri de eskisine oranla son derece azalmıştır. Ancak dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise buradaki korsanlığın sebepleridir. Bölgede korsanlığa sebebiyet veren en önemli sorun körfeze koşu ülkelerdeki istikrarsızlıktır. Ayrıca aynı ülkelerdeki yoksulluk da korsanlığı tetikleyen bir diğer etkendir. Yemen’de ve Cibuti’de kişi başına düşen yıllık milli gelir 2.300 dolardır. Özellikle de Somali bu konuda en sıkıntılı devletlerden birisidir ve kişi başına düşen yıllık milli gelir 600 dolardır. Buna karşılık Aden Körfezi üzerinden ticaret yapan en önemli aktörler olan ABD’nin yıllık kişi başına 47.000 dolar, Almanya’nın 36.100 dolar, İngiltere’nin 34.920 dolar, Fransa’nın 34.077 dolar gibi gelirleri vardır. Bu şekilde gelir dengesizliklerin olduğu yerlerde sorunlar muhakkak olacağından meseleyi çözmek için en başta bu gelir dengesizliğini ele almak gerekir. Yoksa korsanları engellemek asıl sorunları çözmek için yeterli olmayacaktır. Sadece bu ülkelerde değil bunların çevresinde dahi güvenlik en önemli sorunlardan biridir. Örneğin Güney Sudan’da bu hafta içinde yaşanan çatışmalarda 500’den fazla kişinin öldüğü haberini aldık. Bu durum belli alanlar için değil bölgenin tamamı için geçerli bir risk durumudur ve Aden Körfezi de bu sıkıntının en belirgin şekilde yaşandığı ve bölgede dışından olanlara en fazla rahatsızlığın verildiği yerlerin başında gelmektedir. 



Yazarın Tüm Yazıları

I.Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümü ve Bölgemizde Ortadan Kalkan Sınırlar

13 Ağustos 2014, Çarşamba

Geleceğimiz tehdit altında

22 Temmuz 2014, Salı

Savaş mı yoksa barış mı?

2 Temmuz 2014, Çarşamba

Sıcak topraklarda sıcak gelişmeler

17 Haziran 2014, Salı

Güney Sudan’da bitmeyen gerginlik

29 Nisan 2014, Salı

Mezarlıklarımızda neden servi ağaçları var?

22 Nisan 2014, Salı

İnsan merkezli bakmak

8 Nisan 2014, Salı

Türkiye’nin Seçimi

31 Mart 2014, Pazartesi

Uluslararası siyasette tıkanmışlık

10 Mart 2014, Pazartesi

Rus Siyaseti ve Ukrayna’daki Gerilim

3 Mart 2014, Pazartesi

Bölgemizde yeni gelişmeler

17 Şubat 2014, Pazartesi

Yayılan hoşnutsuzluk

10 Şubat 2014, Pazartesi

Mısır’da Gelinen Son Durum ve Bölge Huzuru

3 Şubat 2014, Pazartesi

Cenevre-2 Konferansı

20 Ocak 2014, Pazartesi

Savrulma

13 Ocak 2014, Pazartesi

Güney Sudan’da darbe teşebbüsü

6 Ocak 2014, Pazartesi

Kervan yolda düzülür

30 Aralık 2013, Pazartesi

Göksu Fırkateyni ve Aden Körfezi’ndeki korsanlar

23 Aralık 2013, Pazartesi

Ortadoğu’da Amerikan varlığı ve önümüzdeki Amerikan seçimleri

16 Aralık 2013, Pazartesi

Fransa’nın Orta Afrika’da Askeri Operasyonu

9 Aralık 2013, Pazartesi

İran İle Yürütülen Görüşmeler ve Cenevre’den Çıkan Anlaşma

2 Aralık 2013, Pazartesi

Hollande’ın İsrail ziyareti

25 Kasım 2013, Pazartesi

Dış politikada ince ayar ve Irak

18 Kasım 2013, Pazartesi

Libya’da Arap Sonbaharı

11 Kasım 2013, Pazartesi

Sudan’daki Gelişmeler ve Abyei Referandumu

4 Kasım 2013, Pazartesi

Gaye vasıtayı meşru kılar mı?

28 Ekim 2013, Pazartesi

İyi Bayramlar

14 Ekim 2013, Pazartesi

Dünyanın Petrole Olan İlgisi ve Günümüz Petrol Şirketlerinin Doğuşu

7 Ekim 2013, Pazartesi

İdare-i Maslahatçılık

30 Eylül 2013, Pazartesi

Nereden Çıktı Bu Silahlı Radikal Örgütler?

23 Eylül 2013, Pazartesi

Büyük Güçlerin Suriye’deki Çıkarlarının Tarihi Serüveni

16 Eylül 2013, Pazartesi

Suriye Dosyası: Suriye’nin Hikâyesi

9 Eylül 2013, Pazartesi

Türkiye’nin Hatıra Defterinde Avrupa Notları

2 Eylül 2013, Pazartesi

Ortadoğu’da iki kere iki dört eder mi?

26 Ağustos 2013, Pazartesi

Mısır ve Makûs Talihi

19 Ağustos 2013, Pazartesi