
ÇOCUKLARIN AHI TUTTU!
8 Mayıs 2020, CumaTweet |
Çocuklarımız virüs bir gün ölecekmiş gibi yaşama sarılıyorlar. Orta şekerli kahvelerini içen annelerine babalarına sarılıyorlar olmadık zamanlarda. Sokaklar bomboş…
Yürümek lazım koşmak lazım biliyorlar ama evler sokaklardan daha önemlidir onu öğreniyorlar şu sıralar…
Sıkılmak olsa da en azından taşlara takılmak yok. Küçük yaşlarında sabrı teselliyi de öğreniyorlar.
Mayalanmış sevgilerden ekmek yapıyor anneler içine umut katıyorlar. Varsın çocuklar ortalığı birbirine katsın. Babalar ev işlerine yardım ediyor. Geldiği gibi geçiyor günler. Bunlar bütün dünyanın zor günleri, herkesin birbirini yüreklendirmesinin adı; hayata bağlanmak…
Her evde aynı hava esmiyor kuşkusuz, hayat parmak ucunda, ölüm ayak ucunda. Elinde avucunda ne varsa kaybedenlerin de çocukları var. İhtimaldir ki annelerinden daha hızlı yaşlanıyor çocuklar. O sırada televizyonlarda ki fırın reklamında etin kemikten nasıl ayrıldığını gösteriyorlar.
“Ne yani” diyorum “o eşyayı tanıtmanın başka bir yolu yok mu?” Her çocuk onları yiyemiyor çünkü… Onların gözleriyle bakalım bu hayata, bakalım da nasıl görülüyor?
Yarınların ışığı bu günlerin karanlığını yenecek. Gözlerdeki gölgeler güneşlenecek biliyoruz. Hayata katlanmanın yolu ölümü aşmaktan geçer ! Hiçbir şey sürekli havada kalmaz, yükselen her şey düşecektir. Nice kötü günler gibi kalbimizden uçup gidecek bu virüs öyküleri de.
Şu günlerde bazı çocuklar büyüklerden daha karamsar olabiliyor ama çözüm aramada daha pratikler.
Erken kararan hava evdeki küçük kızı mutsuz ediyordu. Yine öyle gecelerden birinde anne tam perdeleri çekiyordu ki küçük kız seslendi. “Anne geceyi dışarı koyar mısın?”
Ne yazık ki karanlıkları dışarı da bırakamadık. Güneşi gülüşlerine sığdıran çocuklarımızı mutlu edemedik.
Denizin azgın dalgalarının kıyıya, kumların üzerine bıraktığı yüzükoyun cansız yatan Aylan bebeği hatırlıyor musunuz? “Anne çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi?” diyen Iraklı küçük çocuğu?
5 yaşındaki Filistinli çocuğun “cennette ekmek var mı anne? Varsa ölelim, KARNIMIZ doyar.” diyen yavruyu…
Hani 3 yaşında Suriyeli bir çocuk vardı, ölünce Allah’a her şeyi anlatacağım diyen, sizi Allah’a şikayet edeceğim dedikten sonra ölen…
Şimdi soruyorlar: ”Bu gidiş nereye? Kıyamet mi kopacak acaba? “ Sorular, sorular, sorular…
Bütün bu ve fazlası sorulara ben yanıt veremem zira o kadar bilgi sahibi değilim. Ama bir şeyi net biliyorum! Hemen dibimizde, on yıldır, yetimlerin üzerine bombalar yağarken ve “Aylan” bebelerin cansız bedenleri sahile vururken, sessiz kaldığımızı biliyorsunuz.
Ne üzerimize bombalar yağdı, ne de çeşitli silahlara maruz kaldık. Bir küçük damlacık musibetiyle üstelik 10 yılda değil 10 günde market raflarını nasıl da boşalttık değil mi? Kahrolsun menfaatleri uğruna zulümlere sessiz kalan bu dünyaya.
Filistin’de İsrail zulmüne karşı savaşırken, önce bacaklarını kaybeden, sonra da tekerlekli sandalyesinde “Sapan taşıyla” vatanını korumaya çalışırken şehit düşen Ebu Salah’ı hatırlıyorsunuz değil mi? Yazıklar olsun o gün ve bugün katil devletin ürünlerini tüketmeye hala devam edenlere,
Peki Suriyeli bir kızın ölmeden önce yazdığı bir mektubu vardı. Onu hatırlıyor musunuz? Sosyal medyada paylaşım rekorları kıran çizdiği resimle tabutun içinde, kendini tasvir ederken, ailesine bıraktığı mektupta bakın ne diyordu: Bu benim vasiyetimdir. Canım anneciğim; senden, benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım. Arkadaşlarıma de ki: ‘O açlıktan öldü…’ Ve sen abicim, üzülme. Ama, ikimiz birlikte, “Biz açız…” dediğimizi de hatırla. Ey ölüm meleği, acele et ve ruhumu al ki artık Cennet’te karnımı doyurabileyim. Ben çok açım. Ve ey ailem, benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim.
Yazıklar olsun, bugün ufacık bir krizde evlerini açlık korkusuyla tıka-basa doldurup, ambarlara çevirenlere. Bosna Hersek’te kablolarla yataklara bağlanarak günlerce tecavüz edilen binlerce kız çocuklarını hatırladınız mı? Elleri yakasında olsun, bütün o çocukların bu kahpe dünya düzenine.
Peki Çin’de Türklere yapılan işkencelere, asimilasyon ve soykırım politikalarına ne diyeceksiniz?
Ya, Myanmar’da, Arakan’da, Bangladeş de işkence gören aç bırakılan çocuklar…
Yok efendiler yok! Bana göre bu düzen böyle gitmez! Afrika’da ebola virüsünden temiz su, yiyecek ekmek bulamadan her gün açlıktan binlerce çocuk ölürken seyredeceksin. Şimdi ise dünyayı ayağa kaldıracaksın. Niye? Çünkü Corona; zengin-fakir, soylu-soysuz, dinlemiyor da ondan.
Ey iki yüzlü dünya!
Sordun mu hiç kendine? “Bu maskeyi hangi yüzüme takacağım ve bu illet çocukları neden öldürmüyor? Diye. Elbette ki; hangi vebal ya da günahın hangi ceza ile ne zaman ve ne şekilde cezalandırılacağını tayin ve takdir eden ancak Allah (cc)’dır. Ama bu illetin, ilahi kudretin bir ikazı ya da tokadı olabilme ihtimali hiç mi yoktur? Vardır efendiler, bana göre “Bal gibi” de vardır.
Siz Sodom-Gomora’yı bilir misiniz? Hz. Lut Peygamberin ismini duydunuz mu? O hikaye sizlere hiçbir şey anımsatmıyorsa işte şimdi her şeyi görecek, hatırlayacaksınız.
Ne diyordu ölüme giden 3 yaşındaki Suriyeli çocuk: “Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim, yaptıklarınızı Allah’a anlatacağım.” Güneşi gülüşlerine sığdıramadığımız zavallı yavrularımızın bir lanetidir bu, yaşadıklarımız…
O çocuklar gittiler ve acılarını Yaradan’a anlattılar. Allah’ın orduları de o çocukların intikamını almaya geldi. Dikkat ederseniz Kralların, büyük sandığımız liderlerin, başbakanların balonları söndü.
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları.
• GELEN GİDENİ ARATIR MI ?
• YENİ YIL, YENİ UMUTLAR...
• “ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK”
• "YA EŞİN, YA İŞİN ?"
• KİRLİ DİL VE KELİMELER
• KARANLIĞIN AYAK SESLERİ…
• “ADALET YERİNİ BULSUN İSTERSE KIYAMET KOPSUN”
• AYDA BEBEK
• BİR İSTANBULLU'NUN GÖZÜNDEN İZMİR…
• AŞIRI VERGİ, VERGİYİ ÖLDÜRÜR!
• BABAN GİDERSE…
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…3
• TÜM OKULLAR AÇILMALI
• GIDA HIRSIZLARI!
• İSYANLA GELDİ, ÖYLE DE GİTTİ!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ… 2
• KIVILCIM ANI…
• BELEDİYE SAĞLIK HİZMETLERİ
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
• HİJYEN MASKE MESAFE YOKSA HEPSİ HİKÂYE Mİ?
• ZEHİR KOKTEYLİ
• YANAN SADECE ORMANLARIMIZ DEĞİL Kİ!
• LOZAN ve AYASOFYA
• PANDEMİ EKONOMİSİ
• DİSLİKE
• YENİ NORMAL
• BIRAKMAM SENİ…
• MERVE NİÇİN AĞLADI?
• HANGİ BİRÜSÜ?
• 65+
• HÜZÜNLÜ BİR BAYRAM SONRASI
• NE ÇOK ACI VAR BE!...
• I Know What it is to be young
• ÇOCUKLARIN AHI TUTTU!
• HAYAT ARTIK EVE SIĞMIYOR!
• ONBİR AYIN SULTANI
• ÇOCUK GÖZLERİMLE GÖRDÜM…
• KARTALLAR VE TAVUKLAR
• KORONA GÜNLERİ
• BİRLİK BERABERLİK ZAMANI
• BU DA GEÇER YA HU!
• KAÇ ÇOCUK KAÇ!
• AĞZI OLAN KONUŞUYOR!
• MAHUR BESTE
• VEKÂLET SAVAŞLARI
• BİR ANNE ÖYKÜSÜ…
• SÖKE ÜVEY EVLAT MI?
• ZELZELE!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…
• DEVRİM Mİ?
• 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ! MÜ?
• 2020
• CİNAYETİ GÖRDÜM!
• ANNABEL LEE
• PSİKOPAT CANİ!
• GAZETECİLİĞE DAİR KAFAMDA DELİ SORULAR
• KADINLARIMIZ
• İSMET HANIM
• YAŞAMA SEVİNCİNİ KAYBETMEK
• O AKŞAM
• HAYDARPAŞA VE SİRKECİ GARLARI
• CUMHURİYET BAYRAMI
• ÇOCUKLAR GÜLÜYORSA GÜZELDİR HAYAT!
• BOŞVER BE YAŞI BAŞI…
• TERCİH MOTİVASYONLARI
• ONLAR AYA, BİZ YAYA!
• EYLÜL
• BİR GENÇ’İN İLETİSİ!
• DİYANET Mİ, HİYANET Mİ?
• SUÇ PATLAMASI!
• YANIYORSUN TÜRKİYE’M!
• ALNI AÇIK YAŞLANMAKTIR BAYRAM!
• Pazardaki deli
• Üniversite tercihi kariyer seçimidir
• Kadın
• VAKTİ KERAHATTİR…
• İÇKİNİ AL DA GEL!
• DÜŞÜNÜNCE…
• AŞK OLSUN SANA ÇOCUK, AŞK OLSUN…
• HERKES KENDİ ÖYKÜSÜNÜN KAHRAMANI!
• Mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bu hayat…
• BAYRAMIN ARDINDAN
• İSLAMI HALKA NİYE ANLATAMIYORUZ?
• Aslında futbol sadece futbol değildir
• KIYI BELEDİYELERİ VE SÖYLEMLERİ
• 11 AYIN SULTANI
• İSSİZLİK ve GÖÇ SORUNU
• NİSAN
• NOTRE DAME’NIN KAMBURU
• BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYESİ!
• YORULDUK!
• PARİS’TE BİR AYDINLI…
• BEŞİKTAŞLILARIN GECESİ
• MOBİL HUZUR EVLERİ!
• KADININ ADI YOK!
• BİREY OLAMAYANLAR!
• YAŞADIKÇA ÖĞRENİYOR, ÖĞRENDİKÇE ANLIYORUZ
• ÖZLEDİM, TENİNİN KOKUSUNU ÖZLEDİM…
• QUO VADİS CHP?
• KÖPEKLER NİYE İNSANLARDAN ÖNCE ÖLÜYOR?
• Balık tutmanın faydaları ve bir anı
• Seçim havası
• “BİN YIL SÜRECEK” DEMİŞLERDİ
• YENİ YIL, YENİ BAŞLANGIÇ…
• OKU ALİ OKU
• GAZETE, DERGİ, KİTAPLAR VE BİZ
• NE ARA BU KADAR ZALİMLEŞTİK!
• TÜRK FUTBOLUNUN ÇÖKÜŞÜ...
• ÇÜRÜMÜŞLÜK!
• Ya, kelebek Dünya’yı görünce intihar ettiyse?!
• DİB BAŞKANI ALİ ERBAŞ AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN!
• YALANLA ÖZDEŞLEŞEN TOPLUM!
• BASIN KAN KAYBEDİYOR MU?
• ARAP VE PARA
• FENOMEN Mİ, MENEMEN Mİ?
• SARI YAZ (Eylül’de gel)
• ÇÖKMESİN OMUZLAR, ÇIKMASIN KAMBUR…
• ŞEYH BEDRETTİN ve RUHİ SU
• SOSYAL MEDYA DERKEN…
• “BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI”
• DARALIYORUM…
• YAZILI BASININ SONU GELİYOR MU?
• YAZIN YAŞANIR, KIŞIN TADINA VARILIR
• GAZİ BEĞENİR MİYDİ?
• Doktor mu, Hekim mi?
• Kazanınca Alman, Kaybedince göçmen!
• İRİ, DİRİ VE BİR OLMAK...
• KEDİLER VE BİZ…
• DENİZ GÖZLÜ LEYLA!
• ANAHTAR PASPASIN ALTINDA DE!.. BIRAK GİT!..
• BİZİM KÖYLERİMİZ
• BAŞARI İÇİN
• SEÇİMLER, YA SONRASI?
• BEN, BEN, BEN…
• DEİZM’E DAİR!
• GAZETECİ OLAYLARI YOK SAYAMAZ!
• MİLLİ DUYGUMUZ: LİNÇ
• ALTININ GRAMI GENÇLERİN DRAMI
• ASLINDA SEÇİM GÖSTERE GÖSTERE GELDİ!
• ÇAYI İNCE BELLİ BARDAKLARDAN İÇMEK
• KİMSELER GÖRMEDİ ÖPÜŞTÜĞÜMÜZÜ, YAĞMURDAN BAŞKA…
• GENÇLİĞİN ACI GERÇEĞİ
• BİZ NATO’YA HAYIR DERKEN…
• ÇILDIRMAK DA ÇARE OLMADI
• GRAND TÜRK…
• SURİYE’DE KİMİNLE SAVAŞIYORUZ?
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• İNCİRLER OLANA KADAR KALSAYDIN BARİİİ!
• KARİZMALAR ÇİZİLİRKEN!
• HAY, DİLİNİ...
• GAZETECİLİK VE TETİKÇİLİK!
• “BEN KİMİM?” SORUSU
• İNSAN HAYAL ETTİKÇE YAŞAR…
• Zaman akıp giderken…
• TÜRKLERİN ÇAM BAYRAMI
• Davutlar’da bir gün…
• Cinnet hali
• Eğitim buysa çocuklar ne yapsın?
• Bazen çıldırmak da yetmiyor!
• Öğretmenler Günü
• Lütfen, aklımızla alay etmeyin!
• Agora Meyhanesi
• Sayanora
• Acaba “İYİ” mi gelecek?
• Biz bu günleri, o günden görmüştük…
• GÖĞSÜMÜZ KABARDI, GÖZLERİMİZ YAŞARDI…
• Cahilliğe prim vermek…
• SALLANMAK ÜZERİNE…
• Mezarlık Magandaları!
• AYTO’da güneş yeniden doğacak
• On günlük tatilin ardından…
• Anlatım gücü ve gazeteciliğe dair
• ÖSYM
• Kuşadası’nda güzel bir gece
• İkileme ve aynen…
• Basın Bayramı
• İbrahim Pehlivan ile bir gece
• Denge’nin tvDEN’i
• Bir ceylan uyanır Afrika'da
• Gençler! Haydi festivale
• İnsanlığımızı ne bozar?
• Al yazmalı güzel kız…
• Yazım yanlışları
• Yalçın Ata
• Türlü, çeşitli gazetecilik!
• 19 Mayıs
• BUGÜN CANIM YAZI YAZMAK İSTEMİYOR
• Müjgan’la ben ağlaşırız…
• Neşe dolamıyor insan...
• Sizce kim kazandı şimdi?
• Bir çöküşün öyküsü…
• Zincirin halkaları bir kez koparsa…
• Ege, göçmen mezarlığına dönerken…
• Quo Wadis…
• Qou Wadis (Nereye)?
• Gitmek mi zor kalmak mı zor?
• Aptal kutuları ve sosyal medya
• Yarılan ekmeğin buğusuyduk!
• Anne özlemi
• Rezillik diz boyu…
• Karpuz gibi…
• Rengarenk Zehirler!...
• Bir millet intihar ediyor!...
• Binmişiz bir alamete…
• Türkiye üzerinde oynanan oyunlar!
• Yarın yılbaşı…
• FETÖ...
• Korkma!
• Akıl Kilitlenirse…
• Okumuyoruz!...
• İLKLERİN TAKIMI BEŞİKT'AŞK
• İyilik askıda
• Yeterlilik şart…
• Kıskanırım seni ben
• Aslında 'aşk'ta yok!..
• Utanıyor musunuz?
• Tayfun Tufan Zelzele olayı!..
• Milli başarı nasıl gelir?
• Buralara olanlar olmuş!..
• Biraz Sevinç, Biraz Hüzün = Eylül
• İslam ve Kurban
• Fonda Aydın Zeybeği...
• Korkak Kahraman!
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• LİNÇ KÜLTÜRÜ VE EMPATİ
• DENİZ ve BİZ...
• GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR....
• AGC ÖDÜL TÖRENİ...
• O GECE ... = CİNNET HALİ
• Çocukları küçük kurşunla mı öldürürler anne?
• Emekli Olmak
• BAYRAM
• Şovmenler sahnede ...
• Çıldırdık mı?..
• Hakan Ülken’ler çoğalmalı…
• Markalaşma, tanınırlık, pazarlama
• Dün geceyle tam üç ay bir gün…
• Rüya, Feda, Vefa, Sefa=BEŞİKTAŞK…
• Analar ve oğulları…
• Tuncer Altıntaş Köşe
• Bir ileri, iki geri...
• Fırtınalar koparken gönlümde…
• Uyulmayan kurallar ülkesi…
• Bir ilkbahar sabahı...
• Bu gün Nisan bir…
• Turizmde kırmızı alarm!..
• Okumak üzerine...
• Muhalafetsiz muhalefet!..
• Evleri camdan olanlar başkalarına taş atmamalı…
• Aysun Kayacı acaba haklı mıydı?
• Özledim, teninin kokusunu özledim…
• AGC
• Aydın’daki aile hekimlerinin yeni başkanı: Dr. Taner Balbay
• Yüzbaşı Kaya Aldoğan’ın öyküsü…
• Masum değiliz, hiçbirimiz...
• Diyanet mi hıyanet mi?...
• Mutsuzluk virüsü bulaştı hepimize...
• Gazetecilik bu değil beyler
• Türküler türküler...
• ALİYYÜLÂLÂ ASLAN SÜTÜNE DAİR
• Aynalar, aynalar...
• Çocuklukları çalınan çocuklar
• Öğretmenim ben
• Mavilim Mavişelim
• Yeni sistem gazetecilik
• Yağmur çiselerken...
• Mankurtlaşmak
• Alkışlar Hakan Ülken'e
• Kanlı meydan
• Eylül (Tuncer Altıntaş Köşe Yazısı)
• Mutluluk var mı?
• Belinaytur ve Midilli
• Kıyıya vuran o çocuk değil, bizim dibe vuran insanlığımızdı…!
• Gökyüzünün altındaki şahane yeryüzü yalnız ve güzel ülkem, Türkiyem…!
• Yarbay'ın isyanı
• Kan, Kan, Kan...
• ADÜ Konuk Evi
• Yontulmadık!
• Hoşgörü
• Kendilerine temizler...!
• Yüzde kaçımızın ne olduğunu tespit eden adam: Aziz Nesin
• Rezil lige devam
• O anı hiç unutamıyorum
• Sözcükler, sözcükler
• Yaşam hakkı
• Rezil lig bitti
• Bir edebiyat dehası, şairlerin hası...
• Karadut
• Yemeğin tadı mı? Edebiyatı mı?
• Bir romanın roman gibi öyküsü…
• Dünyayı yönlendirenler...
• Bir valinin düşündürdükleri…
• Gazetelerin sonu geliyor mu?
• Başarı dileklerim M.Sadık Atay’a…
• İşten atılan ve atanamayan öğretmenler...
• Alkışlar İbrahim Pehlivan'a
• Dilimin ucunda kelimeler...
• Cildinizi koruyun
• Gazetecilik temas ve mesafe mesleğidir
• Neler oluyor bize?
• Ya o gelmeseydi?
• Şaşkın Muhalefet....
• Şaşıran Türkiye!
• Yeni CHP… Şaka gibi...!
• Kış ortasında yazı özlemek...
• İnsan hayal ettikçe yaşar...
• Hayallerinizden asla vazgeçmeyin…
• Nostaljik bir yılbaşı öyküsü
• Kelimeler... Kelimeler...
• Diren Çarşı...
• Tren istasyonları, gar restoranları...
• Rakı güzellemesi 2
• Otel odaları
• Öğretmenim ben...
• Tebrikler Hakan...
• Eylül'de kaldım...
• Cumhuriyet
• Rakı güzellemesi...
• BEP nedir biliyor musunuz?
• Bayramın ardından
• Her ömrün bir eylülü vardır…
• Kent Konseyi
• Büyük fakat çileli bir ozan
• Rodos'dayken...
• GEZİ’yi anlayamamak...
• Dayanılmaz...
• Boş Defterler
• Mısır’dan Abim Gelmiş Türküsü tutmadı!
• Mahallenin Gonşana'ları
• Sıla hasreti
• Hayat Bayram olsa...
• Geçmişe özlem...
• Cumhurbaşkanı Seçimleri
• O ruh bir kez kaybolursa...
• Zincirin halkaları kopmuşsa...
• Bir baba giderse...
• Biz iki nesil arasında kalanlar...
• İş makineleri, beton kamyonları..!
• Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
• Sözün bittiği an: Çizmelerimi çıkarayım mı?
• Bir “TELEVOLE” Masalı
• Onlar bir avuçtular, koskoca Deniz oldular
• Gökhan gitsin, 'Töre' kalsın
• O delikanlı bendim...
• BEŞİKTAŞK...
• Ben artık oynamıyorum..!
• Seçimin analizi
• Otobanda gişelerden önce son çıkış!
• Gök ekini biçer gibi...
• Aynalar Yolunu Kesti...
• Bebek’teki bebekli kız!..
• Şimdi ben “yumurta” deyip geçemem ki!..
• Aydın ve İzmir’de ne olacak?
• Kendi ayağına sıkmak…
• Aynalı Kemer
• Bir başkan aranıyor
• Devlete düşman lazım!
• Annem
• Battı! Çıkamadı…
• Sadrazam hamamda…
• Bir yılbaşı nostaljisi
• Sen haklıydın iki gözüm
• Yolun sonu görünüyor!..
• Top yuvarlaktır ama...
• Yeni Denge’nin düşündürdükleri
• Patagonya Cumhuriyeti
• Uyan, uyannn!
• Her 10 Kasım’da 9’a 5 geçe...
• O’nu özlemle anıyorum…
• Şirin, güzel, şanssız bir kent: Aydın
• Yaşamak bayramdır...
• Uzun yıllar ötesinden...