Süleyman Şah Türbesi'nin nakli konusunda yazmayı düşünmüyordum ancak bir süredir Doğan ve Okyanus medyası vs. ve muhalefet partilerinin hükümete hele Türk ordusuna karşı takındıkları tavrı eleştiri sınırlarını aşıp hakaret seviyesine gelen söylemlerini gördükten sonra yazma ve düşüncelerimi sizlerle paylaşma gereğini duydum. Daha önce iki defa yeri değişen Süleyman Şah Türbesi'ni bekleyen askerlerimizin sınırlarımıza yaklaşık 40 kilometre mesafede Suriye içlerinde kimin eli kimin cebinde belli olmayan çatışmaların yaşandığı bir yerde bulunması 9 aydır askerlerimizi değiştiremediğimizi ve ikmal yapamadığımız düşünüldüğünde Türkiye’nin gerçekleştirdiği askerlerimizin burnu kanamadan yapılan operasyonu takdirle karşılamamak mümkün değildir. Bütün dünyanın gıpta ile izlediği operasyonu muhalefet ve bir kısım medyanın itibarsızlaşmaya çalışmasını anlamak mümkün değildir. Türkiye’yi Suriye bataklığı içerisine çekmeye çalışan bir takım güçlerin provokasyonu neticesinde karakolumuza bir saldırı neticesinde Türk ordusu o kirli savaşın içine çekilse ne olur bir düşünün. Orada bulunan 38 askerimiz rehin alınsa ve ya askerlerimize ateş açılsa Türkiye o savaşın içine çekilmez mi? 'Vatan toprağını terk ettiniz' diye hamasi nutuklar atan zevaata sormak isterim. Musul Konsolosluğu vatan toprağı değil miydi ki? Neden tedbir alıp zamanında boşaltmadınız diye bangır bangır bağıran siz değil miydiniz? Bu zevaatın naralarını görünce düşündüm bilir misiniz? Millet iradesiyle iktidar olamayanlar umutlarını birtakım provakasyonlara bağlamış ki eğer Türkiye başarılı bir operasyonla sade yağdan kıl çeker gibi askerlerimizi tahliye etmeyip orada bir saldırıya maruz kalsalar milleti sokağa döküp sokaktan iktidar değşirmeye uğraşacaklardı. Oyunları bozuldu. Diplomat kökenli bir milletvekilinin 'Suriye toprağına saldırılmıştır' diyerek operasyonu başarısız itibarsız göstermeye çalışmasını görünce benim milletimi yurt dışın da kimler temsil etmiş dedim kendi kendime. Vah benim milletim vah. Bu zatı muhterem T. C. milletvekili mi yoksa Esed rejiminin Birleşmiş Milletler temsilcisi mi ayırt etmekte bile güçlük çekiyor insan. Emin olun bu zaat Eset rejimini birleşmiş milletlerde bir Suriyeliyi daha iyi temsil edebilir. Süleyman Şah Türbesi'nin ve Saygı Karakolu'ndaki askerlerimizin tahliye edilmesine tepki gösterenler acaba Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda görev yapan askerlerimizden bir tanesi kendi çocukları veya yakınları olsa aynı şeyleri söyleyebilirler miydi? Bazılarını anlayabiliyorum gök kubbe çöksün AK Parti hükümeti altında kalsın. Ben de altında kalayım ama yeter ki AK Parti hükümeti yıkılsın diyebilir. Ama Sayın Bahçeli’nin Genel Kurmay Başkanı'na karşı olan üslubunu anlayamadım. Emin olun o üslup, Sayın Bahçeli’nin üslubu olamaz. Dinlerken acaba rüya mı görüyorum dedim. O aklı başında vakur bir insana o üslup hiç yakışmadı doğrusu.