Takip Et
  • 12 Haziran 2015, Cuma

Oğuzun evlatlarının yolu

Bir dostumun yazdığı benim çok hoşuma giden bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

OĞUZUN EVLATLARININ YOLU

Her baharda açan çiçekler etrafa güzellikler ve enfes manzaralar saçarken kendisi için de bir sonraki baharda neslinin devamını sağlamak adına toprağa tohumlarını atar, varlığını garanti altına alır.

Oğuz’un evlatları bundan yüzyıl önce baharı uzun süren tarihi yolculuğunun sezon sonuna gelmiş gibi küçük tohumlar atarak tarih sahnesinden çekilirken, 20. Yüzyıla yepyeni fakat küçülmüş bir devletle merhaba demiştir. Sancılı geçen 20. Yüzyıl bu milleti için çizilmiş olan küçük rol sahneleri ile doludur.

İç çekişmeler, bir türlü yerine oturamayan balans ayarlı demokrasi, elitist anlayış, dağdaki çobanla aynı değerde oya sahip olmaktan utanan beyaz derili seçkinler bu dönemin hatıralarıdır. Bu dönem aynı zamanda tohum atma, tohumu koruma ve filizlenme yüzyılı olarak da ileride anılacaktır.

21. Yüzyıl hasta adamın çocukları için sancılı başlamış, ama kısa sürede sosyal amnezi hastalığını üzerinden atarak büyük millet olduğunu artık hatırladığı ve engelleri önünden kaldırarak, yeniden başını kaldırıp dünyaya baktığı bir dönem gelmiştir. Bunu fark eden Anadolu’nun çocukları değildir sadece, filizlenen başakları koparmak isteyenler de bu durumu görmüş ve harekete geçmişlerdir. Bizim için uyguladıkları yöntem , ”uzadıkça buda, soldukça sula” yöntemidir.

21. Yüzyıl tamamen bu prensip çerçevesi içinde şekillendirilmiştir.21. Yüzyılda gençliğine yön veren onu kendi idealleri doğrultusunda yetiştiren, ülkü sahibi, zamanın donanımı ile yüklenmiş nesillere sahip olanlar ayakta kalacak, başkalarının düzenlediği sahte baharlarla iç karışıklıklar yaşamayacaktır.

Orhun kitabelerindeki Bilge Kağan Yazıtı bize, birliğin sağlanması halinde neler yapılabileceğini anlatıyor.

Bu gerçek 1300 yıl önce yazıldığı gibi bugün de geçerlidir.

Destanlarında dağları eriten, çok başlı ejderhayı yenen milletimiz, birlik-beraberlik ve yeniden yükseliş yolunda kalplerdeki buzu eritecek, çok başlı, çok oyunlu, düvel-i muazzamayı bundan 100 yıl önce Çanakkale’de durdurduğu gibi, bugün de onlara set çekecek güce geçmişten daha fazla sahiptir.

Kendi silahını kendi üreten, enerji yollarının patronu haline gelmiş, dünyada pasaportunun itibarı artmış, demokrasisini geliştirmiş, gençliğine sahip çıkan, onları Hz. Ali’nin dediği gibi bugüne göre değil geleceğin ihtiyaçlarına göre yetiştiren Türkiye, bu yüzyıldaki bahardaki çiçeklerinin açmasını garantilemiş bir ülke olacaktır.

Ülkemizde çıkarılmak istenen karışıklıklara ve kardeş kavgalarına, karamsarlıkla yaklaşmayalım. Biz dünyanın en pahalı topraklarına sahibiz. Bu kadar kıymetli topraklar üzerinde ancak güç sahipleri durabilir.

Gücünüzü kaybettiğinizde o toprakları size bırakmayacaklardır. Kardeşlik ve birlik olma bu coğrafyanın kaderidir.

Yoksa mülk sahibi değişir.

Tarihte 16 devlet kurmuş olan milletimiz, bunlardan beş tanesini cihan imparatorluğu yapmıştır. Ancak hiçbir zaman cihan imparatorluklarına yüzyıldan fazla ara vermemiştir.

Haberiniz olsun, Oğuz’un evlatları için ara 2023’te doluyor. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.