
Aile Sağlığı Merkezleri'nde (ASM) görev yapan grup elemanları, yıllardır süregelen hak kayıpları ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle seslerini yükseltiyor. ASM Grup Elemanları adına çalışmalar yapan hemşire Büşra Şahiner’in yaptığı açıklamalar, sistemin iç yüzüne ve kronikleşmiş sorunlara ışık tutuyor.
Aile sağlığı merkezlerinde görev yapan hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni (ATT), tıbbi sekreter ve temizlik personelleri adına konuşan hemşire Büşra Şahiner, “Bizler sadece birer grup elemanı değiliz; sağlık sisteminin vazgeçilmez parçalarıyız ve bu sistemin içinde ‘sağlıkçı’ sıfatıyla görülmek istiyoruz” dedi.
İş Güvencesiz, Özlük Hakkı Olmayan Bir Sistem
ASM Grup Elemanlarının en büyük sorunlarından biri, kamu güvencesinden yoksun şekilde çalışmaları. Aynı işi yapan diğer kadrolu sağlık çalışanlarıyla aralarında ciddi özlük hakkı farklılıkları bulunduğunu belirten Şahiner, “İşe girişte sağlıkçı diploması isteniyor ancak maaşlar asgari ücretin dahi altında. Kıdem tazminatı gibi haklar ise ancak işten ayrıldıklarında ve kamu görevlisi sayıldıklarında gündeme geliyor. Bu çelişki artık çözüme kavuşturulmalı,” diyerek mevcut sistemin adaletsizliğini vurguladı.
"Eleman" Değil, "Sağlıkçı"yız
Hemşire Büşra Şahiner, "ara eleman", "ortak eleman", "yardımcı personel" gibi tanımların ASM grup çalışanlarını değersizleştirdiğini, görev tanımı bile yapılmadan birçok angarya işin kendilerine yüklendiğini ifade etti. “Eleman değil, SAĞLIKÇI’yız. Bizlere yakışan sıfat budur. Sağlık sistemine katkımız pandemi döneminde dahi göz ardı edilemezdi, bugün de edilemez” dedi.
Sosyal Haklardan Mahrumiyet Kadınları Daha Derinden Etkiliyor
ASM’lerde görev yapan kadın sağlık çalışanlarının en temel haklardan dahi mahrum bırakıldığını belirten Şahiner, özellikle süt izni, doğum izni ve gebelik sürecinde çalışan kadınların sahipsiz kaldığını dile getirdi. "Kadınların büyük bölümünü oluşturduğu bu yapı, kadın emeğini hiçe sayan bir sistemle yürütülemez," diyerek sağlık emekçilerinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
“Beyaz Kod” Hakları Yok, Güvenceleri Yok
ASM Grup Elemanlarının şiddet vakalarında beyaz kod verme yetkisine dahi sahip olmadıklarını hatırlatan Şahiner, "Bir sağlık çalışanı olarak risk altındayız ama bize sağlıkçı muamelesi yapılmıyor. Hekimle işçi-patron ilişkisine zorlanıyoruz, işten atılma korkusuyla her işi yapmak zorunda kalıyoruz" dedi.
Kamucu ve Eşitlikçi Bir Sistem Talebi
Açıklamasında aile sağlığı merkezlerinin kamuya ait olması gerektiğinin de altını çizen Şahiner, özel mülklerden kiralanan ASM binalarının yerine, devlet eliyle kurulan kamu binalarının olması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda tüm sağlık çalışanlarının devlet güvencesi altında çalışması gerektiğini dile getirdi.
“Aile Hekimliği sistemi, sadece hekimlerden ibaret değildir. Onların omuzlarına yüklenen bu sistem sürdürülemez. Grup elemanları da bu sistemin asli unsurudur. Kamucu, eşitlikçi, barışçıl bir yapıya ihtiyaç var.”
“Kadro ve Sağlıkçı Kimliği En Temel Hakkımız”
“Sağlık sisteminin yükünü çeken bizlerin, ‘kadrolu’ ve ‘güvenceli’ çalışma hakkı artık teslim edilmeli,” diyen ASM çalışanları, kadro taleplerini net ifadelerle ortaya koyuyor:
Eşit işe eşit ücret ve eşit özlük hakkı
Branş farkı gözetmeksizin kadro verilmesi
Sağlıkçı tanımının resmi olarak kabul edilmesi
Maaşların ve sosyal hakların iyileştirilmesi
İşten çıkarılma korkusunun son bulması
“Sağlığın Elemanı Olmaz; Sağlıkçı Olur”
“Pandemi döneminde alkışladığınız sağlık ordusu, bugün işsiz kalıyor. Ücretsiz ulaşım hakkı yok, kıyafet yardımı yok, promosyon yok… Ama sorumluluk var, fedakârlık var. Artık yok sayılmak istemiyoruz,” diyen ASM grup elemanları, taleplerinin sadece adalet ve eşitlik olduğunu vurguluyor.
Son sözleriyle kamuoyuna ve Sağlık Bakanlığı’na seslenen Şahiner şöyle dedi:
“Bu sistem sürdürülebilir değil. ASM Grup Elemanları kadro istiyor, eşit hak istiyor, sağlıkçı kimliğiyle anılmak istiyor. Aksi takdirde her geçen gün daha fazla sağlık çalışanı sistem dışına itilecek ve bu da halk sağlığını doğrudan etkileyecek.” (SELİME AYDEMİR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.