Adı Kanser Köy’e çıkan, geçmişin Söke Kisir Köyü, günümüzde 360 nüfuslu Kisir Mahallesi’nde trafik kazası haricindeki ölümlerin hepsinin sebebi kanser. Mahalle Muhtarı Baki Suna, son 10-15 yılda çok sayıda kişiyi kansere kurban verdiklerini ve neredeyse her evde kanser hastasının olduğunu söylüyor.

 (FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Kanserle savaşan mahallelilerin en küçüğü Nurcan ise, henüz 13 yaşında. Kisir Mahallesi sakini Keziban ve Hüseyin Ayan çiftinin kızı Nurcan, 9 aydır Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) tedavi görüyor.

NORMALİN 450 KATI RADYASYON VAR

Üç farklı bilim insanın araştırma yaptığı Kisir Mahallesi'nde normal radyasyon oranının 450 kat fazlası radyasyon tespit edildi. Bunun sebebi olarak da, mahallede 1957-1960 yılları arasında İngilizlerin açtığı 3 futbol sahası büyüklüğünde uranyum kuyuları ve silisyum madeni kazan firmalardan kaynaklandığı söyleniyor. Uranyum kapaklarının açık olması, silisyum madenleri nedeniyle kirlenen akarsuları ve toprağı kullanan mahalleliler kansere yakalanıyor.

Amerika’da yaşayan nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Almanya’da yaşayan Nükleer Savaşa Karşı Uluslararası Hekimler Birliğinin Almanya Seksiyonu Üyesi Radyolog Doktor Alper Öktem ve Dokuz Eylül Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Enver Yaser Küçükgül olmak üzere 3 ayrı bilim insanı Kisir Mahallesi'nde araştırmalarda bulundu ve mahalleyi “Afet Bölgesi” olarak tanımladı.

DOĞUM GÜNÜNDE HASTANEDEYDİ

7'inci sınıf öğrencisi Nurcan, 13'üncü yaş gününde dilinde oluşan kitle nedeniyle tedavi gördüğü ADÜ Hastanesi’ndeydi. Nurcan kendisine ne olduğunu, neden 9 aydır Aydın’a gelip gittiğini bile bilmiyor. Arkadaşlarından, okulundan uzak kaldığı ve hastaneden çok sıkıldığını söylüyor her fırsatta. Baharatlı, tuzlu yiyeceklerin yanı sıra aralıklarla dilinden örnek alındığı için katı yiyecekler bile tüketemiyor. Ne Anne Keziban Hanım, ne de baba Hüseyin Bey tanımlayamıyor kızlarının hastalığını. Keziban Hanım, “Doktorlara soruyoruz, ‘Türkçesini söyleyin’ diyoruz, ‘Liken’ diyorlar. Biz de ne olduğunu bilmiyoruz. Ameliyat sonuçları geldiği zaman çıkacağız inşallah” diyerek kurtulmayı umuyor.

Odaya çıkmak istemediği için zamanının büyük bir bölümünü hastane bahçesinde dolaşarak geçiriyor Nurcan, “Keşke gezmek için de Aydın’a gelebilsem. 9 aydır Aydın’a gelip gidiyoruz, ama çarşısını görmedim, gezmek istiyorum. Ya da hiç gelmeyelim okulumdan uzak kalıyorum, arkadaşlarımı öğretmenlerimi özlüyorum” diyerek çaresizce içinde bulunduğu durumdan ne kadar sıkıldığını anlattı.

AYLARDIR HAZIRLANDIĞI YARIŞMAYA DA KATILAMAMIŞ

Keziban Ayan, kızının hastaneye, test kitaplarıyla değil de Kuran-ı Kerim ve Peydamber Efendimiz’in hayatını konu alan kitaplarla geldiğini söyledi. Aylardır Söke’de Peygamber Efendimiz’in hayatı kapsamında yapılan yarışma için hazırlanan Nurcan, ameliyat gününe denk geldiği için yarışmaya katılamamış. Nurcan, çok istediği yarışmaya katılamadığını şöyle anlattı:

“Çok çalışmıştım, çoğu arkadaşım katıldı, ama ben hastanede olduğum için katılamadım yarışmaya. Çok üzgünüm. Bir an önce gitmek istiyorum eve. Kitap okumayı çok seviyorum, okulumu, kitaplarımı, özlüyorum.”

“MORALİ YÜKSEK”

Keziban Ayan, kızının hastalığını tam olarak anlayamadığını ki anlayacak yaşta da olmadığını belirterek, “Hastane odasında 2 kişi kalıyoruz. Nurcan televizyon izliyor. Katı yiyecek tüketemediği için çok sevdiği ayranı içiyor. Çoğunlukla bahçeye iniyoruz, kızımın morali yüksek” dedi.

YETKİLİLERE SESLENDİLER

Gülümsüyor, ‘Az kaldı bir daha gelmeyeceğiz buraya’ diyor Nurcan. 13 yaşındaki Küçük Kız, daha yolun çok başında. Babası Hüseyin Ayan ve Kisir Köyü Muhtarı Baki Suna da, “Nurcan’ı kurtaracağız, başka çocuklarımız ya da yakınlarımız kansere yakalanmasın artık” diyerek yetkililerden Kisir Mahallesi için çalışmalarda bulunmaları ve bugüne kadar alınmamış olan önlemlerin alınmasını istiyorlar. (GAMZE KORKMAZ)

Siyaseti değil Nurcan’ı yazacağım