Aydın’daki Salı pazarında tezgâh açan küçük üreticiler, ekonomik sıkıntılar ve düşük satış oranlarıyla mücadele ediyor. Yıl boyunca emek vererek yetiştirdikleri ürünleri tüketiciye ulaştırmak isteyen üreticiler, hem aile geçimlerini sağlamak hem de ürünlerini tanıtmak için pazara geliyor. Ancak marketlerin yaygınlaşması, yüksek maliyetler ve sınırlı müşteri ilgisi, küçük tezgâh sahiplerinin kazancını ciddi şekilde düşürüyor. Gülbeyaz Ege, yaşadığı zorlukları hem kendi sözleriyle hem de anlattıkları üzerinden aktardı.
PAZARA GELMEK ZORUNLULUK
Gülbeyaz Ege, pazara gelmek zorunda olmasını şu sözlerle ifade etti: "Vallahi gücüm kuvvetim bile yok. Eğer aylığım olsaydı, gelmeyecektim. Ama mecbur geliyorum, yerimde boş kalmasın diye." Üretici, pazarda satış yapmanın ekonomik bir zorunluluk olduğunu, vergi, kira ve odun kömür gibi giderlerin aile bütçesi üzerindeki yükünü de anlattı.
ÜRÜNLER VE FİYATLAR
Ege, sattığı ürünleri ve fiyatlarını şöyle açıkladı: "Elma, mandalina… 30 liraya alıyoruz, 35 liraya satıyoruz. 5 lira para koyar mı bu? Hiçbir şekilde yeterli olmuyor." Üretici düşük kar marjı ve artan maliyetler nedeniyle satışlardan elde edilen gelirin aile ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini belirtti.
DÜŞÜK SATIŞLAR VE PAZARIN DURUMU
Ege, son haftalardaki satışlardan da bahsetti: "Hiç iyi olmuyor. Pazarlarda satışlar oldukça düşük. Marketler açıldığından insanlar çoğu ürünü oradan alıyor, pazara gelmiyor." Bunun küçük pazarcılar için ciddi bir sorun oluşturduğunu ve satışların sürdürülebilirliğini zorlaştırdığını dile getirdi.
PAZARDAKİ HAYAT MÜCADELESİ
Pazarın zorluklarını özetlerken Ege şunları söyledi: "Bir aylığım olsaydı hiç gelmezdim. Pazardan para kazanamıyoruz, cebimizden harcıyoruz. Yer parası, kira, odun kömür derken yapamıyoruz."
Bu açıklamalar, küçük üreticilerin pazarda ayakta kalabilmek için verdiği zorlu mücadeleyi gözler önüne seriyor. (İREM AKCAN)























ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.