
Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Kuşadası’nda yer alan ve hem doğal zenginliği hem de binlerce yıllık tarihiyle dikkat çeken Yılancıburnu Koyu için alarm verildi. Kuşadası Sivil Toplum Platformu, bölgenin “Deniz Koruma Alanı” ilan edilmesi için çağrıda bulunarak yetkililere resmi başvuru yaptı.
Deniz çayırları gibi yalnızca Akdeniz’e özgü endemik türlerin yaşam alanı olan Yılancıburnu, aynı zamanda Neopolis Antik Kenti'nin kalıntılarına da ev sahipliği yapıyor. Arkeolojik sit alanı olarak koruma altında olan koy, bugün ise dikenli tellerle çevrilmiş durumda. Oysa Anayasa ve Kıyı Kanunu açık: Kıyılar halkındır, kamuya aittir ve herkesin serbestçe yararlanma hakkı vardır.
Platform tarafından yapılan açıklamada, Yılancıburnu’nun Kuşadası Körfezi’nde denizel biyoçeşitliliğin en yoğun olduğu bölgelerden biri olduğuna dikkat çekildi. Deniz erişteleri ve makroalgler açısından zengin olan koyda, aynı zamanda kültürel mirasın önemli bir parçası olan arkeolojik alanlar da bulunuyor. Yapılaşma baskısının bu doğal ve tarihi mirası tehdit ettiğine dikkat çeken platform üyeleri, “Yılancıburnu Koyu gelecektir, korunmazsa yok olur” diyerek bölgeye sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Kuşadası Sivil Toplum Platformu, koruma çağrısını yalnızca açıklamalarla sınırlı bırakmayarak Kuşadası Kaymakamlığı’na resmi dilekçeyle başvurdu. Süreç tamamlanana kadar da bölgedeki koruma ve denetim sorumluluğunun eksiksiz yerine getirilmesi talep edildi.
Vatandaşlara da çağrıda bulunan platform, “Yılancıburnu sadece bir koy değil; geçmişin izlerini taşıyan, doğayla iç içe bir yaşam alanıdır. Gelecek kuşaklara kalması için hep birlikte sahip çıkmalıyız” ifadeleriyle destek istedi. (ERDAL AYDIN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.