
Aydın’ın Didim ilçesinde yaz tatilinin son günlerini değerlendiren vatandaşlar, Altınkum sahilinde balık avına çıktı. Kimileri için çocukluk alışkanlığı, kimileri içinse bir terapiye dönüşen balık avı, sahilde renkli görüntülere sahne oldu.
“BALIK TUTMAK BANA TERAPİ GİBİ GELİYOR”
Ankara’dan tatil için gelen Nuray Döngel, balık avını huzur bulduğu bir uğraş olarak tanımladı:
“Yazın geliyorum, bugüne kadar buradayım. Deniz bana huzur veriyor. Balık tutmak da bir terapi gibi. Geçen sene arkadaşım sayesinde başladım, o tutarken izledim ve bana iyi geldiğini fark ettim. Hemen bir olta aldım, o günden beri bırakmadım.”
Balık tutmanın inceliklerini de anlatan Döngel, oltasının ucundaki zille balığın geldiğini anladığını söyledi:
“Ekmeği sarıp oltayı atıyorsun. Zil çaldığında balık geliyor. O an gerçekten insanın içi ferahlıyor. Huzur bu işte.”
“50 YIL TIR KULLANDIM, ŞİMDİ BALIK TUTUYORUM”
Emekli tır şoförü Adnan Aydoğan da sahilde oltasını denize atanlar arasındaydı.
“Ben 50 yıl tırcılık yaptım. 2010’da bıraktım. Oğlan burada yazlık aldı, geliyoruz her sene. Bugün de siftah ettik, küçük ama balıktır.”
Aydoğan, balığın türünün “sarı kulak kefal” olduğunu söyleyerek şunları ekledi:
“Bunun tadı güzeldir. Biz hanımla birkaç tane tutunca dolaba atıyoruz, sonra cızbız yapıyoruz. Pazardaki fiyatını hiç bilmem, tutuyoruz bizden gelenle yetiniyoruz.”
Ancak sahildeki çevre kirliliğinden şikâyetçi:
“Millet buraya gelip yiyor, içiyor ama pisliğini bırakıp gidiyor. Çöp kutusu var ama kullanmıyorlar. Eğitim yok, terbiye yok. Sabah suyun içinden ne kadar atık topladım anlatamam.”
“KAMERA SİSTEMİYLE TEKNE DÖNEMİNDEN KIYI BALIKÇILIĞINA”
Nazilli’den gelen Emin Beyazıt, balıkçılığı uzun yıllardır bir yaşam biçimi haline getirdiğini anlattı:
“İlk oltayla başladım, şimdi 8–10 oltam var. İki tane zodiak teknem vardı, sattım. Sonra kamerayla izlenebilen küçük bir tekne aldım, onu da sattım. Şimdi kıyı balıkçılığıyla vakit geçiriyorum.”
Beyazıt, oltanın başında geçirilen sürenin önemine değindi:
“Bazen saatlerce bekliyorsun ama mesele balığı tutmak değil. Burada oturmak, denizi seyretmek. Nasip varsa geliyor zaten.”
“EŞİMLE BAŞLADIM, ARTIK HAYATIMIN PARÇASI”
30 yıldır Didim’de yaşayan Ümhan Esen, 10 yıldır balıkçılıkla uğraştığını anlattı:
“Kızımın nişanlısıyla balığa gittik, bir deneyeyim dedim, büyük bir balık tuttum. O günden beri bırakmadım. Eşim de seviyordu, emekli olduktan sonra öğlene kadar evde, öğleden sonra hep denizdeydik. Eşim beş yıl önce vefat etti ama ben alıştım, bırakamıyorum.”
Esen, havanın balıkçılığı ne kadar etkilediğini de anlattı:
“Bu aralar deniz çok durgun, balık az ama ikindiden sonra kefal güzel geliyor. Havanın durumuna göre değişiyor. Şans işi ama çok zevkli. Kışın evde takı yapıyorum, torunlara bakıyorum. Hava güzelse oltamı alıp sahile geliyorum. Zaman böyle geçiyor.” (SELİME AYDEMİR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.