AyFm 100.5
  • 22 Ekim 2025, Çarşamba 15:16

“Vergi yükü vatandaşı eziyor”

tvDEN ekranlarında Kuş Bakışı'nı sunan hukukçu-sosyolog Zekai Savaşlar, programda Türkiye’nin temel sorununu “bozulan bürokrasi düzeni” olarak niteledi; enflasyonun faturasının vatandaşa kesildiğini, belediyelerde aşırı vergi ve harç artışlarıyla hukukun zorlandığını söyledi. Zeytincilikte planlı ıslah ve verim dönüşümü çağrısı yaptı; “organik/soğuk sıkım” tartışmalarındaki bilgi kirliliğini eleştirdi. Gazze başlığında ise meselenin “yalnızca İsrail-Filistin çatışması değil, emperyal projelerin sahnesi” olduğunu savundu.

“TEMEL SORUN BOZUK BÜROKRASİ DÜZENİ”

Savaşlar, “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna “Bürokrasi” diyerek yanıt verdi, bunun memursuz devlet çağrısı değil, yanlış işleyen karar mekanizmasına itiraz olduğunu belirtti.

“Cumhuriyetin kuruluşundaki bürokrasinin rolü muhteşemdi; Osmanlı’nın yıkılışında ise aynı kurum memleketi felakete sürükledi” dedi. Belediye bürokrasisinin halka “yetki suistimali” ile zulmettiğini savundu; karar makamlarındaki isimlerin kanunsuz uygulamalara ‘dur’ demediğini öne sürdü.

“Paranın üstünde imzası olan bir bürokratın dahi gözaltına alındığına dair haberler gördük. Bu tablo, söylediğimi teyit ediyor.”

ENFLASYONUN YÜKÜ VATANDAŞA BİNDİRİLDİ

Savaşlar, yüksek vergi ve ardışık zamların enflasyonu beslediğini, faturanın vatandaş üzerinden kapatılmaya çalışıldığını ifade etti. Ticaret ve sanayinin geliştiği ülkelerde vergilerin düşük, ücret-maliyet dengesinin rekabetçi olduğuna dikkat çekti:

“Vergiyi arttırdıkça ücret artar, maliyet şişer; üretici daha düşük vergi-maliyet coğrafyalara kaçar. Türk tekstilinin dışarı taşınması bunun sonucudur.”

EMLAK VERGİSİ ÖRNEĞİ VE BELEDİYELERE UYARI

Yerel yönetimlerde yeniden değerleme oranının aşıldığını, bazı büyükşehirlerde %300-%400 artışlar yapıldığını anlattı. İstanbul’dan verdiği örnekte konut sahiplerinin ‘ev kirası gibi emlak vergisi’ ödediğini, apartman giderleriyle toplam yükün “sabit gelirliyi ezdiğini” vurguladı.

“Şişli’de ‘maaş yetiştiremiyoruz’ diye açıklama duydum. Kadroları partizanca şişirirseniz elbette bütçe yetmez; yükü vatandaşa bindiremezsiniz.”

“MİLLİ SEFERBERLİK” ÇAĞRISI

Ekonomide yapısal düzenleme olmadan pansuman tedbirlerin işlemediğini söyleyen Savaşlar, siyasete ortak akıl daveti yaptı:

“Bu iş artık olağanüstü noktadadır. İktidar-muhalefet el ele, enflasyona karşı milli seferberlik ilan etmelidir. Aksi halde ‘göle su gelinceye kadar kurbanın gözü çatlar’.”

ZEYTİN DOSYASI: PLANLI ISLAH, DOĞRU CİNS, ADİL PAZAR

Türkiye’nin zeytin-zeytinyağı başlığında coğrafi üstünlüğe sahip olduğunu anımsatan Savaşlar, verim ve standardizasyon eksikliğinin kronik sorun ürettiğini söyledi.

“Her bölgenin endemik çeşidi var; yağ ve sofralık oranları farklı. Planlı ıslah ve cins dönüşümü olmadan üretici tatmin olmuyor; ihracatta İspanya-İtalya-Yunanistan’ın gerisinde kalıyoruz” dedi.

“Dekar başına gelir artırılmalı; yabanilerin aşılanması programı yeniden hızlandırılmalı. Zeytinliklerin yanına kirletici tesis kurulmaması kâğıt üstünde kalmamalı.”

MALİYET VE İŞÇİLİK ÇIKMAZI

Ziraat odalarının açıkladığı artan maliyetleri hatırlattı; dağlık arazilerde hasat ve bakım yükünün yüksek olduğunu, üreticinin işçilik ücretine karşı kırılgan kaldığını dile getirdi.

“ORGANİK/SOĞUK SIKIM” SÖYLEMLERİNDE BİLGİ KİRLİLİĞİ

“Her gün bir bardak organik zeytinyağı” gibi iddiaları bilimsel dayanaktan yoksun genellemeler diye niteledi:

“Akdeniz sineği, zeytin güvesi gibi zararlılarla mücadele yapılmadan sağlam meyve olmaz. ‘Organik’ demek ilaçsız ve kusursuz ürün demek değildir. Soğuk sıkımın da teknik ve kapasite sınırları var; bunu genellemek tüketiciyi yanıltır.”

Tağşişe (pamuk yağına zeytinyağı karıştırma) karşı ağır yaptırım talep etti; sektörün itibarının korunmasını istedi.

ZEYTİNLİKLERİN KORUNMASI: MEVZUAT VAR, UYGULAMA ZAYIF

Zeytinliklere 3 km mesafede kirletici tesis yasağını anımsattı:

“Valilikler ve ilgili kurumlar mevzuatı uygulamakla yükümlü. Sahada çimento-beton tesislerinin zeytinliklere komşu kurulduğu görülüyor; buna izin verilmemelidir.”

GAZZE YORUMU: “SAHNE GENİŞ, PROJE ESKİ”

Programın son bölümünde Savaşlar, Gazze bağlamının yalnızca iki aktörlü bir savaş değil, emperyal projelerin sahnesi olduğunu savundu. Tarihsel-teolojik referanslarla “vadedilmiş topraklar” söyleminin zamanla sınır genişletme ideolojisine dönüştürüldüğünü ileri sürdü.

“Bu, enerji ve stratejik üstünlük hedefli bir ‘yeni haçlı seferi’ kurgusudur. Rejisörlüğünü tarihsel olarak Londra, bugün Washington üstleniyor. Bölgesel etnik-dini fay hatları bu projeyle tetikleniyor.”

Savaşlar, ateşkes ve arabuluculuk süreçlerinde büyük güçlerin kendi çıkarlarına göre oyun kurduğunu söyleyerek “Gazze sahnesi bu bütünün parçasıdır” dedi. (HAZEL BAYIK)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.